ANKARA'DAN

O Güzel İnsanlar, O Güzel Atlara...

Jean-Jacques Rousseau "Toplum Sözleşmesi" üzerine yazdığı, toplumların yazılı olmayan ama, o toplumda yaşayan herkesçe genel kabul gören bir sözleşmeden söz eder.
--Huzur ve Mutluluğun, "ilk çit"in çekilmesi ile bozulduğunu anlatır. Herkese ait olan hava, su, doğa, ormanlar ve dahi hayvanların bile birden mala, mülke dönüştüğünü; hayvanlar, meyve ağaçları, toprak, su yer yüzünde ne var ise herşeyin, artık çiti çekenlerin olduğu, bunun da toplumu ayrıştırdığını; o güzel ve huzurlu düzenin özlemlerde kaldığını görüyoruz. Çıkış yok mu? Elbette ki var da, onu yazmak sonraya
--Yaşar Kemal, 1970'lerde yazmıştı "Demirciler Çarşısı Cinayeti" romanında, "O güzel insanlar, güzel atlara binip çekip gittiler;
--"DEMİRİN TUNÇUNA, İNSANIN PİÇİNE KALDIK" diye.
--İnanılmaz ya, hani insanlık "iyiden ve güzel yana yol alırdı?
--O günleri bile arar, özler hale gelmek ne acı.
--Horasandan gelen Türkmen ailelerin gelenek ve görenekleri;
-- Üretim ilişkilerinin değişmesi; köy ve kırsal tarım kesiminde Feodal Sistemden, Kapitalist üretim tarzına geçilmesi ile her türlü düzen, raconu bozmuştu.
--İnsanlığın var olduğu zamanlardan bu yana, insanların yaşam deneyimleri, toplumsal ilişkileri ve korkularının Feodal Dönem ile birlikte bir vücüt bularak artık din olmaya başladığı görüyoruz.
--En azından, dünya nüfusunun yarısına yakını böyle düşünüyor, Öteki Allahın kulları için ne diyeyim bilemem ki!..
--Kapitalist sistem, 1900'lü yıllarda feodal devletleri parçalamış, yeni Ulus devletleri kurdurmuş ve ikinci dünya savaşı ile de, kendine açtığı yeni pazarlarda, Sosyalist Sistem ve Bloka karşı özgürlük, bolluk ve refahın savunucusu olmuştu.
--Kapitalizm deyince iki kere durmak gerek. Hani, Demirciler Çarşısı Cinayetinde, Ağayı yakalayan, onu çırıl çıplak soyarak aşağılayan; öteki Ağanın ise ölmemek için gözlerini kapadığı dramatik sahneler gibi raconlu dönemler yok artık.
--"Bırakınız yapsınlar, bırakınız etsinler" ile başlayan sistem, bize de "HER MAHALLLEYE BİR ZENGİN/AĞA" raconu ile girmişti.
--Kapitalizm, işi öylesine çığırından çıkardı ki, artık her şeyi kullanmak ve tüketmek üzerine, üstüne yok. Öyle ki, İtalyan devletinin kurlması için Niccolo Machiavelli'nin 1500'lü yıllarda yazdığı PRENS(1513) adlı yapıtında söz ettiği "başarı için her şey mübah" sözünü bile öylesine içselleştirdi ki, sistem her türlü yolsuz ve ahlaksız uygulamasına gerekçe saydı.
--Oysa Machiavelli'nin böyle bir derdi ve amacı olmadığı gibi bunu da ifade etmemişti ki.
--Kaptalist Sistem, tekelci aşamaya geçmesi ile birlikte aç kurtlar gibi doymayan bir hırs ile her şeye saldırmaya başladı ve malı-mülkü-yönetimleri-yöneticileri bile kendi denetimi altına aldı
--Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam'ın raporuna göre dünyanın en zengin 2 bin 153 kişinin serveti, dünya nüfusunun toplam servetinin yüzde 60'ını aşıyor. Kadınların ücretlendirilmemiş emeğinin yıllık toplam değeri 10 trilyon 800 milyar Dolar.
--Görüldüğü, dünya Globalleşecek, Anadolunun köyünden valizini alan Alamanya, Amerika'ya gidecek derken;
--Bizler kapı dışına bile çıkmazken, madenlerimize, ormanlarımıza, sularımıza, adalarımıza yetmiyormuş gibi İSTANBUL BOĞAZIMIZA kadar her şeyimize ya sahip oldular ya göz diktiler. Donumuza sıra geldi mi, yoksa o da mı gitti bilmiyorum.
--Bütün bunlar, örgütlü ve bir hedefi olan sınıf ve zümrelerin başarı hikayesi. Elbette ki işbirlikçileri ve tetikçileri de "çanak yalayarak" bu kadar yoksulluk ve açlık ortamında karınlarınlarını doyurur, zenginleşirken, sizler de onları alkışlamışsınızdır.
--"Zurnanın, zırt dediği yer" de burasıdır.
--Bizim toplum, "EŞEĞİNİ DÖVEMEDİĞİ DURUMLARDA, SEMERİNİ DÖVMAYİ PEK SEVER"
--Kardeşim, sen seçtiğin siyasilerden, bu sistemin bozulmasına neden oldukları için "neden bu güne kadar göz yumdun" diye hesap sordun mu?. Yok.
--Peki SEN ne yaptın, yalakalık yaptın kardeşim, yalakalık. Üstelik, Krala soytarılığa haydi eyvallah da, sen kralın soytarısına soytarılık yaptın. SOYTARI!..
--İyiler örgütsüz ve çaresiz; kötüler ise ağa babalarının verdikleri para-akıl ve olanaklar ile örgütlüler.
--Ama unutmayın, mazlumların ahı bu güne kadar hiç yerde kalmamıştır. Aheste ahsete olarak çıksa da, hep çıkmıştır.
--İktidar olanaklarını kullanlar, ister iktidarın muktedirleri ya da muhalefetin muktedirleri. Sadece zamana oynamaktasınız.
--Siz anımsamazsınız ama, ben size "Anan/Baban çarık giyerdi, bunları unuttun mu?" diye bir türküden söz edeyim. İster Üstünüze alınının ister alımayın.
--Eee, o zaman da, biz de size, Bilgesu Erenus'un o ünlü dizelerini anımsatalım:
--"Nereye Payidar nereye
nereye payidar nereye?
Şefle iyi geçinsen de
bugun icin sevilsen de
çikmaz bu yolu bir yere!.."
--Sahiden ya, böyle abuk bir yazıya , SİZ ne dersiniz ki!..
--İttir et ya, okuma; ne moka yaracak ki!.. Yazan da gerzek, yazılan da.

  

Yayın Tarihi
23.01.2020
Bu makale 1196 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!