- Hissettiklerimi yazıyorum…
Bazı zamanlar ne okuduğunu veya ne bildiğini yazmak değil,içinde bulunduğun an,neyi hissettiğini de yazmak gerekiyor.
Şimdi o anlardan birindeyim ve yoğunlaştığım birkaç olayı paylaşmaya çalışacağım sizlerle.
Memleketler gelişimi yaşayanları ile birlikte anlam ifade ediyorlar bildiğiniz gibi.
Bizler ise,Antalya’da yaşayanlar olarak,bugünlerde bir değişim süreci yaşıyoruz ve her bir şeyi yaşadığımız yer ve gelişmeyle sınırlı düşünerek tavır sergiliyoruz çoğu zaman.
- Şikayetçiyiz çünkü ‘eski bildiğimiz sevdaları yaşamaz hale geldik!
- Şikayetçiyiz çünkü ‘aile değerlerinden koparak ve etrafımıza bakarak,aşırı hırs ve hayalciliğin esiri olmaya başladık!
- Şikayetçiyiz çünkü ‘özlem duygusundan,kavuşmanın heyecanından ve ömürlük sevgilerden her an biraz daha uzaklaşıyoruz!
- Şikayetçiyiz çünkü ‘alternatifler başımızı döndürmeye ve sağlıklı kararlar vermemizi engellemeye devam ediyor!
- Şikayetçiyiz çünkü ‘gün geçtikçe daha da fazla azalıyor ve sesimizi duyurmakta zorlanıyoruz!
- Şikayetçiyiz çünkü ‘asıl benliğimizden koparak,kulaklarımızdaki hoş sedadan uzaklaşmanın yarattığı bir kaderi yaşıyoruz!
Aynı evin içinde ayrı yaşayan insanlar olmaya başladık!...
İstisnalar bir tarafa etrafınıza şöyle bir baktığınızda,aynı evi paylaşan ana,baba ve çocuklar,adeta birbirlerinden haberleri yok,kendi başlarına hayalleriyle yaşamaya başladılar günümüzde!
Hele yaşamımıza internet denilen şey girdi gireli,samimiyet,sevgi,saygı ve birlikte paylaşım olayı hak getire bir durum almaya başladı!
- Şikayetçiyiz hepimiz çünkü ‘internet varken,çocuk neyi sorup öğrenecek anasına veya babasına?’
- Şikayetçiyiz hepimiz çünkü ‘ana babalara fazla iş düşmüyor,zira çocuklar sevgi alışverişi yapmaktan yoksun olarak her türlü ihtiyaçlarını karşılayabilir hale geldiler veya getirildiler!!
Teselli etmek değil amacım…
Bazı arkadaşlarıma yerden göğe kadar hak veriyorum vermesine ama….
Zaman su gibi akıp gidiyor ve 40 yaşına kadar neyi yaşadıklarını hesap ederlerken maziye dönüp üzülseler de,bana göre birazda ruh yaşının hesabını yapmaları gerekir diye düşünüyorum.
Koskoca bir ömrü 40 seneyle sınırlayarak yaşanmış veya yaşanmamış saymak ve eksiği fazlasıyla,40 yaşından sonra yaşanacak yılları adeta önemsiz addederek hesaba almamak çok yanlış bir tutum bence!
- Şikayetçiyiz hepimiz çünkü ‘bir taraftan geliştiğimizi sanıyor diğer taraftan sevgimizi daim kılacak tabiatı ellerimizle yok ediyoruz!!
- Şikayetçiyiz hepimiz çünkü ‘her gün biraz daha betonlaşan caddeler arasında yok oluyor ve eskiden özgürce buluştuğumuz Antalya sahillerini yavaş yavaş kaybediyoruz!!
Yazlarımın bir tanesine “Memleket insanın çocuğu gibidir” diye bir başlık atmıştım.
Gerçekten de böyle değil mi sevgili dostlar?
Bir memleketin gelişip güzelleşmesi,çağa ayak uydurup ismini dünyaya duyurması elbette tartışılmaz bir sevinç kaynağıdır ama yaşadığımız her tür duygu erozyonu kültürümüze gereği gibi sahip çıkamadığımızdan baş göstermektedir.
Ne Isparta ne Burdur nede ÇANAKKALE…
Kirazlı dereleri ve Büyük Atatürk’ün anılarıyla,bizim kadar mutsuz,bizim kadar umutsuz değiller!!
İşte bu yüzden şikayetçiyiz hepimiz!!
Biraz silkinip kendimize gelmemizde fayda var!!
31 Temmuz 2009 Cuma saat 19,30 Hıdırlık Dinletilerinde,istek üzerine tekrar buluşmak umuduyla..
SAYGILARIMLA…