ANKARA'DAN

Kovun Beni Antalyamdan

Öykü şöyle başlar:

--Kudüs'de İsa, mabede girince yazıcılar ve Ferisiler (Kudüslü Yahudiler) kendisine zina suçu işlemiş bir kadın getirdiler.

--Aralarında da konuşurlar: "Eğer onu kurtarırsa, bu Musa'nın kendi kanununa aykırıdır ve biz de böylece onu suçlarız;

--Yok eğer mahkûm ederse de, bu da kendi inancına aykırıdır!.. Çünkü O, herkese merhameti tebliğ etmektedir.

--Bunu bilip, İsa'yı suçlamak isteyenler dediler ki: "Muallim, bu kadını zina ederken bulduk. Musa, böylesinin recm edilmesini emretmişti; buna sen ne dersin?"

--Ayıkla pirincin taşını.

--İsa kısa bir süre düşündükten sonra eğilip, yerde parmağıyla bir ayna çizer ve bakar. Bu ayna herkesin içindeki kötülükleri gösterecektir der ve bakanlar, içlerindeki kendi kötülüklerini görür.

--Yanıt vermekte sıkışan İsa, doğrulup parmağıyla aynayı gösterir ve dedi ki: "ARANIZDA GÜNAHSIZ OLAN İLK TAŞI ATSIN!..

--İSA, kendisi aynaya bakar ve yeniden eğilip, aynayı çizer. Bu taşı atamayacağını göstermektedir.

--Bunu görenlerden en yaşlısından başlayarak bir bir taşı atmamak için dışarı çıkarlar. Çünkü, herkes kendi kirli işlerini görünce utanıyor

--İsa eğildiği yerden doğrulup, etrafa bakınca, kadından başka kimseyi göremez.

--Ve kadına der ki: "Ey kadın, seni ayıplayanlar nerede?"

--Kadın ağlayarak yanıtlar: "Gittiler, eğer beni bağışlarsan, Allah için söz veririm ki, bir daha günah işlemeyeceğim!.."

--Bunun üzerine İsa der ki: "Allah'ı tesbih ederim!.. Gönül huzurla yoluna git ve bir daha günah işleme."

-"ÇÜNKÜ, ALLAH BENİ SENİ MAHKUM ETMEM İÇİN GÖNDERMEDİ"

--Bu öyküyü neden anlattım? Gayet basit.

--Ben, yıllarca çeşitli kademelerde yöneticilik, resmi ya da gayri resmi en yetkin kişilere (Antalyalının en yakından tanıdığı Deniz Baykal da dahil) danışmanlık yaptım. Hâlâ CHP, demokrat çevreler ile birlikte Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da dahil birçok kişiye (Antalya ve Antalyalının danışmaya ihtiyacı yoktur) danışmanlık yapıp, okuyup, yazıp, konuşup (boşa olsa da) duruyorum.

--Dünya 2019'un COVID-19 pandemisi veya koronavirüs pandemisi, ilk olarak 1 Aralık 2019'da, Çin'in Hubei Bölgesinin başkenti olan Vuhan'da ortaya çıktı. Sonrada tüm dünyaya yayıldı.

--Ne kötü şans ki, bir çok kişi bir şekilde yakalanıp savarken;

--Antalyamızın güzide evladı, benim de değerli hemşehrim, sayın Başkanım Muhittin Böcek de, kendi twitter sayfasından şu duyuruyu yaptı:

--"17 AğustMuhittin Böcek@BocekMuhittin·

Bugün yapılan testte koronavirüs sonucum pozitif çıktı. Şu an durumum iyi, moralim yüksek. Hastanede kontrol amaçlı izole durumdayım. Lütfen maske, hijyen ve sosyal mesafe kurallarına uyun. En kısa sürede görüşmek dileğiyle..."

--Aslında son derece sağlıklı bir Torosların Yayla delikanlısı idi. Bunu hemencecik, çoğu kişi gibi atlatacağını düşündük.

--Ardından:" 21 AğuMuhittin Böcek@BocekMuhittin·

Hastaneye yatışımdan bugüne kadar mesaj gönderen, arayan, sosyal medyadan yazan vatandaşlarıma, yol arkadaşlarıma, can dostlarıma, dua eden herkese teşekkür ediyorum. Dualarınızla ve doktorlarımızın ilgisiyle iyileşiyorum. Mesafe ve hijyen kurallarına uyalım." twittini okuduk.

--Muhittin Böcek, @BocekMuhittin

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı | Mayor of Antalya Municipality - Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Uzmanı sayfasından değil de, bu kez de;

--Akdeniz Üniversitesi'nden Muhittin Böcek'in sağlık durumuna ilişkin bir açıklama geldi:

--"Antalya'da, koronavirüs tedavisinin ardından akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle yoğun bakımda tedavi gören Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in takibinin yoğun ve eksiksiz devam ettiği, son 24 saat içinde olumsuz gelişme olmadığı" açıklanıyordu.

--Biliyorum Antalya ve Antalya'da gözü olan herkes bu konu ile işine geldiği ve çıkarına göre ilgileniyor. Kazanlar kaynıyor.

--Ve o yüzden de, herkes olmasa da, çoğu kişi karnından konuşuyor. Sanıyorum, olması gerekeni konuşanların sesi çıkmıyor.

--Eskiden ne güzel şehirdi bu Antalya.

--Ne güzel Partiydi, Tophane Parkı ile Yivli Minare arasında ki o antik tarihi binada ki CHP.

--Akil adamları olurdu. Taban da, adam gibi adamların söylediği laflar ile "otur denildiği yerde oturulur, kalk dediği yerde kalkılırdı"

--İşte asalet ve soyluluk böyle bir durumdur.

--Şimdi ise, anlaşılan erken gelen masaya oturuyor, ağzı olan ve mikrofon bulan konuşuyor; sanal alemde de iki tirat attırmak isteyen döktürüyor da, döktürüyor!..

--Öncelikle sevgili Hemşerime, sayın Başkanıma bir kez daha geçmiş olsun deyip, şifa diliyorum. Onun en kısa sürede makamına geleceğine, koltuğuna oturacağına can-ı gönülden inanıyorum. Böyle de olacaktır.

--En başta iki şey yazdım. Ben DEVLET içinde yıllarca en önemli yerlerde ve kendimce bileğimin hakkınca elde ettiği makamlarda görev yaptım. Devleti tanır ve yöneticiliği bilirim Bunun böyle olduğunu, Antalya ve genelde de herkes çok iyi bilir. Bu bir.

--Gelelim ikinci konuya, başında anlattığım öykü boşuna değildi. Maalesef konuşanların çoğu bir şekilde art niyetsiz, insani kaygılar ile olsa da, yine de bir şekilde kendi düşünce, bilgi ve çıkarlarına göre konuşuyorlar. Bunda da bir sorun yok.

--Yok ama burası ANTALYA , İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'dan sonra Türkiyin 5'inci büyük ili. Turizmin Başkenti. 3 milyona yakın insanın yaşadığı, 15 milyondan fazla turistin ağırlandığı bir yer.

--Öyle, her aklına esenin konuştuğu gibi karar verip, kendi başına bırakılacak bir şehir değildir.

--Antalya’da doğsun ya da doğmasın orada yaşayan, benim memleketimdir diyen herkes Antalyalıdır ve ANTALYA DA, ANTALYALILARINDIR.

--O yüzden önce sakin olalım ve durumu ortaya koyalım.

--1. Sayın Başkanımızın tedavisi güvenilir ellerde Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde yapılmaktadır.

--2. Bu sürecin en kısa olmasını diliyoruz ama, böyle bir tedaviden sonra sayın başkan hastaneden çıktıktan sonra bile en az altı ay gibi bir süre aktif olarak işlerinin başına dönemez. Antalya'yı yönetmek çocuk oyuncağı değildir.

--3. Denilebilir ki, "kardeşim ne hariçten gazel okuyorsun, işler mi aksıyor, zaten yönetilmiyor mu?". Benim böyle dediğim bir şey olmadığı için bunu "es geçiyorum".

--4. Yıl bitiyor, 2021 yıl için Stratejik planından tutun da, Bütçeye, Personel Planlamasından tutun da, Yatırımlara ve önceliklere kadar karar verilmesi gereken o kadar çok iş vardır ki!..

--Yine birileri, "kardeşim sen diyorsun, ne biliyorsun, zaten bunlar yapılıyordur." diyebilir. Eyvallah ama olmaz. Yapılamaz!..

--5. Ben de derim ki, aziz ve muhterem hemşerim bunlar öyle bürokrat, seçilmiş meclis üyeleri ve memurların yapacağı işler değildir. Bu işler SİYASİ bir PLANLAMA işidir.

--Yani, sayın Başkanı seçen partilerin önce kendi içlerinde, sonra da kendi aralarında ortaklaşa verecekleri kararlar ile ortaya çıkar.

--Her şey yolunda olsaydı, zaten sayın Başkanımız Böcek’te bunu böyle yapardı.

"--Ben ortada yazılan, çizilen ve konuşulanlardan dolayı biliyorum ve sağlıklı bilgilere de sahibim. Karnından konuşmayacağım gibi, bir ANTALYA SEVDALISI olmanın ötesinde bir çıkar içinde söylemiyorum bunları. "

--O yüzden, zaten yapılıyor gibi sözler edilebilir ama, hiç kimse hayal görmesin. Siyaset, yönetim ciddiyet , bilgi ve deneyim ister. Öyle çocuk oyuncağı da değildir.

--Kamuoyuna açık kısımları vardır, gizliden gizleye yapılması, planlanması kamuoyunun doğrudan bilmemesi gereken kısımları da vardır. Eee şimdi bir aklı evvel birisi çıkar, "kamuoyundan saklı ne olur ki" der mi, der valla.

--Eeee o zaman ben de ona ya da onlara: "doğmadık çocuğa don biçilmez" ama, donluk alınır bir kenara konulur, derim!..

--5. O yüzden, iktidar ya da muhalefet her kim olur ise olsun, önceliği ANTALYA olan herkesin, bir şekilde en azından bu konular için, AKİL ADAMLARINI, AK SAÇLILARINI seçmek, görevlendirmek ve Antalya'yı sayın Başkan BÖCEK gelinceye kadar onun idealleri, siyasi hedefleri ve düşünceleri doğrultusunda sürece katkı vermeleri gerekmektedir.

--Antalya, bilinmezliklerin içine sürüklenmeyecek kadar değerlidir. Burada son olarak söylüyorum. Sayın Başkan Böcek görevinin başında olsaydı bu durum böyle olurdu. Ekip arkadaşlarına anlattığı, anlatmadı onlarca iş ve hikaye vardır. Zaten görev başında olanlar işlerini yapıyordur, "sen ne hariçten gazel okuyorsun" diyen olabilir.

--Ben güzel gazel de okurumda, hani eşeğini kaybeden Nasrettin hocanın türkü söyleyerek eşeğini aradığını gören adama, "son umudum da bu dağın ardı, eşek o dağın ardında da yoksa, sen benim feryadımı dinle" dediği gibi.

--Valizini alan, tasını tarağını toplayıp bir başka yere gider, bir düzen tutar, adam bulur da, yine sorunları ile Antalya bizim kucağımızda kalır.

--Hani o film repliği gibi, "sen uyursan herkes ölür" diyen.

--ANTALYALI, beni dokuz köyden kovarsan da, ben Antalyalıyım doğruyu söylerim. SEN DE ANTALYANA ve BAŞKANINA SAHİP ÇIK ve süreç doğru dürüst yönetilsin

--Sayın Başkanımız, Değerli Hemşerim Muhittin BÖCEK de, hastaneden çıktığında evinde işlerin yerli yerinde yapıldığının haberlerini alsın;

--masasına gelinde sorun yumağı bir Antalya değil, Atatürk'ün dediği gibi "DÜNYANIN EN GÜZEL ŞEHRİ Antalya’yı bulsun.

Yayın Tarihi
02.10.2020
Bu makale 1440 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!