Halk böyle istiyor!

- Yöneticilik ‘Ben Bilirim Makamı Değildir!!’

Artık günümüz Türkiye’sinde işler “ben bilirim edasıyla yürümüyor!!”

Bana bu tip konuları ele aldığım için kızıp köpürenler olsa da yıllarca toplumun önünde hareket eden bir insan olarak düşünce ve görüşlerimi ortaya koymam gerekiyor.

Açıkçası,bilumum herkesle teke tek oturup sohbet etme imkanımızda olmadığından,belki ihtiyacı olan birileri çıkar tavsiyelerimizden bir nebzede olsa faydalanır diye düşünüyorum.

Öyle izlenimler elde ediyoruz ki,bir kurumun veya herhangi bir birimin başına yönetici olarak seçilmiş bazı arkadaşlarımızın günümüzde hala daha ‘dünyayı ben yarattım gibilerden’ davranış sergileyerek hareket ettiklerini üzülerek izliyoruz.

İstisna olanların dışında,yıllar yılı alışılmış ve bizi her gün biraz daha geriye götüren tek taraflı menfi tutumlardan bir an önce vazgeçilmesi ve hangi yönetim kadrosunda olursa olsun,bilhassa başı çeken kişilerin kendilerini gözden geçirmeleri gerektiği kanaatini taşıyorum.

Sen şunun veya bunun adamısın diye ‘kişinin emeği ve iyi niyeti görmezden gelinerek’ hiç kimsenin ekmeği ve geleceği ile oynanmamalı!!”

Hangi yönetimin başında olursanız olun…

Bir gün gelip,bir zamanlar benim ekmeğimle neden oynadın diye sorulduğunda nasıl cevap vereceğinizin de hesabını iyi yapmanız gerekiyor zira başında kim olursa olsun,makamlar hiç kimseye babaları tarafından miras bırakılan yerler değildir!!

Bana göre politikada böyle bir şeydir..

İnsanların duruş,görüş ve yaşam şekillerinin politika malzemesi yapılarak ilerleme kaydedilmesi günümüzde imkansız hale gelmiştir.

Bilhassa ‘Antalya gibi kabuk değiştiren metropollerde’ yolun başındaki genç beyinlerin gururu ve geleceği ile oynayarak siyaset güdülmesi tepkilere yol açar bir hal almıştır!!!

Tarafsızlık söz konusu olduğunda,düşündüklerimizi ve görüşlerimizi açık seçik yazmak en doğal eylem şeklidir.

Şu görüş veya bu görüşten ve sırf hizmet gereği,bu memlekette ‘parti amblemine bakmadan’ birlerine oyunu veren binlerce,on binlerce genç yaşamaktadır.

Bana göre başarının başlangıç noktası da budur ve yöneticiler olarak,menfi davranışlarımızı bir kenara atıp,bu gençlerin topluma her gün biraz daha kazandırılması için gayret gösterilmesi gerekmektedir.

Önemli olan bir şeyi istemektir ve içinde çalışma isteği olan insanlara destek olup onları daha da istekli hale getirebilmektir!..

Tarih daima böyle yazmıştır!...

‘Doğrusunu bile yapsa’ bir insan patronunun karşısına her gün hesap verme korkusuyla çıkmaktan bıktıysa şayet,o insandan gerekli verimi alamaz ve yöneticiler olarak sadece kendi isteğiniz doğrultusunda bir yerlere sıkışır kalırsınız!!

Hiç kimse üzerine alınmasın,bu genel bir görüştür..

İnsanlar kararlarında yanlış yapabilirler veya herhangi bir konuda hataya düşebilirler fakat,hangi ortamda olursa olsun yöneticilik makamı ‘ben bilirimcilikten kurtulmuşa şayet’ hatalar ve yanlışlar yine hep birlikte çözüme kavuşur ve kitleler büyütülerek memlekete hizmet gelmesi sağlanır!!

Selam alıp vermede ve temsil ettiği makamın şahsiyetini kendi menfi egosuyla karıştırıp yürümekte zorlanan herhangi bir yöneticiyle karşılaştığım zaman bu sorumluluğun yarattığı enteresan ve menfi boyutları düşünürüm her zaman.

Daha henüz bebek iken ailesiyle Antalya’ya gelip yerleşmiş olan bazı gençler tanıyorum ve şimdi onlar büyüdüler ve devletin elit üniversitelerinden mezun olarak,kimisi tarihçi,kimisi mühendis,kimisi doktor ve kimileri de bulundukları yerlerde başarılı birer yönetici oldular..

Geçmiş ve gelecek adına mantıklı bir tek dileğim olabilir!!

Siyaseti bir kenara bırakın ve sadece işinizi yapın!!

Kıssadan Hisse!!

“Yöneticilik ben bilirimcilik makamı değil,birlik ve beraberliğin yegane hizmet mevkiidir!!”

HALK BÖYLE GÖRÜYOR ve BÖYLE İSTİYOR!...

SAYGI ve SEVGİLER…