Yaşamda alınacak o kadar ders var ki, bizim birazcık etrafımıza bakıp, neler oluyor dememiz gerekiyor.
Geçenlerde, saygın Akademisyen ve çiçeği burnunda Siyasilerin konuşmacı olduğu bir toplantıya, dinleyici olarak katıldım.
Toplantının konusu genel anlamda "ekonomi" ve "bütçe" idi.
Mali yılın başı olması sebebiyle doğal olarak kabul edilen 2024 Mali Yılı Bütçesi, değerli akademisyen ve siyasilerce kendi dünya görüşleri açısından değerlendirildi.
Herbert Spencer'in sözü ile "Her insanın bir dünya" olduğuna göre, herkesin de bu konuya ilişkin bir dünya görüşü ve ekonomik -sosyal durumu sebebiyle bir bakış açısı ve siyasi bir yaklaşımı vardır.
Bütçe, merkez sağ/ siyasi İslam yaklaşımlı, biraz da liberal bir hükümet tarafından hazırlandığı için, sosyal ve sınıfsal tercihleri doğal olarak kendi siyasi tabanına göre yapılmıştı.
Toplantı, sol- sosyaldemokrat eğilimli bir sivil toplum kuruluşunca düzenlenmişti.
Konuşmacılar, sosyaldemokrat ve sosyalist eğilimli siyasiler ve akademisyenler idi.
Haklı olarak da sosyal devleti, bütçenin adil paylaşımını ve kaynakların yerli yerinde kullanılımını savunuyorlardı.
Toplantıya katılanlar ise değişik sosyal ve siyasal kesimden gelenler idi.
Düzeyli ve bilgilendirici, herkesin mutlu olduğu bir toplantı olmuştu.
Konuşmalar, eleştiri ve değerlendirmeler bitince ayağa kalkarak söz istedim.
Önceden tanıdığım kişiler de olunca buyur, konuş dediler.
Ben de çok özür dileyerek, sözlerimin bir eleştiri olarak alınmamasını rica ettim.
Çünkü, konuşmacılar ülkenin muhalif, duayen akademisyenleri ile bir Parti'nin de yönetimine giren akademisyen siyasiler idi; bu durumda bir diyeceğim olamazdı.
Sözlerim daha öncelerine idi.
Sosyaldemokrat bir parti için yıllar önce, önce "Yedinci Ok", daha sonra da "Stratejik Planlama" düşünce toplulukları olarak hazırladığımız ve zamanla da güncelleyerek muhalefetteki bir siyasi partinin Genel Başkan ve yöneticilerine istekleri doğrultusunda verdiğimiz birçok proje vardı.
Bunlardan birisi de "Yurttaşlık Temel Geliri ve Aile Sigortası" projesi idi.
Siyasi söylem olarak dillendirilen, genel iktidar olmasa da yerel iktidarlar ellerinde iken, hayata geçirilmesi mümkün bir proje idi.
Derler ki, "Dervişin fikri ne ise, zikri de o'dur"!..
Her ne kadar parti sosyaldemokrat görünümlü olsa da, yöneticiler liberal ve merkez sağ düşünceli olunca, "SOSYAL DEVLET" ve projeler sözde kaldı;
"kes kopyala yapıştır" yöntemi ile kuşa çevrilip, özünden uzaklaştırılırken, kişilerin günübirlik başarılarına sayıldı.
O yüzden, yıllardır anlattıkları bu proje sadece isim olarak akıllarda kaldı, uygulaması yapılmadı.
Bütün bunları somut olay örnekleri ve kişileri de delil göstererek anlatınca, herkes birazcık şaşırdı.
Bunları anlatırken, yıllar önce dinlediğim bir fıkra da aklıma gelince, onu da anlattım.
Sosyal çevrelerde dolaşan genç ve güzel bir kadın, deneyimli, eğitimli, kültürlü bir bey ile tanışır ve evlenmeye karar verirler.
Evlenmelerinin üzerinden bir süre geçince genç kadın, bir doktora danışmaya gider.
Doktor kadına buyurun, sizi dinliyorum, der. Kadın da başlar sorunu anlatmaya.
Doktor Bey, biz kaç yıldır evliyiz ama ben hâlâ bakireyim.
Doktor şaşırır ve nasıl yani, der.
Evet, biz kaç yıldır evliyiz ama ben hâlâ bakireyim.
Peki eşinizi biraz anlatır mısınız.
Eşim yakışıklı, sosyal, entellektüel, kültürlü ve ekonomik olarak da hiç bir sorunumuz yok.
Peki eşinizin bu cinsel yaşam hakkındaki durumu ve düşünceleri nedir?
Genç kadın anlatır.
Doktor Bey, eşim cinsellik ve seks hakkında çok bilgilidir. O, bunların felsefesini, psikolojisini, kültürünü, sisyolojisini her şeyini çok iyi bilir ve herkese de anlatır.
Doktor şaşırır, iyi de hanımefendi madem bu kadar bilgili, kültürlü ve genç bir eşiniz var, bu sorun neden o zaman, der.
.Genç kadın biraz üzgün ve mahcup bir eda ile:
Evet Doktor Bey, eşim bütün bunların her şeyini bilir de, kendisi sosyal demokrattır, söz vardır ama uygulamasını yapmaz der.
Yukarıda anlatılan olayları ve projeleri bir gözönüne aldıktan sonra, birilerinin neden iktidar olmadıkları, olamadıkları sorusuna yanıtı, siz verin!..
Yalnız, bunları da seçenin sizler olduğunu da düşünerek!..