Cehalet tek başına ise, muhteşem bir duygudur. Bilmediği, görmediği için rahatsız olmaz ve sorun kapısını çalıncaya kadar da acayip mutlu ve mesuttur.
--Cehalet, muhteşem bir duygudur ama, ihanet ve hiyanet ile kol kola girer ise, salt kendine değil, başkalarına da zarar verir; sonunda anlar ve ağlar ama, nafile namazlarının bile bir vakti vardır. O kadar masumun canı yandıktan sonra kabul olunmaz
--Cehalet, muhteşem bir duygudur, sorumluluk duymazsın, vicdan taşımana da gerek olmaz, zaten yoktur; çünkü vicdan da eğitim ile oluşur ve gelişir.
--Cehalet, muhteşem bir duygudur, herkesten hesap sorarsın ama, hiç kimseye hesap vermek aklından geçmez. Çünkü, Dünyanın merkezi sanırsın kendini. Oysa, Dünya dediğin şey, sonsuz ve sınırsız evrenin bilinmeyen, görünmeyen bir semtidir ama, olsun ona ne dert, gam ki.
--Cehalet, muhteşem bir duygudur, senden başka hiç kimsenin önemi yoktur. Yok dünyada, Ülkede, Mahallede hata en yakın komşularda bile aç, açık ve yoksul insanlar varmış, kimin umurundadır ki, o önüne atılan tepiti nimet sayar, insan olduğunu unutarak.
--Cehalat, muhteşem bir duygudur, Dunya, Ülke hatta mahalle yanıyormuş umurunda olmaz. Çünkü onun evi sıcaktır ama ısının yangının ısısı olduğunu önce kokusu gelen ardından da alevlerin sardığı pencereden anlar; ama çok geçtir. Mahalle yanmış, komşular telaşta, canını kurtarır ise ne ala, yanıkları için de ilk koştuğu yer yine de yara saran iyi insanlar olur.
--Peki bu cahiller hiç utanmazlar mı?
--Af edersiniz anlamdım. Kim, ne?
--Bu cahiller hiç utanmazlar mıııııııı?, dedim yaaaa!..
--Utanmazlar, çünkü utanmak da bir duygudur ve eğitim ile olur. Onun bildiği tek şey arsızlıktır.
--Haaa, bu arada , arsızlık da muhteşem bir duygudur.
--Kaşar gibi yuğrula yuğrula, döne döndürüle olur, oluşur. Karanlık kuytu bir köşede. Ortaya çıktığında ise, bir nimet olur ki sormayın gitsin.
--Artık utanacak yüz kalamıştır, yüzsüzdür artık. Her kalıba girer, her delikten sızanları yalamak, yemek işidir.
--Eğer bir toplumda, aile denilen mevhumu yok eder ve yoksullaştırır iseniz, ilk önce çocuklar etkilenir bundan.
--Çünkü, eğitim aileden başlar.
--Hoş, kendine hayrı olmayanların çocuklara, çocuklarına ne hayrı olur; o bam başka bir sorun ama, yinede vicdan ve azıcık eğitim ile bir şeyler yapılabilir.
--Aile kurumu yıkılıyor, yok ediliyor ama herkesin derdi bilmem neyinde. Alınacak (çok özür dileyerek) avrat, 9 yaşında körpe taze mi olsun, yoksa kaşarlı mı?
--Her mahallede , her şehirde birar tane olması caiz midir, değil midir. Bu hoyratlık nedir ki. İnsan. Kadın. Erkek. Çocuk. Bunların bir anlamı yok mudur. Evet bazılarında yoktur, var ise de onlar, yok ise de onların zevk-i safaları. Bu, cehalet ve sorumsuzluk değil de nedir?
--Farkında değilisiniz ama, aileler, toplum, millet göçtü yok oluyor. Bunun farkında olmak için de bir bilinç, eğitim gerek.
--Şimdi kos koca Üniversitelerin anlı-şanlı "profesör" ünvanlı Rektör Yardımcıları bile "ben cahilleri severim" diyor ise;
--Yıllarca askerlik yapmış, milim sapma ile atılan merminin hedefe varmayacağı matematik, fizik bilmi ve hesapları öğretilen bir paşa bile, "mehdi gelecek" diyebiliyor ise;
--Bu çürümeyi yaratan eğitim sistemi sorgulanmazsa, olmaz.
--Cehalet böyle böyle, körüklene körüklene yaratılıyor.
--"Bir gecede Cahil olduk" diyenlerin cehaletinden bile söz etmeye gerek. Haydi tetikçilere sözüm yok da, kendini Milliyetçi sanıp, binlerce yıllık tarihini görmezlikten gelip, bir kaç yüzyıllık Arap hegamonyasını tarihinin üstene serenleri anlamıyorum. İşte cehalet bu değil ise nedir?
--Cahillere ve cehalete kızmıyorum. Bu durumu yaratan ve körükleyen sisteme eleştirim, kızgınlığım da göz yumanlara.
--Aslında lafı daha fazla uzatmanın alemi yok. Bundan yıllar önce AŞIK DÜÇARİ bu konuda noktayı koymuş.
--"Dinle sözüm al nasihat
Dağları da kış incidir
Cahilinen etme sohbet
Her sözü bir baş incidir" doğru ya, baş ağrıtmanın alemi yok ki.