Amasya Genelgesi der ki: Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Milletin içinde bulunduğu durum ve şartların gereğini yerine getirmek ve haklarını gür sesle cihana duyurmak için, her türlü baskı ve kontrolden uzak millî bir heyetin varlığı zaruridir."
--Bu söze gelmeden önce, Mustafa Kemal, (ki o zaman henüz Mustafa Kemal'dir, Devrimler O'nu ATATÜRK yapmıştır)
--19.Mayıs.1919 Samsun çıktı.
--Haziran.1919 Amasya'ya gelişi. "Milletin Bağımsızlığını, yine Milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır!..." Amasya Genelgesi (22.Haziran.1919)
--23.Temmuz ERZURUM KONGRESİ. Kurtuluş savaşını yapacak, yerel cemiyetlerin kurulması ve sonrada; merkezi Anadolu ve Rumeli Müdafa-ı Hukuk Cemiyetlerinin kurulması ve Heyet-i Temsiliye'nin seçilmesi.
---4.Eylül.1919. SİVAS KONGRESİ. Ulusal kurtuluş için Amasya Tamimi ile belirlenen hedeflerin, Erzurum Kongresinde oluşturulan Cemiyet/dernekler aracılığı ile Anadolu ve Rumeli'de bir ulusal kurtuluş heyecanı yaratılmış; bu cemiyetlerin temsilcileri ile SİVAS KONGRESİ toplanmıştır. Bu güne kadar kurulan tüm dernekler, Sivas Kongresinde, HEYET-İ TEMSİLİYE haline dönüştürülmüştür.
--Bu güne kadar yapılan bütün çalışmaların sonuçlarının alınması ve ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞININ ÖRGÜTLENMESİ, PLANLANMASI İÇİN, yurdun dört bir yanından seçilip gelenler(HEYET-İ TEMSİLİYE) ile birlikte; HABERLEŞME ve ULAŞIM araçlarının üzerinde GÜVENLİ bir yer olan ANKARA yollarına düşülme vakti gelmiştir.
--VE 18.Aralık.1919'da Sivas'dan ayrılan ATATÜRK ve Arkadaşları 27.Aralık.1919 Cumartesi öğleden sonra, Beynam Köyü üzerinden DİKMEN sırtlarına gelmişlerdir.
---23.Nisan.1920. Türkiye Büyük Millet Meclisi AÇILDI!...
--UZUN YILLAR SONRA, Mustafa Kemal'in ANKARA'ya gelişi, CUMHURİYET SEVDALILARINCA çoşku ile kutlanacaktır.
CUMHURİYET KİMSESİZLERİN KİMSESİDİR.
NOT: Koca adam oldum, Atatürk'ün Ankara'ya gelişini bana hep bir TURİSTİK GEZİ İMİŞ algısını yarattılar ve yaşattılar.. Yok "Atatürk koşuları", yok sanal törenler, yok hamaset kokan konuşma ve konferanslar. ORDU MİLLET EL ELE DİYE DİYE!... uyuttular mı ne?