ANKARA'DAN

Devlet, Devlet, Devlet !..

Son zamanlarda durup durup düşünüyorum, insanlığın ya da insanların rüya gibi olduğu, rüya gibi yaşadığı çağlar, devirler, dönemler olmuş mudur ki diye.

Hele hele bugünlere bakıp, oldu ise de, neden bizlere rastlamadı ki diye de, hayıflanıyorum.

Bilim insanları olaylar üzerinde deney yaparken ya laboratuvarlarda oluşturdukları deney ortamlarda, ya da sosyal, siyasal olaylarda günlük yaşamda araştırma yaparlar. 

Su, günlük yaşamda da buharlaşıp uçar ama bunu çok somut veriler ile ölçmek zordur. Oysa oluşturulan laboratuvar ortamında ise hem daha kolay, hem de daha somut ortaya çıkar.

Sosyal ve siyasal olaylara gelince ise, durum tam tersi olur. Ne kadar ortamı ayarlarsanız ayarlayın, düzenlemeniz düzenleyin gerçekçi sonuçları alamazsınız.

Burada da sahaya, olayın gerçekleştiği ortama girmeniz, gitmeniz gerekir 

Yaz ayları gelince tatil, gezintiler derken bir çok farklı ortamda olabiliyor insan.

Tabi benim gibi kendini "huzur tepen" birisi olunca da, olanlara bir başka bakıyor insan.

Biraz da ,"gereksiz işlerim" gereği kırsal kesimde bir köyde konakladım.

Yazlıkçılar gelmişler, bir başka yerde yaşayıp "tarlası tokatı" olanlar gelmişler. İşlerinin dışında da, ver elini köy kahvesi. "Okey taş oyunu"nun binbir çeşiti. 

Köy kahvesinde, çayına, kahvesine, malûm çeşit çeşit soğuk içeceklerine oynanan eller 

Her yörenin bir oyun sitili olmuş. Toptan düşmeli, açılan taşın rengine göre katlamalı cezalar, falan filan. İnsanlar stres atıyor, zaman harcıyorlar. 

Tabi, köye dışarıdan gelince her ne kadar duruma uysa da, "Ankara'dan abem gelmiş" modunda, bira da gırgır, şamata olsun diye patlatılan espriler arasında bir kaç gün oyun oynadım. 

Her ne kadar köyde doğmuş olsak da, artık bu kültür bize baya uzak olmuş. Olanlara, yaşadıklarına sosyal ortamda gözlem bakış açısı ile bakıyor insan 

Eller ne der bilemem ama "2022 yılı" ülke tarihine de, kişilerin yaşamlarına da çok farklı ve kalıcı damgalar vuracak gibi.

Mermer çıkaracağız diye talan edilen dağlar, ormanlar; patlatılan dinamitler kırılan, çatlayan yeraltı su kaynaklarının yok olduğu yıllar sonra susuz kalınca anlaşılacak ama iş işten çoktan geçmiş olduğu anlaşılacak.

Köylü, bağını, bahçesini, tarlasını dağından, ovasından çıkan su ile sulamak zorunda. Gel gör ki, sahil köylerinin tarlaları, arsa olsun diye çıkartılan yasa ile bin yıllık köyler, şehir mahallesi sayılınca, bedava tarla sulama suları, paralı "şehir suyu" olup çıkmış.

Döviz ile fırlayan elektrik ve mazot fiyatları ürettikleri ürün fiyatlarına nasıl yansıyacak belli değil. Anlayacağınız Anadolu köylüsü stres altında.

Demiştim ya, Okey taş oyunu oynadım diye, ben gönüllü oyun yenilcisi olup çay kahve parası ödeme stresi kalmayınca, oyunlara bir tat geldi ki sormayın.

"Gün görmedik" espriler ile masalar, kahvenin içi dışı kahkahadan yıkılıyordu.

Bir gün sonra kahveye oyun oynamaya ne zaman geleceğim sorulur olmuştu.

Oyunda yenilip, hesap ödeme stresi ortadan kalkınca hem oyun oynama tarzına bir rahatlık geldi, hem de espriler kahkahalar arasında gün yüzüne çıktı.

Gırgır şamata gibi anlasam da, köylünün köyünde yaşadığı, şehirlinin şehrinde yaşadığı dert, tasa ve stres bir başka.

Devlet gerek artık. 

Bu ahalinin de aklını başını alıp, seçimlerde "adamının adamını, madamının madamını" sevmekten baz geçip, Devleti, Milleti ve sorunlarını bilen temsilciler seçerek, sorunlarına çözüm aramalıdır.

Bu stres ve sorunlar altında ne görecekleri güzel günler olur, ne de huzur.

O yüzden artık seçilecek siyasi iktidar ülkeyi yönetmekten öte, ülke için DEVLET ve DEVLET KURUMLARINI yeniden kurmak zorundadır.

Yoksa dağı, taşı takan edilmiş, nehir ve denizleri kirletilmiş, özellikle Avrupa'nın kimyasal atık deposu olmuş bir cehennemde yaşamak zorunda kalacaklardır.

Biliyorum kendilerinin böyle bir dertleri yok da, bari kendilerinden sonra geleceklere de gerekli bu topraklar kalanı ve olanı kadar güzel bıraksınlar. 

Bunu da, Devlet düzenler, devlet yapar Devlet.

O yüzden, geçin artık siyasetçi ve siyasi iktidarı seçmeyi, DEVLETİN FARKINA VARIN.    

Taklit ve sitelerinden salınarak.

Devlet, "DEVLET, DEVLET, DEVLET" deyip duruyor. Duyun artık.

Yayın Tarihi
19.07.2022
Bu makale 336 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!