Devlet üniversitelerimizin birisinde Dekan efendinin tuvaletin kapısına “DEKAN WC” Yazılı tabela astırması bizlere; Şener Şen’in bir filminde köy meydanındaki tuvalete Ağanın çişinin üzerine edilemeyeceği kuralını hatırlattı.
Bu dekanımızın aklına şaşayım; ben Dekan olacağım makamımın adını tuvaletin kapısına yazdıracağım ve Karizmamı çizdireceğim. Olacak şey değil; gider tuvalet işletmeciliği yapar yine bunu yapmam. Ben buna benzer bir örneğini de bizzat kendim yaşadım.
Tanıdığım bir öğretim üyesi arkadaşımı Dekan olarak atandığı üniversitesine tebrik etmeye gitmiştim. Sohbet uzadı benim de tuvalet ihtiyacım hâsıl oldu ve kendisine tuvalete bir gidip geleceğimi söyledim. Bana çekmecesinden bir anahtar uzattı ve bununla tuvalete girmemi ve işim bitince de kapıyı kilitlemeyi unutmamamı tembih etti. Ben de bu yöntemle işimi halletmiştim. Bizim Dekan arkadaş kilit yöntemiyle işi daha garantiye almış. Elbette ki; her iki uygulamanın da bir nedeni olmalı.
Şimdi gelelim bu uygulamanın yorumlarına:
Yorum 1- Üniversite personeli tuvaletleri çok pis kullanıyordu ve Dekan bununla baş edemedi ve tuvaletleri ayırdı,
Yorum 2- Dekan için çok ama çok lüx bir tuvalet yapıldı ve diğer personellerin kıskançlığı önlenmeye çalışıldı,
Yorum 3- Üniversite idaresi yalakalık olsun diye yeni dekana haberi olmadan böyle bir yalaka jesti yaptı,
Yorum 4- Dekanın; Şener Şen’de olduğu gibi bir ağalık ve üstün amirlik ayrıcalıklı duyguları vardı ve onu uyguladı,
Yorum 5- Tabelada “DEKAN WC” Yazılı. Pekiyi ben de buradan soruyorum; Dekan yardımcılarımız, misafirleri ve Dekan sekreterimiz hangi tuvalete gidecekler. Yoksa onlara bu ihtiyaçlarının giderilmesi için evleri mi tavsiye edilecek yoksa tutmaları mı?
Diğer yorumlar sizlere açıktır. Yorum halinde yazarsanız sevinirim.
Sonuç olarak; neden ne olursa olsun bu tür uygulamalar hem insanlık hem de eğitim ayıbıdır. Haydi dekanlar göreve tuvaletlerinizden başlayın.
Sevgi ve saygılarımla