“Tüm samimi ve gerçek dünya gazetecilerinin gününü kutlarım. Diğerleri ise; üfürükten tayyare; selam söyle O yare.”
Cahilliğime verin de benim ülkemde gazeteciliğin gerçek anlamda tarifini bir türü bulamadım.
Ne yazık ki her türlü pastanın tarifi var gazeteciliğin yok. Üşenmedim kafa yorup araştırdım vardığım sonuç; gazetecilik mesleği kadar adının ikirciklerle anıldığı daha hiçbir meslek dalına rastlamadım.
Nasıl mı?
Alın size tespitlerim:
*Gazeteci deyince akla gelen çağrışımlar:
Gazete mi satıyor?
Gazete mi çıkartıyor?
Gazetede mi çalışıyor?
Yoksa Gazetede mi yazıyor? Belli değil.
Kavram karmaşalı; Gazeteci tariflerine de bir göz atalım:
Birinci Tarif: Gazeteci; haberleri dürüst, etik ve tarafsız bir şekilde araştırma, belgeleme, yazma ve sunma ile görevli meslek profesyonellerine verilen unvandır.
İkinci Tarif: Güncel olaylar, akımlar, konular ve kişiler hakkında bilgi toplayıp, olabildiğince tarafsız bir şekilde yayımlamaya gayret gösteren kişidir.
Bu iki tanımda dikkat çeken sihirli sözcük; “Tarafsızlıktır.”
Birinci tanımda tarafsızlık tam ve sabit yerini ve anlamını bulmuşken; ikinci tanımda; “Olabildiğince tarafsız” ikircikli bir tanımla ifadeye çomak sokulmuştur.
Ben bu yaşıma geldim bu ülkede birkaç kişi hariç yukarıdaki Birinci tanıma giren Gazeteci ne duydum ne de gördüm.
Bir de unvanlı gazeteciler var ki; ülkeye şenlik:
Valla ben aşağıdaki bu sıfatların basın yalancısıyım:
Yalaka Gazeteci,
Satılmış Gazeteci,
Kiralık Gazeteci,
Mevsimlik Gazeteci,
Sorumsuz gazeteci,
Duyarsız Gazeteci,
Çalışan Gazeteci. (Sanki saat gibi çalışmayanları da varmış gibi.)
Değerli Gazeteciler gördüğünüz gibi çetrefilli bir tanımınız var. Benden söylemesi. Bunu düzeltecek olan yine sizlersiniz.
Sevgi ve Saygılarımla