ANKARA'DAN

KÖR KUYULARDA YAPAYALNIZ BIRAKTILAR

KÖR KUYULARDA YAPAYALNIZ BIRAKTILAR

Ümit Yaşar Oğuzcan, taaa yıllar önce, şu dizeleri karalar.

"Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın/ Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın/ Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı/ Beni sensiz bıraktın, beni bensiz bıraktın"!.. diyerek.

Bu acıyı da bir başka sanatçı/ besteci Münir Nurettin Selçuk notalara dökerek, şarkı yapar. Bizler de, bazen denk gelince, bazen de efkarlı bir masada herkesin anlayacağı şekilde, hafif bulanık kafalar ile mırıldanır dururuz.

İnsan, gerçekten çok enteresan bir yaratık. Hele günümüz insanını gazete, dergi, televizyon ve sanal ortamda görüp, okuyunca, ne diyeceğimi bilemiyorum. Bu, sıradan insanlar için olduğu gibi, ister uhrevi anlayın ister dünyevi, "seçilmiş, yöneten" insanlar için de bu durum pek farklı değil.

Anadolu'da pek garip şeyler olduğunda "insanlığımızı unuttuk / unutturdular" gibisinden sözle edilir.

Ümit Yaşar Oğuzcan, bu şiiri kim, ne için ve ne zaman yazılmış diye kitaplarımı karıştırıyorum, intihar eden oğlu Vedat (Ö:1973) için yazmış.

Peki, Münir Nurettin Selçuk, ne zaman bestelemiş diye bakıyorum internete, 1955 yılı diyen var, 1963 diyen var. Şiir, intihar eden oğula yazıldığına göre ve oğul Vedat da, 1973 yılından intihar ettiğine göre, olsa olsa 1973'den sonra olur.

Sorun bu değil, sorun ortalıkta dolaşan bilgi kirliliği.

Hani derler ya, "Tencere Dibin Kara, Seninki Benden Kara".

Artık, insanlar, olaylar ve aktarılanlar arasında öyle bir karmaşa yaşıyoruz ki, inanılmaz.

Sanal ortama bakıyorum, adını sanını bilmediğim kişiler sanki pop yıldızı gibi, siyasi bir figür gibi ortalıkta renkli resimler ile dolaşmakta, hani bazılarına ben bile inanasım geliyor.

Siyasi liderlere bakıyorum, kimin eli kimin cebinde belli değil. Kim, kimin değirmenine su taşıyor, anlamak için "dahi olmak gerek(?!).

Yurttaşa bakıyorum, özellikle denk gelirse sanal videolara, iktidarın kötü uygulamalarını muhalefetin liderine ve üyelerine yüklüyorlar. Hele bir de eski bir büyükşehir belediye başkanının sanal ortamı var ki, muhalefetin her potu, haber yapılıp, troller aracılığı ile savruluyor ortalığa.

Hafta sonu, sayın Cumhurbaşkanı Antalya'ya gitmiş. Koskocaman Üniversite yöneticileri, hocaları; hem de bayan, öyle methiyeler düzüyorlar ki, inanılmaz.

Elbette ki bu ucube başkanlık sisteminde, kimin eli kimin cebinde belli değil ama bir şapkası da CB olunca, bazı kamu görevlilerinin de yapacağı bir şey kalmaz. Buna eyvallah ama o methiyeler ne ya!..

Muhalefetin durumu ise, neresinden tuttuğunuza bağlı.

Her siyasi partinin bir toplumsal ve ekonomik tabanı olmalıdır. Gel gör ki, bizim ülkede, her siyasi partinin bir etnik, inançsal, dahası bir ve birden fazla mezhep, şeyh bağlantısı var.

Dünyada uzun vadeli dinci, milliyetçi dayanışma örnekleri yoktur.

Milliyetçilik bir ırka, etnisiteye dayanır ve onu yüceltir.

Dincilik ise, bir dine inanan insanları, milliyetlerini görmezlikten gelerek, yok sayarak dini inancı ön plana alarak yüceltir.

Bu ise bir çelişkidir. Oysa, ülkemizde özellikle son yılların iktidarının temeli, bu uzlaşmaz çelişkinin ittifakı üzerinden gitmektedir.

Bu çelişki iktidar için olduğu kadar muhalefet için de geçerlidir.

İşte bilimi ve bilimin doğrularını yok sayar ve hurafeler ile doğrular yaratmaya kalkılır ise sonuç, bu anlamsızlık ortaya çıkar.

Bizim toplumumuz alışıktır, "kol kırılır, yen içinde kalır" anlayışına. Hele hele dahası da vardır, "aç isen tok gibi, kir isen pak gibi".

Her alanda bilgi kirliliğinin had safhaya ulaştığı günümüzde, toplumsal yaşamın ve siyasetin bu karmaşa ve kirlilik ile yürütülmesine olanak yoktur. Bir yerde kırılır ve her şey ortada kalır.

Ben, yazılarımda özellikle siyasilerden ve yöneticilerden umudumu kestiğim için, halktan, seçmenlerden ve sıradan yurttaşlardan bir şeyler bekliyorum.

Çünkü yönetenlerin keyfi yerindedir. Lojmanları vardır, yoksa da bir şekilde alınan evleri, paraları düzenli geliri olduğundan, bir sorunları yoktur. Sıradan yurttaş ise sokaklarda yaşanan sorunlar ile yüz yüzedir.

Bugün bir çok kişinin siyasi ve yönetsel ilişkilerinden dolayı durumları ve konforları iyi olabilir o yüzden onlara bir şey demem. "Allah yollarını açık etsin!.." derler halk arasında.

Asıl sorun ise, "KOMŞUSU AÇ İKEN, KENDİSİ TOK OLANLARA". Unutmayın, bir zamanlar bir söylem vardı: "HERKES 15 DAKİKALIĞINA ÜNLÜ OLACAK" diye, sanal ortama bakar iseniz ne kadar doğru olduğunu görürsünüz. Gel gör ki bunu sonu yok ve olmaz ki.

Ey Yurdumun güzel insanları, hem ülkemizin hem de dünyanın geçtiği bu bunalımlı dönemden dolayı, ülkemizde yaşanan bu sosyal ve siyasal karmaşadan çıkmak için; İŞ, SİZE DÜŞÜYOR.

Ya sosyal, ekonomik ve kültürel durumunuza göre bir siyasal ve ideolojik düzlemde birlikte olacaksınız ya da böyle onun adamı, bunun madamı modunda yem olup, harcanıp gideceksiniz.

Çözüm sizde, tabi, akıl ve fikir ölçüsünde!..

Yayın Tarihi
09.01.2023
Bu makale 375 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!