ANKARA'DAN

Kim kimin sırtında?

Oldum olası, bazı insan/cık/ların sevgilerine "hayran" olmuşumdur. Kimisi "sıcak", kimisi "ılık", kimisi "ıslak" sever de sever.

--Şaka bir yana siyasette de bazıları CÜCE SEVER.

--Hoş bu aralar herkes krizdedir ama olsun, bu sevgiyi "akşam yemeğe" götürlecekler olarak anlayın lütfen, bu sevgi bambaşka bir sevgidir ve onulmaz. Siz, fark etmezseniz anlamazsınız bile.

-- Bernardus Carnotensis ya da anıldığı gibi Chartres'li Bernard 12.yüzyılda yaşamış Fransız Neo-Platoncu felsefe akımından bir filozof, bilim adamı ve yöneticidir.

--Felsefede Platon'u, Aristoteles ile uzlaştırmaya çalıştığı yazılar yazmış, söylevler yapmıştır. Toplumun ve bireylerin eğitim, kültür, ahlak gibi sosyal ve toplumsal yaşamın olmazsa olmazları için hep bir "tık" yüksek olması için çabalamış ve bunun altyapısının da, yaşanılan toplumda ve yetiştirdiği kişilerde olduğunu savunmuştur.

--"Eğer daha ilerisini görebildiysem Devlerin omzunda durduğumdandır" demesinin nedeni de budur.

--Chartres'lı Bernard, "Biz devlerin omuzlarına tünemiş cüceler gibiyiz ve böylelikle daha ilerisini ve çok daha fazlasını görebiliyoruz. Bu kesinlikle görüşümüzün keskinliğinden veya vücudumuzun boyundan dolayı değil, devlerin büyüklüğü ile yukarı taşındığımız ve yükseldiğimiz içindir." diyerek olayı özetliyor.

--Toplumların ilerlemesi bu tür devrimci yaklaşımlar ile olur. Çünkü devrimci yaklaşımlar ortak akıl üreterek ve paylaşarak olur.

--Burada kimin tepede, kimin aşağıda olduğunun bir anlamı yoktur.

--Siyasal bir yapı içinde önemli olan hedef, amaç ve bu amaca ulaşılmasıdır. Kimin başardığının bir önemi yoktur. Başarıldı ise herkes üzerine düşen görevi yapmıştır.

--Burada kimin kimden ne kadar üstün ya da yetenekli olması önemli değil; organizasyonda üstlenilen rollerin başarılmasıdır.

--Dağın yamaçlarını bilmeyen bir bilgine, yol gösterecek olan dağları avucunun içi gibi bilen bir çobandır ve öndedir, önderdir. Bilgin ise, bu serüvenin sağlıklı ve başarılı gitmesi, sonuçlanması için gereken her türlü bilgi ve deneyimi ortaya döker. Ama zirveye ulaşıldığında ise yana yana, ele ele ve herkesin aldığı nefes aynıdır.

--Bazı az gelişmiş toplumlarda organizasyonları kendi çıkar ve kişilikleri için planlayan, başarı için her şeyi kendisinin önüne serilmesini bekleyen fırsatçılar ile gidilecek yol bir adımdır.

--Ötesinde, baştakinin arkadakilere ihtiyacı, arkadankilerin ise öndekine güveni kalmamıştır. Ama yol uzun olduğundan "yolda düzelecek bir göç de olmayacağından, bu yüzden yarım kalan başarısız serüvenlerin öyküleri hep aynıdır.

--Özellikle son dönemlerde, bazı çalışma yöntemlerinin internet gibi ortamlardan çok kolay öğrenilir olması, sadece bilgi olarak öğrenilecek kişi dahil kaynakların çeşitliliği, o işin orada yazıldığı gibi yapılacağı anlamına gelmediği; her organizasyonun yep yeni fikir, bilgi ve deneyimler ile yapılabileceği ve sürdürülebileceği geç anlaşılmakta, ama iş işten çoktan geçmektedir.

--Dikkat edilir ise, ülkede yerelde ve genelde yürütülen bir çok proje bulunmakla birlikte, sonucunda ortaya çıkan başarılar sınırlı ve sayılı olmakta ve kalmakadır.

--Bunun sebebi ise, kendini "dev sananların", cücelerin sırtlarına binerek yol almak istemeleridir. Niteliksiz, yetersiz, "adamım olmazsa, madamım olsun" düşüncesi, süreçlerin ve kaynakların boşa harcanmasına ve zaman kaybına sebep olmaktadır.

--Bunun anlaşılması ise çok üzgünüm ki, yıllar yıllar almaktadır.

--Haa, "balık hafızalı"toplumlar bunu görmekte ve anlamakta mıdır?

--Cücelerin sırtında iseniz manzara başka, devlerin sırtında iseniz manzara başka görünür. Ülkenin, bütün siyasi partilerin, siyasi organizasyonların manzarasına bir bakın bakalım.

--Sizin oradan manzara nasıl görüyor?

Yayın Tarihi
24.03.2021
Bu makale 1203 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!