Herkesin bildiği bir söz vardır Anadolu’da: “Perşembe’nin gelişi Çarşamba'dan bellidir" diye.
--Yıl 1990'ların sonu. Türkiye ekonomisinde bir şeyler oluyor. Bir şeyler kötü değil ama iyi de gitmiyor. ABD'den bir adam geliyor. Geçmişi sol, tanıdıkları sol ama, ilişkileri ve varlığı sağ, Liberal Kapitalist sistemin ta göbeğinde Dünya Bankası Başkan Yardımcılığından Kemal Derviş.
--Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in daveti üzerine Türkiye'ye geliyor, 3 Mart 2001'de Ekonomiden Sorumlu Bakan yapılıyor;
--Ve, "“Türkiye’nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” adı altında bir kemer sıkma proğramı ile halkın bir araya gelmeyen iki yakasını daha da açıyor ama, devletin kasasına baya bir şeyler biriktiriyor.
--Derken bir sabah ansızın etçi, sütçü, kapıcı değil ama Devletin Bahçeli yanı kapıyı çalıyor ve bir istifa dilekçesi ile "hopp!.." 3 Kasım 2002 genel seçimlerine gidiliyor.
--Sonucunda da AK Parti'nin tek başına iktidar olacak Milletvekili sayısını bulunca da 58. Türkiye Cumhuriyeti Hükümet'i kuruluyor
--Genel Başkanı bile siyasi yasaklı, liderinin hocası(Erbakan) henüz sağ salim, Hükümetler kurmuş bir efsane Ecevit, Demirel'in avucundan su içmiş "Sarışın Güzel Kadın" Tansu Çiller DYP'nin başında, Özal'dan sonra prens diye ANAP'ın Başında YILMAZ, her derde deva Devletin Bahçeli yanı ise ne diyor olan o
--O da ne, seçimler yapılıyor ama, halkın verdiği oyların ancak %54'ü TBMM'de(Parlamento'da) temsil ediliyor. %45'i ise sokaklarda. Hem de %9, %8, %7, %6 gibi oranlar ile.
--Eeeee halkımız bi mutlu, bi mutlu ki sormayın gitsin. Siyasiler ne diyeceklerini bilmiyorlar. Sevinseler mi, üzülsünler mi!.. Sanıyorsunuz, ülke için mi? Ne gezer, kendileri için.
--Yıl 2002, bu günlerde 2019 ise tasını tarağını topladı gidiyor ama, halkımız da, siyasiler de, yok efendim AKP mi diyelim, AK Parti mi diyelim diye cambaza bakarlar iken, sistem gitti, devlet malı mülkü ile gitti ama, Bahçeli'sine de sahip çıktı.
--Dünya daha da özgürleşecek(ne demek ise), hatta dünyanın derdi imiş gibi bu özgürleşme Araplardan başlayacaktı.
--Buyurun size bir ARAP BAHARI RÜZGARI.
--Eee yani Arapların Baharı olur da, onlara uzun yıllar Halifelik yapmış bir ülkenin Başkanı'nın bu "Bahara" katkısının olmaması düşünülebilir mi? Kapitalist "medeni batı" ne halt edecek ise projesiz mi yapar. Yok. O zaman al sana bir proje.
--Bahar "Büyük Ortadoğu Projesi" diye başlıyor. Bir "büyük" var, hem de Bahar’da, neyin büyüğü belli değil.
--"Bahar", "Büyük", "Ortadoğu", olur da, Halifeliğin Başkenti bu sürecin dışında bırakılır mı?
--Al sana da, "BOP EŞ BAŞKANLIĞI".
--Libya!..
--Kaddafi!.. Bize en zor günlerde her şeyi yapmış. Türklerin ve Türkiye'nin dostu imiş. Geç anam babam, o dünde kaldı. Ne demişti Mevlâna: "Dün, dünde kaldı cancağazım, bugün yeni şeyler söylemek lazım!.."
--Eeee yani Mevlana'nın da sözünü dinlemeyeceğiz de ILIMLI İSLAM PROJESİNİN İKTİDARI olarak neyi dinleyecektik ki!..
--Lİbya-Kaddafi mi, yum gözlerini görme, unut gitsin.
--Mısır mı? "Müslüman Kardeşler" ise geç bu yana, başka ise görme, duyma gitsin.
--Görmeye görmeye, duymaya duymaya geldik Irak, Suriye'ye kadar.
--Ne yani koskoca Amerikalı Başkan Amcalar kankamız. Avrupalı iş ortakları "Eş Başkanlık" yürüttüğümüz kanilerimiz. Araplar mı, onlara iki rekât namaz kılar, geldiklerinde bir kurban keser durumru idare ederiz. Boş ver ya. Canını sıktığına bak.
--Her şey iyi de.
--Bu işler için o kadar Dolarlar harcanıyor. O kadar zaman ayrılıyor. Niye yapılıyor?
--Kim düşünecek?
--Ayıpsın yani. Koskoca Üniversitelerin hocalarına, bu yoksul halk vergileri ile o kadar maaş veriyor.
--Millet, Vekillerini seçiyor.
--Her halde de, üç-beş vicdanlı bürokrat da vardır bu memleketin hayrına uzağı görecek.
--"Masal masal maliki, /Oğlu uşağı on iki, /İki sıçan çatladı, /Damdan dama atladı. /Biri boz biri kara, /Bindim bozun boynuna, /Çıktım Halep yoluna, /Halep yolu ne gezer? /İçinde çarşı pazar… /Varalım görelim çarşıda, /Kim alır? Kim satar?"
--Eee masal baya uzadı. Irak, çatır çutur param parça, Federasyon, mederasyon müteahhitler iş yapsın sesini çıkartma.
--Suriye mi?
--Ulan Esat, bi karar versem senin "Esat mi", "Eset mi" olacağına iki kelam edeceğim de.
--Nereden çıktı bu ABD ile RUSYA ya. Ne güzel, İtalya Başbakanı Berlusconi ile birlikte kanka BOP EŞBAŞKANLARI olarak Ortadoğu'yu dizayn edecektik.
--Yok efendim, biz Suriye'de SIKIŞANLARA, Irak’tan ya da dünyanın dört bir yanından gelenlere yol geçen hanlığı yapalım. Şimdi de, bir kenarda oturun densin.
--O kadar mülteci "din kardeşimize" ülkede onca yoksulluk varken miyarlarca Dolar harcayalım, şimdi de bir kenarda oturun, sesinizi çıkartmayın densin.
--Allahtan reva mıdır?
--Eeee benden bu kadar gerisini de sen düşün be CANIM HALKIM. YURTTAŞLARIM, KARDEŞİM!...
--"Bedava peynir, FARE KAPANINDA olurmuş!.."
--"Borç yiyen de, kendi kesesinden yermiş!.."
--Ulan bu patagonyalılar da bir alem ya. Allahtan Ülkem böyle değil. Allah'a şükür.