Ruhsuzluk en büyük tehlike!....

*Ülkenin çığ gibi artarak büyüyen en tehlikeli sorunlarından birisi de bu olsa gerek “günümüzde yaşanan en büyük tehlike ruhsuzluk!..”

 

Bilhassa yeni kurulan yuvalarda artış göstermeye devam eden boşanma vakaları karşılıklı ruhsuzluğun eseri olarak karşımızda dururken “sözüm meclisten dışarı” milletin içki ve sigarası ile uğraşan zihniyetlerin dikkatini birazda bu vahim olaya çekmek istiyorum.

Sanatçı topluma örnek bir kişilik olduğuna göre,sanatın her dalında faaliyet gösteren kişilerin kendi ülkelerinde yaşanan duygusal çöküntünün farkına vararak özellikle Avrupa Birliğine girme çabasında olup Avrupalı gibi davranmaktan yoksun olanları uyarması gerektiği kanaatini taşıyorum.

 

*Ruhsal çöküntü ve ne istediğini bilmemek toplumu içten yaralamaya devam ediyor!

 

Ülkede özellikle sağlık konusunda yapılan atılımlar herkesi memnun ediyor etmesine fakat psikiyatri servislerindeki aşırı yoğunluk milletin gözünden kaçmıyor zira kadın erkek eşitliğini savunup birbirine üstünlük taslama çabasında olan eşler ilişki anlamında zafiyete uğrayarak çareyi bu servislerde arıyorlar!

Ömür boyu sürmesi hedeflenerek atılan imzalar yerini gönülsüz birlikteliklere bırakırken, adeta karşılıklı istida ile zorla oluşturulmaya çalışılan birleşmeler çiftler arasında sinir krizine dönüşerek yuvaların çatırdamasına ve eşler arasında hiçte gerek olmayan tartışmalara sebebiyet veriyor. 

 

*ATA SÖZLERİ TARİH OLMAYA BAŞLADI...!  

 

Kadın erkek eşitliği kavramını kendi cinsiyetlerinin ne olduğunu unutanlarla karıştıranlar hepsi birden erkek gibi davranmaya başlayınca “YUVAYI DİŞİ KUŞ YAPAR” gibi ata sözlerine itibar edenlerde önemli ölçüde azalıyor ve bu durum “kadın veya erkek” kişilerin kendine olan saygısını zayiata uğratıyor!

 

*Mutluluk kadın ve erkeğin kendine olan saygısı ve ne olduğunu bilmesiyle başlar!!

 

Kadın erkek eşitliği kanunlarla izah edilmiş sosyal yapının gereğidir,bu kavram kişileri cinsiyetlerinden uzaklaştırdığı an o yuvada mutluluk ve anlaşmadan bahis yapılamaz!!

Ülkenin sosyal yapısı hakkında söz sahibi olanların bilhassa Turizm yatırımları ile beslenen memleketlerde daha hassas tedbirler alması kaçınılmaz bir gerekliliktir zira insanlar arasındaki ruhsuzluk ve ilgisizlik bu memleketlere sirayet ettiği zaman hiç kimse evinde olmak ve oturmak istemez diye düşüyorum!!

Günümüzde gün geçtikçe, evinde oturmak istemeyenlerin dışarıda bir kadeh içkiyle avunmaları da zor bir alamaya başladı ancak aklı selim birilerinin çıkıp şu alkol muhabbetine bir son vereceğinden de emin olmak istiyoruz.

 

SAYGILARIMLA.. 

Yayın Tarihi
13.01.2011
Bu makale 13983 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sevgili Mineciğim istisnalar kaideyi bozmaz bilirsin ancak genel durum bu maalesef sevgiyle ve saplıkla kal..

Necip NUGAY 14.01.2011

4-5 sene önce kadar bir yazın vardı , bir dolabın içerisinde boş ama yanyana duran 2 askı ....evet şimdi evlilikler böyle boş,sevgisiz, ruhsuz hiç bir paylaşımı olmayan ama yanyana durmaya çalışan duramadıkları yerde de boşanmalara sebebiyet veren vakalarla dolu mahkeme salonları....tabii ki kadın kadınlığını erkek de erkekliğini bilecek amaaa kadınlarımızı da birer erkeğe dönüştüren bütün yükleri onların sırtına verip kendi rahatlarını düşünenlerde erkekler deil mi??tabii ki <>sevgiyle kal..

mine ekizoğlu 14.01.2011

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!