ANKARA'DAN

Bugün Bayram Erken Kalkın Çocuklar

Son zamanlarda "DÜZEN" takmış vaziyetteyim. Neden mi?

Bunun o kadar çok yanıtı var ki, hangisini yazayım, söyleyeyim. Sorun da benim bir şey söylemem değil, sorun olayın kendisi.

Bu günler bayram. Yani iyi ve güzel.

Başka, "bayram" tam da çalışanlar açısından "Temmuz"gibi bir geçiş dönemi başına rastladı.

Bu da güzel.

Kış bitti, yakıt paralarına bütçede yok. Eh yani bir çok yerde de sebze, meyve bollaştı. Cüzdana bir ferahlık geldi.

Coronalı günler yokmuş gibi sayıldı, herkese kafasına göre takıldı.

Yok ve yoksul iseniz bile, bir park bakımda, bir sahil kumsalında yere dediğiniz bir pazar havlusu üstünde uyumasanız da sabahlamaniz kolay. El, yüz, soğuk suya dayanırsanız da banyo bedava.

Hani bu aralar "bedava yaşıyoruz, bedava"

Yollarda araçlar.

Bazı siyasilerin dediği gibi "evlerin önlerinde araçlar". Kendilerinkiler kapalı garajlar da model model ama Allah'tan, "garajlar araba dolu" demiyorlar.

Anlayacağınız, bankamatiklerde o kartı çıkartıp öteki kartı takıp sorunu çözemeyenleri, market kasasında parası yetmediği için ürün değiştirmeleri, yol parası olmadığı, yetmediği için yürüyenleri de görmezlikten girsek, "gül gibi yaşayıp gidiyoruz"

Kırsal kesimi tanımayanlar bilmezler. 

Derler ki, "köylünün, karnını deşmişler, kırk tane gelecek sene/ güz çıkmış"!..

Ya da iş çığırından çıktığında, diyecek söz bittiğinde, "yaz tahtaya, al gelmeyen haftaya ".

Önceleri bu ülke bir tarım, çiftçi ülkesi idi. Eker, yetiştirir, biçer satar, yetmezse seneye kalırdı, umutlar da, borç da.

Çiftçinin kazancı bir yıl çolu çocuğu ile harcadığı emeğidir. Çiftçi ürettiğinden bilinen anlamda ticari bir kazanç elde etmez.

Özellikle 24 Ocak 1980 "Ekonomik istikrar kararları"ndan sonra, üretim yerine "hizmet sektörü" diye bir öncelik dayatıldı AB ve ABD tarafından, bu ise teşni olanlar da çoktu, "reklamlarla, mekanlarla ' yutturuldu.

Sonuçta "alan memnun, satan memnun".

Sonra tarlalar imara açıldı. Arsalar, rantlar, evler, dükkanlar geldi havadan.

Tarlada ekip biçmekten apartman kapıcılığı, sitelerde bahçıvanlık, güvenlik, temizlik görevlisi olmak yeğlendi. 

Babaları oğullarının hesabını ödemişti ama oğullar, torunlara yokluk, yoksulluk ve işsizlik bıraktıklarının farkında değiller.

Üstelik, bırakın üniversiteyi, ortaokul, lise öğrencilerinin filozof gibi "Ülkeden ümidimizi kesmek istemiyoruz, lütfen olanları görün, bize ne miras bıraktığınız" konuşmaları, feryatları görmezlikten gelerek.

Şimdilik hayvanların kurban edildiği "bayramın" üçüncü, yarın da son günü. Tatili kapabilenler kaptı, tatildeler.  

Konu komşusu hayvan kesip, pay dağıtılanlar çok şanslı. Evler et yüzü görecek. Parası olanlar da yazın ve tatilin keyfini çıkaracaklar, onlar da şanslı.

Hani bir "reklamlar bitti, film şimdi başlıyor" denilen bir "Cennet -Cehennem" fıkrası vardır. Bugünler hatta bu aralar bir süre daha onun gibi reklamları yaşayacağız çoğumuz. Ama film başlayınca, dizlerimize kadar neye battığımızı anlayacağız.

Tarihe söyle bir ciddi bakarsak, bütün toplumların bir inançlarının olduğunu görürüz. Bu köyü de değildir. Çünkü toplumda, bireylerde korkularını yenecek, onları koruyup kollayacak bir ulu, kutsal güç arar. 

Belli bir döneme kadar da bu böyle yaşanmıştır. Ne zaman ki, iktidar ve "düzen" kurmak, "düzen" tutmak birilerine fark edilmiş ve kullanılmaya başlanmış, işte insanlar ve insanlık için felâket günleri başlamıştır.

Bayram, çok güzel. Tatil, çok güzel. Maaşlar, ücretler zamlı, emeklilere teselli "bayram ikramiyesi" tamam. 

Pazarda fiyatlar "eh işte"

Yakıt parası yok. Çok terlersen, dön gömlek balkon hazır.

Günübirlik yaşaya yaşaya bugünlere geldik. 

Allah için İktidar da, yönetim teknikleri ve deneyim konusunda çok mahir. 

Muhalefet ise olayın geç de olsa farkına varıyor ama bir iki kanal dışında sesini duyan yok. İktidar kanalları muhteşem. Kim kimi nasıl becermis (uyma sen de), kim iki kere ikinin dört ettiğini biliyor, al sana para. 

Bir kişi önce kendini, bir toplum- topluluk kendilerini öncelikle düşünmeye başlamışsa, milletin ve devletin vay haline. 

Örnek mi, bakın Pakistan'a, Afganistan'a, Irak'da Saddam'a, Suriye'de Esad'a.

Evet, bugün bayram, erken kalkın çocuklar. Şimdi reklamlar var, film başlamadan bari sizler bir şey yapın. Yoksa, bugün genel iktidarda olanlarda, yerel iktidarda olanlar da durumdan memnun olduklarına bakmayın siz. 

Size bayram şekeri tutmuyorlar, Size şeker diye "NBŞ"zehirli damak tatları sunuyorlar.

Bari siz erken kalkın da, bu güzel ülkeye yazık olmasın.  

Yaşamımda cinayetler işlemiş, her türlü kötülüğün içinde olup, "tövbe" etmiş birisine hayran olacağım aklıma gelmemişti, onun bir sözünü kullanayım, inanın erken kalkın, 40 yaşından küçükler".

Bu "düzene" ve yanında olanlara, ya bugün haykıracaksınız, ya da siz de "düzenin" bir parçası olacak, kullanılıp, atilacaksıniz.

Akılsız başın cezasını ayaklar cekermiş. Bencil ve soysuz sizden öncekilerin daha faza cezasını çekmemek için, erken kalkın artık!..

Yayın Tarihi
11.07.2022
Bu makale 478 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!