Bugün her an yeni sürprizlerle vücut bulmaya devam eden bir yaşam öyküsünü paylaşacağım sizlerle.
Aşağıdaki resimde görüldüğü gibi’ bir zamanlar benimde yaşamımda sadece annem ve babam vardı ve o günlerde onlarla beraber yeni bir hayatın uzun soluklu planları yapılmıştı.

Takvimler 20 Ocak 1996 tarihini gösterdiğinde yaşamın hazırladığı en kötü sürprizle karşılaştım ve dünyalar tatlısı annemin ölüm haberiyle en yakınımdaki değerlerin gerçek yüzlerini tespit edebilme şansına erişmiş ve yeniden doğmuştum adeta.
* Toplum tarafından kabul görmüş insanlar gerçek sevginin eseridir?..
Bir insan,yaşamında en çok değer verdiği bir şeyin aniden yok olup gitmesiyle geriye dönüp kendisiyle hesaplaşmalıdır diye düşünüyorum!..
Biricik annemin bizlere aşılamaya çalıştığı sevgi sözcüğünün ne anlama geldiğini gereği gibi kanıksayamadığımı onun ölümüyle hissettim ve bu yüzden sevgisiz bir yaşamın etrafımdaki diğer değerlere vereceği zararın hesabını da o gün yapmaya başlamıştım.
* Aile olabilmek ve dost camiasını genişletebilmek karşılıklı sevgi ve saygının korunduğu ve uygulandığı ortamlarda elde ediliyor ve ömürlük oluyor!..
Kanunu Sultan Süleyman bile olsanız sevgisiz bir yaşamla hiçbir yere varamıyorsunuz zira her gün yeniden doğmanın yolu bir insanın arzularını, hislerini ve yaşam tarzını kabullenmeniz ve taşıyabilmenizden geçiyor!..
Günümüzde aile kurumlarının niçin çatırdadığını ve yürümediğini anlayabilmek için ‘maddeden evvel’ hangi sebeple ve neden birlikte olunduğunun üzerinde durmak gerekiyor!
TÜM DOSTLARA SEVGİ DOLU BİR DÜNYA DİLERİM!..
SAYGILARLA..