Bir doktor arkadaşım, Yay burcunda doğanlara takılırdı, "dengesiz yaylar" diye. Sonrada "dengesiz, denge" üzerine çaylar, kahveler içilerek sohbet edilir ve bir çok konu sığardı sohbetin içine.
--Gerçekten denge neydi, yaşadığımız şeylerin, olayların bir dengesi var mıydı, yoksa da neden hep sürüp gidiyordu?
--Felsefeden başlayıp, mantık ve sosyolojiden yol alıp ve gelin bakalım orta bir noktaya.
--Çoğunuz, "Lale Devri Çocukları"nden gelsenizde, yeni neslin bazısı yolda kalsa, bazısı da falcıya gidip"bu nedir" diye çabalasada boş verin
--Özellikle son yıllarda eğitim sisteminin içeriğinde, felsefe, mantık, sosyoloji dersleri ya yok, ya az, ya seçmeli ya da içeriği bir alem.
--O yüzden konuyu bu boyutundan değil de, "denge"nin ilgili ve ilişkili boyutlarından ele alayım. Lale Devri Çocukları dedim, Sezen Aksu'nun o dizelerini unutmayalım.
--Her ne kadar biraz sitem olsa da, azıcık da hava atmış Sezen Aksu: "Lale devri çocuklarıyız biz/ Zamanımız geçmiş" diyerek. Ne yani, "sizler sazan gibisiniz, anlamazsınız" diyecek hali yoktu ya!..
--Gelelim dengenin ne olduğuna ve halleri ile bunun sosyal, siyasi ilişkilerine ve en sonunda da bize attığı kazıklara.
--Dengenin bile herkesi "dengeleyecek" birçok tanımı vardır. Ama biz ortak payda olarak, olay, nesne ve şeylerin, kendisini çevreleyen ve etkileyen şeylerce durağan halde tutulma halidir diyelim.
--Laf arasında sık sık geçtiğine göre, kaç çeşit denge vardır, sizce?
--Dengeli, dengesiz, orta yolcu vs, vs.
--Çok "dengeli/dengesiz adam"dan tutunda, "denge siyaseti izliyor"a kadar gider konuşmalar, sataşmalar, eleştiriler.
--Üç çeşit denge vardır.
--KARARLI,
--KARARSIZ ve de
--KAYITSIZ!..
--Kararlı denge, bozulması halinde dışarıdan herhangi bir etkiye gerek duymadan, kendiliğinden düzelme durumudur.
--Kararsız denge ise, her bozulduğunda dışarıdan bir etki olmadan eski konumuna gelemeyen denge halidir. Dışarıdan etki şart.
--Kayıtsız denge ise, kendisince bir merkez oluşturup, o merkez etrafından dönme, var olma durumudur. "Değmen benim gamlı yaslı gönlüme", durumu olsa da, idare eder.
--Peki bunların siyasi karşılığı ne?
--Etrafınıza iyi bakın ya. Bana ne. Ama ben, böyle düşünüyorum, düzeltmeniz, yanlış isem doğruya çekmeniz, durumu idare ediyor isem de, "bırak dağınık kalsın" modunda kalmam için yazayım.
--Aktif siyasi halkımızın dengesi, kararlı bir dengedir. Gönlünde ki siyasiler ne yapar ise yapsın, onların seçme tercihi, afedersiniz kararı, asla değişmez bir denge durumudur. Kararlı bir seçmendir kendileri.
--Kararsızlar ise, çaydan, şekerden kömüre kadar her şey ile dengesi bulunan ama çok hassas davranılması gereken seçmenler için uygun durumdur. Kim daha fazla verirse, dengemiz, kararımız ondan yanadır
--Kayıtsızlar mı?
--Valla onların, "dünya yansa, bir cirim yeri yanmaz".
--O siyasi imiş, bu siyasi imiş, ülke yanıyormuş, batıyormuş kimin umrunda olur ki. Gelen ağam, giden paşam. Başını belaya sokmanın ne alemi olur ki. Kapıya dayanınca mı? Ona da o zaman bakarız!..
--Ya gerçekten, market yolunda herkesin bir "ay çiçek aşkı" başlamış, saran, kucaklayan evine götürüyor. Bu ne aşktır ya.
--Beni de kızdırıyorlar, bu siyasiler, bu siyaset ne ya. Artık ben de, kendime bir çeki düzen versem mi ne?
-- Ne bu ya, bu kararlılık da ne, kararsız ve dengesizlere kararlılık.
--Bir hoş muyum ben de ya?
--Birileri arabasını bu karda kışta dağdan, kardan, buzdan aşırıyor; biz kış lastikleriyle daha çok yakıt yakmayı göze alıp, artlarından gidiyoruz
--Şaka bir yana, siyasi iktidar açısından, tamam bir şekilde süreçleri iyi gözlüyor ve yönetip, "entropi"ye meydan okuyarak gidiyorlar ama, unutmayın, bu dünya "fani". Her şey gibi bu işlerin de bir sonu var.
--Muhalefetin bir bölümü ise bir alem. İktidarın yerli yersiz her şutuna, pasına karşılık vererek, oyunu uzatmaktan başka bir işe yaramıyorlar.
--Diğer bölümü mü, onlar daha kart açacaklar, ne demek istediklerini hepimiz kendimize göre anlayacağız, anlata anlata bitiremeyeceğiz.
--Sonuç mu, hiç kimse keyfini bozmak istemiyor.
--Balık tutmayı öğretme yerime, balık vermek herkesin işine geliyor.
--Hem alan, hem de verende bir sorun, sıkıntı yok. Siz kendinize bakın
--Canınızı sıktığınıza bakın. Ona da çözüm hazırdır. "Askıda Balık Var" deriz ya. Bu da nereden mi çıktı. Eee herkes askıda ekmekten bıktı da.
--Eeee ne sanmıştınız.
--Gördüğünüz gibi "Osmanlı"da Oyun Bitmez!.." Bekleyin görün.