Uzun zamandır pek de içimden bir şeyler yazmak gelmiyordu; yazılanlar, çoğu kimsenin umurunda değil (elbette ki kendimi akil sayacak kadar da kafayı yemedim), adam bir lokma ekmeğe muhtaç, tok mahallenin davulunu çalmak hoşuna gidiyor, kendi açlığını tokun davulunu çalarak, gizlediğini sanıyor.
Bir parti düşünün, kuruluş ilkeleri olsun, bir ideolojisi olsun, kurucuların ve sonrakilerin bir tavir ve duruşları olsun; gel gör ki bir şekilde iktidar koltuğunu ele geçirenlerin o kadar geçmiş emeği, oy verenlerin çoğunun hayal ve beklentilerini har vurup, harman savuruyor ve üç beş şak şakçının şakşakları" ile durumu idare ettiklerini sanıyorlar.
Evet Oktay Akbal, çok haklısınız gerçekten de "Önce Ekmekler Bozumuş"!.. Sonra da İnsan, şehirler, toplum dahil her şey!..
Bütün bunları görmek, yazmak umutsuzluk değil, bir farkındalık olmalı. Normal insan kendisini de mutsuz edecek şeyleri ortaya dökmez, ortalığın kötü kokuları bir gün kendisini de rahatsız edeceğini bilir.
Sosyal medyada yayın yapan bir gazeteci, her gün bir siyasi parti ve bazı üyeleri hakkında iddialarda bulunuyor, muhataplarından gelen yanıtlar, "kem küm". Muhalefet liderleri halkın yaşadıklarını, tv ve sanal ortamdan yine halka anlatmayı matah sanıyorlar. Oysa, halka iktidar projeleri anlatsalar, halka umut verseler, bir takım projeleri ellerinde bulundurdukları yerel yönetimlerde uygulasalar, ne güzel olur.
Ha hiç mi güzel şeyler yapmıyorlar. O kadar da ileri gidecek halim yok, elbette ki çok var ama bu milyonların ekonomik sorunlar yaşadığı ülke ve şehirler, kasabalarda, yüzlerin, hatta binlerin ara sıra doyurulduğu lokantalar açarak olmaz, AÇLIK SORUNUNA köklü çözümler üreterek, sosyal, siyasal projeler yaparak olur.
Bir zamanlar bir partinin umut vadeden bir sosyal projesi vardı.
YURTTAŞLIK TEMEL GELİRİ VE AİLE SİGORTASI!..
Bu sözleri duyan, gören var mı? Yok. Neden. Çünkü, proje güzel ama uygulayacak olanlar da bunu bilmiyor ve kendi popülüteleri için kes kopyala yaptıkları şeyler ile politika yaptılar; sonuç sadece adı kaldı.
Hoş, bunları yapanlar memnun. Hepsi Milletvekili oldu, kimisi hala hem MV maaşı, hem de emekli maaşı, kimisi emekli maaşı ile keyifleri yerinde. Neden "mızırdansınlar ki"!..
Bunu yazan görüyor da, okuyacak ya da hiç görüp okumayan görmeyip, anlamayacak mı? Elbette ki anlayacaklar.
Günümüz dünyası örgütlü toplum dünyasıdır. Bireysel bir şeyler hiç bir işe yaramaz.
Bakın madenciler ortalığı yıkıyor, iki tv kanalı dışında ne diğer madencilerin, ne sendikaların umurunda. Neden? Seçtikleri, başkan yaptıklarının sahip oldukları sosyal ve ekonomik olanaklara bir baksınlar; kim o kadar konfor ve ekonomik, sosyal olanak varken;
Ateşe/Tekere/Kovana/ İşleyen Düzene Çomak sokar ki!..
Ya elin Alman yazarı Bertolt Brecht, "Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz" demiş, bize ne ki!..
Dünyanın gelişmiş, sanayileşmiş ülkelerinin aydınları, akademisyenleri, düşünürleri ve halkları dünyanın bu gününden tedirginler. Çünkü bu dünya, feodalizme geçişte yaşanan açlık ve savaşları gördü, biliyorlar.
Çünkü bu dünya, Feodalizmden, sanayi devrimi ile Kapitalizme geçişte yaşanan göçleri, savaşları ve açlığı gördü, yaşadı, biliyorlar.
Artık sanayi 5.0, sanayi 5.5 yaşanıyor ve binlerce fabrika ve işyeri kapanıyor ve kapanacak; bir odadaki LAZE YAZICI fabrika gibi çalışacak ve yüzlerce kişi aç ve işsiz kalacak.
Yukarıda saydığım insanlar ve insan grupları bunu görüyor ve biliyorlar.
Bilmeyenler mi, o bilen ve bu duruma üzülen "tuzu kurulara", uygun yerleri ile gülüyorlar; yarın yaşayacakları açlık ve sefaleti görmeyerek, çoluk ve çocuklarının geleceklerini karartarak!..
Daha ne denilir ki!..
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana ne yazarsan yaz AZ!..