Dün yayı nasıl görüyorsunuz?
Ya da "Dünyayı nasıl görüyorsunuz?"
Bazı şeyler aslında olduğu gibidir. Ama bizler onları öyle yerlere yerleştiririz ki, daha sonra kendimizin bile aklı ermez hale getiririz.
--Sonrada, "kaos" der işin içinde çıkarız!..
--Kaos, genel söylemde karmaşa, dağınıklık gibi anlamda kullanılsa da, bilimsel ve felsefi olarak "evrenin düzene girmeden önce içinde bulunduğu, biçimden ve düzenden yoksun, uyumsuz ve karmakarışık olan durumu." için kullanılır.
--Bırakın Dünya'yı Evren bile varoluşunu bu "kaos"a borçlu imiş. Öyle diyor bilim ve bilimsel amcalar, teyzeler.
--Ruhani amcalar için ise işler daha kolay. "Ol" denildi olacak. "Kal" denildi kalınacak. Sorgu, sual hak getire.
--Dün "ak" dediğine yarın "kara"" demek mi.
--Ondan kolay ne var ki.
--İnsanlık, "Dünya dönüyor" dediği için başı kilise tarafından giyotine götürülmek istenen Gelileo'lar ile dün dediklerini bu gün yalamak istemeyen aforozcuların tarihini çok iyi görmüş ve öğrenmiştir.
--Öğrenmek, bazı için bu yüzden çok tehlikelidir.
--Öğrenir iseniz sorar, sorgularsınız.
--Aklıl'ın yüce tanrı tarafından verildiğine inanırsınız ama, neden verildiğini öğrenmek, sorgulamak birilerinin işine gelmez.
--"Uyu yavrum, uyu. Uyutatım seni. Ninnilerle, minnilerle büyüteyim seni"
--Evren'in Dünya Gezeni'nin (ötekilerde neler olduğunden henüz haberimiz yok) Orta Doğu Bölgesi ateş-barut ve kan kokuyor artık.
--İnsanların "bazıları" evlerinden, yurtlarından edilmiş, çoluk-çocuk yollara, denizlere düşmüş. Bazıları fırsatı ganimet saysa da, yine de ortalık kötü, üzücü. Yürek sızlatıcı.
--Bu Orta Doğu'nun kaçıncı harap oluşudur kim bilir?
--Buralar, birlerince hep harap edilmese, "Bad-el harab-ül Basra/ Basra harap olduktan sonra" diye bir söz edilir miydi?
--İşte batı ile doğunun farkı bu.
--Doğu, Orta Doğu, "Bad-el harab-ül Basra" derken;
--Batı, Avrupa "Henüz vakit varken, gülüm,/ Paris yanıp yıkılmadan" diye feryatları Nazım Hikmet dizelerine döküyordu.
"henüz vakit varken, gülüm...
Parisliler, Parisliler,
Paris yanıp yıkılmasın..." diye, diye.
--Orta Doğu yanıyor, yakılıyor, yıkılıyor ve birlerine yol açılıyor.
--Onutmayın, Everen, Dünyamız bir "kaos"tan sonra oluşan düzende ortaya çıkmıştır.
--Peki bölgemizde ki, Orta Doğu'da ki bu kaos, savaş ve ölümlerden sonra ne olacaktır?
--Elbette ki bir düzen.
--Düzensizlik, kaos'un yaratıcıları elbette ki kendi düzenlerini kuracaklardır.
--Peki, evinden yurdundan edilenler, "mülteci" durumuna düşürülenler, ölenler, şehit olanlar, harcanan onca para, emek, zaman?
--Bunun yanıtını Trump veriyor: “Biz Suriye’de petrolü aldık bırakın diğerleri savaşsın”. Olay bu!...
--Ha bu işin teselli tafafı yok mudur. Var.
--ABD, Irak'da Saddam'ı devirir iken, bölgeye özgürlük ve barış getirecekti. Hatta Turgut Özal da bu süreç için, "bir koyup, üç alacağız" değişti. Ama,
--Kuzey Irak'da "uçuşa yasak bölge", "güvenlikli bölge" derken üçün bir olarak ortaya bir Kürt Otonom Bölgesi çıktı.
--O zaman, üçün birini pardan, bir koyup üç almak vardı, şimdi de "büyük düşünme var". Ve bakın bir okur-yazar(İbrahim Karagül) ne diyor :Batı medeniyeti, soykırım ve hırsızlık üzerine kurulmuştur. Londra’nın, Paris’in, New York’un, Roma’nın temelleri acıdır, kandır. Kibirdir, ırkçılıktır, zulümdür, aç gözlülüktür, hırsızlıktır. Biz de şunu diyelim: Sizi o petrol kuyusunun başında avlayacaklar" diyor.
--Önce hayaller mi ölür bilemem ama, ölen, şehit olan bizim kınalı kuzularımız, canlarımız.
--Sizin canınız acır mı bilemeyiz ama, bizimkisi hem acıyor, hem de olanların nafile namazı olduğunu görüp, yanıyor da!..