LİBERAL

Tarih-Kültür-Doğa Harikası Antalya

EKSİK KALIRDI EKONOMİK BÜYÜME OLMASA…

 

Prof. Dr. Hasan Bülent KAHRAMAN / Bakmak Görmek Bir de Bilmek Kitabı…

Dr. Sadık BADAK- Prof. Dr. Kürşat ÖZDAŞLI / Uluslararası FUARLAR ve Türkiye Kitabı…

Birincisi sanatın tüm dallarında ve kültürel yaşamımızın büyük düşünürü, ikincisi ise ekonomik büyüme sahasında usta. İki yazarın okuduğum kitapların içeriğindeki söylemlerden yola çıktım.

ÇAL BALI DAĞ ZİRVESİNDE ANTALYAYI OKUMAK

Üç söğüt ovasında bir sabah

Dağ çantamda bazlama içinde peynir

Kuru üzüm, ceviz ve incir

Bir de termosta demli çay ile birlikte;

“BAKMAK GÖRMEK BİR DE BİLMEK KİTABI:”

“İnsanın yaratıcılığı büyüleyiciliği Kültürel, zihinsel olarak ürettiğindedir. İnsan zihniyeti doğayı bir bilinç nesnesine dönüştüren ve onunla irtibatlandıran doğa içindeki insandan ve insanın içindeki doğadan duyulan yabancılık aykırılık duygusudur dışa vuran… Kültür doğal olandan uzaklaşır. Uzaklaştırır. Bu uzaklaşma, yaratıcılığın kendisine duyduğu özgüvendir. Sanat, kültürün en ileri noktasıdır. Sanat beni her zaman büyüledi ve tüm hayatımı estetiğin içinden yaşadım. Kuramsız bir estetikse düşünülemez. O da bana göre doğanın çıplaklığı kadar çıplaktır ve bir başka tür doğallıktır. Güzellik, doğal olanda ve çıplak gözle değil, donanımlı bir bilinçte, görmekte ve bilmekte teşekkül eder. “çirkin yetisi” bile kültürle edinilebilecek bir yetidir… Görselliğin bize uzak, yabancı bir şey, görüntününse çok özgül bir uzmanlık alanı olduğunu düşündük. Fakat bir bütün olarak ele alındığında görsellik, gündelik hayatı ve bilincimizi en fazla belirleyen unsurdur.” Bir bütün olarak tarih kültür, doğa,  görüntü, görsellik kavramlarını sanatın bin bir pırıltılı aynasında usanmadan anlatıyor; Prof. Dr. Hasan Bülent KAHRAMAN.

Şimdi doğanın bir paçasıyız bu sabah bu mekanda;

Üç söğüt Cuma ovası,  Çal balı dağı ve ormanı

Ve eteklerinde kurşun asker misali

“UYGARLIĞIN BUNALIMI” Şehir insanı unutmuş gibi, derdi tasayı.

Anlatıları ve arzuları; kirletiyor doğayı.

Bozkırdan gelen kuzey rüzgarı, aldı götürdü seslerini, nisyan pasını, kirini.

Uyandı uykusundan şehir insanı.

Dağ orman insan ve nesne, uçsuz bucaksız harika çevre

Bu sabah bu ormanda rüzgarı biçen yapraklarda

Doğaçlama bir Muzo CLEMENTİ, Gülnihal Valsı ile Dede Efendi

“BİR” ve birden çok sesli, Pan flüt ile lirik bir senfoni.

Yalvar yakar tırmandık yamacını arşa uzanan dağın

Çal balı dağ doruğunda: tam da, Nazımın şiiri tadında

“Kocatepe yanık ve İhtiyar bir bayırdır

Ne ağaç, ne kuş sesi Ne toprak kokusu vardır” misali.

Çal balı dağ zirvesinde; ne bir ağaç ne de bir bitki.

Göründüğü gibi değil gördüğün dağ dorukta.

Sınırsız zaman ve mekan.

Rengarenk bir algıdır görünen, benlikte kodlanan an.

Şimdi dünya daha güzel; ama!

“Gerçeklik göründüğü gibi değildir.”

Diyor: Carlo ROVELLİ…

Zirvede kuşbakışıyla koca körfez, zümrüt bir gerdanlık gibi

Süslüyor ak gerdanını nazlı Antalya’nın

Dağ orman deniz ve devasa binalar

Şimdi bin altı yüz elli metrelik zirvede

Yapay minyatürden nesneler “göreceli”

 Bencileyin güzel Antalya’da ekonomik büyümeye

Yol gösteriyor söylemlerinde Sadık Badak.

“Ekonomik Büyüme” modelinde bilgili biri.

Ahmet Hamdi TANPINAR; “ Antalyalı genç kıza mektuplar ve Huzur roman” ında, edebiyatı şiiri sevmesinde bu şehrin denizinin dağının katkısının büyük olduğunu anlatır.

Tarık AKILTOPU; şiirlerinde “… Yaz aylarında, ahalisinin çoğu yaylalarda… Ağaçlarda çırçır öten böcekleri… Dükanlarda uyuyan esnaflar… Ayda bir duyulan vapur sesi… Kahvelerden geliyor gramafon sesi…” Antalya’ya aşık her iki şairden biri sevgilisinin ihtişamlı güzelliğinden diğeri de o zaman ruhunda ekonomisini anlatıyor gibi algıladım. Benim gördüğüm ise masal şehirleri kadar büyüleyici bu kentin 1990 yılında tarımda, turizmde, ticarette ve sanayi de devrim niteliğinde yapmış olduğu sosyokültürel ve sosyoekonomik hamlelerle Türkiye’nin gelişmişlik açısından kentler arasında ilk üçün içinde yer almasıdır. Antalya’nın köklü kurum ve kuruluşların yanında yeni bir ruhla çalışmaya başlayan ANSİAD’ın kurucu üyeleri ve 1990- 1998 yılları arasında başkanlığı yapmış Sadık BADAK’ ın yeni çıkan kitabı gerçekten ufuk açıcı …

Dr. Sadık BADAK-Prof. Dr. Kürşat ÖZDAŞLI/ULUSLARARASI FUARLAR VE TÜRKİYE Kitabın ön sözünde; “Türkiye sahip olduğu zengin tarihi ve kültürel miras ile özel coğrafi konum sayesinde kapsamlı kültürel tanıtım faaliyetleri yürütmektedir. Uluslararası sanat, fuar, sergi, spor gibi etkinlikler dünya kamuoyuna sunulması çok önemlidir. Bu çerçevede merkezi Paris’te bulunan Uluslararası Sergiler Bürosu’nun (BIE) himayesinde düzenlenen dünya ve uluslararası EXPO’ lara özel önem vermekteyiz… Ülke olarak düzenlediğimiz ve iştirak ettiğimiz çok sayıda uluslararası fuar organizasyonu kapsamında hatırlanacağı üzere 2016 yılında memleketim Antalya’da “Bitki ve Bahçecilik EXPO’ sunu” rekor sayıda ülkenin iştirakiyle başarıyla gerçekleşmiştir. Değerli dostum Dr. Sadık Badak’ın doktora tezinin genişletilmesiyle hazırlanan bu kitap, geçmişten günümüze Avrupa ve Anadolu’da kurulan fuarlar ile 1851 Londra EXPO’ sundan bu yana gerçekleşen tüm dünya EXPO’ ları hakkında okuyucuya kıymetli bilgiler sunmaktadır.”

Mevlüt Çavuşoğlu-T.C. Dışişleri Bakanı.

Ayrıca kitabın “SUNUŞ” bölümünü kaleme alan Prof. Dr. Kürşat ÖZDAŞLI; “Özellikle ticari malların ve parasal araçların dolaşımı bağlamında ekonomik küreselleşmenin hayale sığmayacak boyutlara ulaştığı günümüz dünyasında Ticari Fuarların önemli bir yere sahip olduğunu görmekteyiz. Ticaretin aktörlerini buluşturan, onlar arasında bilgi alışverişi hızlandıran fuarlar birçok sektörde vazgeçilemeyen etkileşim ortamları haline gelmişlerdir. Düzenlenen fuarların birçok farklı ülke üreticisi ve tüketicisini bir araya getiren Uluslararası fuarlar da ekonomik canlılığa katkı sağlamaktadır. Düzenlendiği şehre ve Ülkeye de yüksek düzeyde ekonomik, sosyal ve kültürel faydalar sağlamaktadır… Bu çalışmada fuarcılığın kavramsal ve tarihsel çerçevesi çizilmiş, modern dönem fuar organizasyonları ve EXPO’lara detaylı olarak incelenmiş ve kitapta ülkemizle ilgili eksikliklere dikkat çekildiği gibi bu eksikler nasıl giderebileceğimize dair bir model önerisi sunulmuştur. Eserin üzerinde adımın olması doktora tez çalışmasında sergilemiş olduğum danışmanlık rolünden ve daha sonraki eklenen bölümlerdeki çalışmalarımdan kaynaklanırken eserin oluşumu ve başarısı tümüyle Dr. Sadık BADAK’a aittir.”

Dr. Sadık BADAK; 1990’da Antalya’yı eksen alarak bölgesel ekonomik büyüme projeler hakkındaki çalışmalarını önce fikir üreterek dile getirdi. Bu tıpkı erken Cumhuriyet dönemi “Siyasal Merkez” in “Pasif Modernleşme” modelinin kopyası gibiydi. Yani önce kültürel altyapısını hazırladı. O, zaman ruhunda genç girişimciler; küçük işletmelerde geleneksel ticaret usulüyle esenliğe ve refaha erişmek öncelikli amaçlarıydı. Bölgenin turizme açılması birçok sorunları da beraberinde getirmişti. Başta Antalya olmak üzere; bölge tam da bir inşaat şantiyesi yerine dönmüştü.  Mega tatil köylerinin altyapısı için malzeme tedariki geleneksel sanayi ya da ticaretle karşılanacak gibi değildi. Büyük ekonomik büyüme değişim ve dönüşüme ayak uydurmak öncelikli bir hal almıştı. Antalya’yı önce yurtiçi gelişmiş “İstanbul – İzmir – Ankara  “ gibi illerdeki ticaret ve sanayide başarılı olan firmalarla buluşturmak için Sadık BADAK çalışmalar yaptı. Temel bilgilerine ve ürettiği fikri düzeydeki projelerine bilimsel bir tutarlık zemini oluşturmak için

Yurt genelinde ekonomi ve işletmeler açısında yaratıcı fikir üreten, sanayi ve ticarette ehil insanların iş tecrübelerinden, ekonomi ve işletme dalında bilim uzmanların yayınlarda yaptıkları analiz ve sentezleriyle tanınan üniversite öğretim öğelerinin fikirlerinden faydalandı. Akdeniz bölgesinin önde gelen ticaret ve sanayi iş insanlarını, yerel yöneticilerini, “KİT” de çalışan üst kademe yöneticilerini, siyasetçilerini; Falez – Dedeman gibi nezih otellerin albenili konferans salonlarında bir araya getirmeyi başardı. Konuşmacıların hepsi de düşünce ve icraatta sosyoekonomik ve kültürel anlamda profesyonel, üst beyinsel düzeyinde disiplinli seçkin insanlardı. Buna benzer etkinliklerin sayısı artıkça Antalya ve yöredeki tecrübeli iş adamlarının olumlu ve destekleyici tavrı yanında özelikle genç müteşebbislerin içindeki ihtiras volkanı faaliyete geçmişti. Amerika’nın ünlü üniversitelerinde işletme bilim uzmanlık dalında yetişmiş, uluslararası şirketlerde çalışma becerisine sahip gençler Sadık BADAK’ ın, organize ettiği etkinliklerde o güne kadar adını sanını çok az kişinin bildiği işletme gurularının fikirlerinden yola çıkarak yenidünya düzeninde Ekonomide büyümeyen, yerinde sayan gelişmeyen şirketler ölür.”  Bu uzmanlar Peter DRUCKER- Alvin ve Heidi TOFFLER- Prof. Dr. Hüsnü ERKAN gibi işletme bilim uzmanların kitaplarından alıntılarla işletme sahiplerini işletme kültürü hususunda bilgilendiriyorlardı. Sezar’ın hakkı Sezar’a bütün bunları anlayan anlamlandıranların başında heyecanlı genç Sadık BADAK; 1990ların ortasında çok kaliteli bir dergi olan “ANSİAD DERGİSİ”inde Peter DRUCKER’i yorumlayan yazısını hatırlarım. Bölgesel ekonomik kalkınma fikirlerini ve düşüncelerini heyecanla karşılayan genç girişimcilerin heyecanı onun da ruhunu sarmıştı. Gençlerin enerjisini Bölgenin kalburüstü deneyimli köklü işletme sahiplerinin destekleriyle buluşturma hususunda sağlam bir bağ kurmanın zamanını iyi seçmişti. Çünkü batı Akdeniz ve özellikle de Antalya’da turizm sektöründe o güne kadar görülmemiş “Mega Projelerin” hayata geçirilmeye çalışmaya başladığı bir zamandı. Doğu Akdeniz’den Batı Akdeniz’in coğrafi sınırdaşı olan Güney Ege bölgesinin kadim turizm bölgesi olan Kuşadası ile birleşmişti. “DİE” göre 1986- 1996 on yıl içinde 21 milyar dolar para aktı bu bölgenin tepesine. Ve  “ Sadık BADAK - Ercan EVREN - Sami ATILGAN - Süleyman UYSAL - Hüseyin ÇALIK - Halit AYDIN - Oğuz İKİZOĞLU - Oktay ÖZTÜRK - Osman ZEKİSÖNMEZ - Himmet ÖCAL- Hüseyin ACAROĞLU” - on bir iş insanı Antalya’yı eksen alarak çalışmaya başladılar. Bölgenin ve dahi ülkenin ekonomisinde etkin olan turizm, tarım, ticaret, sanayi gibi sektörlerde büyümeyi hedef alarak; “ANSİAD”I 10 Ocak 1991 tarihinde Antalya Falez Otelde tanıtımı yapılarak kuruluşunu ilan ettiler. ANSİAD gemisinde krallar vardı ama geminin kaptanı genç girişimci Sadık BADAK olarak seçildi. Ekonomik büyümenin doğasına uygun ve olmazsa olmazı iş bilenin idi. Derler ki her güzelin bir kusuru muhakkak vardır. O, zaman ruhunda tartışılmaz dünyanın en güzel şehri Antalya’nın kusuru da yerinde sayan ekonomisiydi. Ve Antalya’nın olağan üstü başarılı kadın- erkek müteşebbisleri 30 sene gibi kısa bir zaman diliminde bugün haberlerde okuduğumuz Antalya’yı küresel bir dünya düzeninde yıldız yaptılar. Mehmet ÇINAR (DHA); Antalya yerel haberlere göre; “Batı Akdeniz dış ticarette 1.2 milyar dolar fazla verdi.  “TÜİK” un, verilerine göre 2020’de Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olan dış ticaret açığına karşın Batı Akdeniz illeri Antalya, Isparta, Burdur önceki yıllarda olduğu gibi 2020 yılında da dış ticaret fazlası vererek ülke ekonomisine büyük katkıda bulundu.”milliyet.com.tr

Antalya 833 milyon dolarla birinci sırada yer alırken Burdur 197 milyon dolar ve Isparta 167 milyon dolarla üçüncü sırada yer alıyor. Yurtta ve dünyada bilgi teknoloji ve yatırım adım adına ne varsa karınca misali yuvaları olan Ticaret, Tarım, Turizm, Sanayi, Serbest Ticaret Bölgesi alanlarına taşıdılar.  Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Antalya Ticaret Borsası, Antalya İhracatçılar Birliği gibi köklü ve etkili kuruluşların deneyimli ve özverili çalışmalarıyla bu şehir artık; insanın çalışma hayatlarını noktalayıp emekliliğinde huzurlu  bir yaşam için seçecekleri Ahmet Haşim ‘in “ Denizlerden esen bu ince hava saçlarında eylesen bilsen”  şiirindeki “O Belde” vasfından çıkarmayı başardıkları gibi bu harika beldenin bu ihtişamlı Tarih, doğa, kültür vasfını zedelemeden eksiği olan ekonomik büyümeyi de elmas parlaklığında bir ziyneti nazlı Antalya’nın yakasına yakışır bir şekilde kondurdular.

wwantalyabugün.com’ da ANSİAD Kent ekonomisini konuştu haberinde; “2002 yılından beri Türkiye’de faaliyet gösteren, 160’ın üzerinde ülkede 9 bin 500 şirket ve 3 binin üzerinde üyesiyle dünyanın en büyük sürdürülebilir inisiyatifi olan UN Global Compact’ın ANSİAD olarak Türkiye’deki resmi üyesi olduklarını kaydeden başkan Akıncı; dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik girişimin bir parçası olma fırsatıyla bu platformda yer almaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.” Diye konuştu. Bu mucize karşısında sanayinin eski hali unutulmuş sanki çok eski zamanların şehrin merkezinde daracık 10-15 metrekarelik Nalburiye dükanların izlerine meraklısından başka kimse bilmez. Tabi bir de demirciler çarşısında hala körüklü demirci ocakların da soba maşası, körelmiş mutfak bıçaklarını bilemeye gelenler, bakır tenceresini kalaylamaya gelenler. Antalya’nın en eski köklü sanayi sitesi bile çok değişti. Baraka tipli küçücük imalathanelerin yerini büyük iş hanları aldı. Bu imalathanelerden bazıları organize sanayi bölgesinde modern fabrikalara dönüşen yurtiçinde olduğu gibi yurt dışında da geniş pazarlarda boy gösteren şirketlere dönüştü. Kim unutur Levent kimya ve onun bir kuyruklu yıldız ihtişamında kayan Güngör PEKŞEN’İ

Kitap hakkında son sözü yazarına verelim “Fuarları; tarihi gelişim süreçleri içinde Bazarlar ve Festivallerden, World Expo’lar ve Sektörel fuarlar ile Fuar Şehirleri ve Fuar Merkezleri açılarından inceleyen kitabın, mesleki eğitim materyali olarak da görevini yapabilmesi yönündeki temennimi saygıyla paylaşmak isterim.” Dr. Sadık BADAK

Bizce de en doğru ve yararlı olanı yazarın bu tespitidir.

KAYNAK:

1-DR. SADIK BADAK – PROF.DR. KÜRŞAT ÖZDAŞLI/ ULUSLARARASI VE TÜRKİYE

Nobel akademik yayıncılık eğitim danışmanlık Tic. Ltd. Şti. Birinci basım Ağustos 2020

2-HASAN BÜLENT KAHRAMAN/ Bakmak Görmek Bir de Bilmek

Kapı yayınları- 1. Basım Mayıs 2015

3- Mehmet ÇINAR/ wwwantalyabugün.com

4- Ebru ÇENGELOĞLU YILDIRIM/ wwwantalyabugün.com

Yayın Tarihi
02.03.2021
Bu makale 15573 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!