ANKARA'DAN

Arabada Başbakan Menderes'i bulmak

Yaşam, bazen şaka gibidir.

Dilediğinizi yapamaz iken, en ummadığınız anda da, en ummadığınız şeyleri yaşar gidersiniz.

Bir dostumun daveti üzerine, ortak bir tanıdığımıza tavla oynamaya gittim. Tabi iki mars bir ters olduğumu nasıl söyleyeyim.

Hem misafir çağır, hem de tek sayı verme. Gırgır şamata arasında bir Kimya Mühendisi Beyefendi ile bir Ressamın Henımefendi'nin kurduğu akşam masasında buldum kendimi.

Seksenli yılların Beytepe'sinde, Sadettin Yüzbaşının sebebini sadece kendisinin bildiği bir komut ile hareketlenen askerler, ellerinde silahla nereye gidiyorlar diye bakarken, sağ kaşıma yediğim dipçik ile, arkadaşlarımın şaşkın bakışları arasında, dört dikişlik sargı içinde Üniversite revirinde bulmuştum kendimi.

Akşamda konu oradan açılınca, Kimya Mühendisi Ağabeyimin aklına bir anısı geldi.

Can Abim için sıradan bir yıl, yıllardan da 1960'dır ve kendisi İstanbul Üniversitesinde öğrencidir.

Aylardan Mayıs (1960), Üniversite öğrencileri ayakta. Can Abim de, habire eylemlerden dolayı göz altına alınmaktadır.

Öğretmen Annesini yeni kaybetmiş, Doktor Baba ise Adana'dadır. Okul da kapatılınca ver elini Adana,

Can Abim yalnız, üzgün ama Babayı da teselli etmek ister.

Cumartesi sabahı doktor Baba hastalarını muayene edip, Kimya Mühendisliği öğrencisi oğul ile Adana'dan Mersin'e balık yeme ve "iki kadeh de parlatma" programı yapar.

Can Abim, Mersin'e gitmeyi pek istemez, Adana'da, Seyhan Nehri kenarında bir yerlere gidelim der.

Baba Dr Ünal Sait Batur da itiraz etmez.

Baba muayenehanede, Can Abimden 56 Model Şavrole ile evden gelip almasını ister. Sonra da ver elini Seyhan Nehri kıyısı.

O da ne, yol boyu bir kalabalık ki sormayın gitsin. Meğer Başbakan Adnan Menderes Seyhan Barajı temel atma töreni için Adana'ya gelmiştir.

Zar zor arabayı bir yere Doktor Babanın hatırına arabayı park edip, tören alanına doğru giderler. Doktor Baba, Can Abiye sitem eder, "bak ne güzel Mersin sahilde rakı, balık yapacaktık" der ama yapacak bir şey yoktur.

İki kadeh atamasalar da, bir şekilde balığı yerler ve temel atma töreni de bittiğinden, arabalarına doğru giderler.

Önden giden Can Abiye polisler "dur, göremezsin" deseler de, Doktor Babayı görünce "buyur doktor bey" ederler!..

Arabanın yanına giderler ama etrafta olağanüstü bir durum olduğunu bile anlamazlar.

Can Abim arabanın kapısını açmak ister polisler, Baba ile bir şeyler konuşurlar.

Can Abim şaşkın şaşkın arabanın direksiyona, Baba da İmpala Şavrolenin iki kişilik ön koltuğuna oturur..

O da ne. İnanılmaz. Yol boyu her adımda kurbanlar kesilip, ellerde ki kurban kanı arabaya sürülmektedir. Herkes pek şaşkındır.

Can Abilerin arabasında, kalabalıktan kaçırılan Başbakan Adnan Menderes ve TBMM Başkanı Refik Koraltan oturmaktadır.

Menderes, "Beyefendi TBMM Başkanı Refik Koraltan, ben de Menderes, senin adın ne genç' der, Can Abiye.

Baba şaşkın, Can Abim şaşkın arabanın önündedirler. Şavrolenin arkasında Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Koruma Müdürü oturmaktadırlar.

Adnan Menderes'in Can Abim ile "senli, benli" makam, mevki ve unvansız konuşmaları Can Abimin pek hoşuna gider.

Sora, "Can izin verirsen ben de arabanın önüne geçeceğim, baban ile konuşacağım ama konuşmalarımızı dinlemeyeceksin' der.

Bir kaç gün sonra da Solcu öğrencinin Doktor Babası DP'li olur.

Bu arada Can Abim İstanbul'a gider ama Üniversite yeniden kapanınca, habire de tutuklanıp, gözaltına alınınca Adana'ya döner.

Yola 26 Mayıs'ta yıla çıkar ama yolda gece "27 Mayıs Darbesi/İhtilali/Devrimi" olur.

Anne vefat etmiş, Baba da sıkılsa da hastane, muayene ve şehir kulübü arasında günlerini geçirmektedir.

O sıralarda da ortalıkta bir "ihtilal" sözü de dolanmaktadır

Baba Doktor Ünal Bey, "İhtilalin, 1789'da (Fransa'da) olduğu gibi halk yaparsa, o ihtilal, yoksa bu darbe olur" der.

DP'ye üye olmuş, bir de ihtilallere muhalif olan Doktor Ünal Bey, birden iktidar yanlısı anlaşılır ve muhalif olur çıkar.

Mersin'de rakı -balık muhabbetine engel olan Can Abim ise, Babasının DP'li olmasına mı yansın, DP olup bir sözü yüzünden Babasının sudan bahane ile tutuklanmasına mı?

Hey gidi koca çınar Can Abim hey.

Bu ülkede kimler, neler yaşamadı ki!..

Yayın Tarihi
26.06.2022
Bu makale 695 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!