Buhran, kriz gibi yabancı kökten sözcüklerin yerine Türkçede, "bunalım" kullanılır. Sizi bunaltmadan konuya gireyim.
--Buhran, Aramice kökünden Arapça, Kriz de, Fransızca kökenli bir sözcüktür. Beklenmeyen kötü bir durumu anlatmak için kullanılır. Kalp krizi. Yönetim krizi. Ekonomik kriz/ buhran, buhran, bunalım geçiriyor gibi günlük dile kullanılır.
--Herkese "kalp krizleri"nden uzak sağlıklı, buhransız, bunalımsız günler; ülkelere de, ekonomik kriz/buhran/bunalımdan uzak dönemler dileyelim.
--Dünya bir COVID-119 pandemisi yaşıyor ama, henüz kriz noktasında değil demek ki, bir coronavirus krizinden söz edilmiyor.
--Genelde "kriz"i, beklenmedik ve çok hızlı gelişen, kişilerce önceden kestirilemeyen süreç olarak tanımlıyoruz.
--Bu durum da Kurum, kuruluş ve organizasyonların çok hızlı karar almalarını gerektiriyor. Yerinde ve zamanında alınan bu kararlar ve yönetilen süreç ile krizlerin planlanan sürede aşılması ile mümkündür.
--İyi de bu sözü edilen kriz nedir, belirtileri ve özellikler nelerdir. Nasıl anlar ve farkına varırız. Bu sorulara yanıt aramak böyle olur.
--Krizleri öngörmek olası ama zamanını kestirmek oldukça zordur.
--O yüzden, kurumsal yapılar içinde üst yönetimin içinde yer aldığı KRİZ MASALARI kurulmuştur.
--Kriz masalarının görevi, süreci önceden gözleyerek, olası krizi ve sürecini en hasarsız atlatmak ve gerekenleri zamanında yapmaktır.
--Peki krizin belirtileri olur mu?
--Her krizde ciddi riskler vardır. Kurumlarda yaşanan krizleri ikiye ayırmak gerekir.
--İçsel, iç çevreden kaynaklanan krizler
--Dışsal, dış çevreden kaynaklanan krizler.
--Krizin sebepleri Yaygın olarak Doğal, Ekonomik, Teknolojik, Politik-yasal ve Toplumsal dış faktörler olduğu gibi;
--Kurum, kuruluş ve organizasyonların içlerinde yaşanan: Yönetim zafiyetleri, Örgütsel yapısının sağlıklı oluşturulamaması ile bunlar arasındaki iletişim ve yönetici sorunları.
--Ayrıca, özellikle az gelişmiş toplum ve ülkelerde sık görülen, Kurum Kimliği ve kültürünün oluşmaması.
--Genellikle yönetim ve yöneticilerin göz ardı ettiği organizasyon içinde ki çalışanların Motivasyon Eksikliği,
--KRİZLERİN GÖZ GÖRE GÖRE gelmesine ve olmasına sebep olur.
--Peki, krizin bilgi akışı olur mu?
--Genellikle klasik anlayış ve feodal ilişkili yöneticiler örgüt içi iletişimi pek ciddiye almaz. Sadece formel(gazete, dergi, tv, resmi yazışmalar vb) iletişimi değerlendirir.
--Oysa, formal(resmi) iletişim kadar, informel(gayri resmi) iletişim de bir bilgi kaynağıdır. Dedikodu ve söylentiler bile yönetimler için çok değerli bir feedback'dir(geribildirim) ve krizlerin önlenmesinde çok özel bir öneme sahiptir.
--Krizleri, en baştaki kişiler, Liderler aşar. Çünkü, yetki ve sorumluluk onlardadır ve alınacak kararlar, hem örgüt içinde hem de örgüt dışında/çevrede ciddiye alınıp güven yaratması gerekir.
--Kriz sorun boyutuna ulaşmdan, doğru iletişim kanalları kullanılmalıdır. Çünkü, informel iletişim (dedikodu-söylenti), formek iletişimden daha hızlı yayılır.
--Doğru bilgilendirmeye kurum içinden başlanmalıdır. Böyle bir durumda, kurum çalışanları en çok sorulara muhatap ve iletişim güvenliğinden yoksun kişilerdir.
--Liderler, sorunu saptayıp, krizi değerlendirdikten sonra, eldeki olanakları ve beklentiler doğrultusunda doğru bilgi akışını sağlamak durumdadır. Güvensizlik, yeni sorun ve krizlere sebep olabilir.
--Hem iç çevreye(kurum içine), hem de dış çevreye(kamuoyuna) doğru bilgilendirme yapıldıktan sonra, alınan kararların ivedilikle uygulamasına geçilmelidir.
--Bu ise, kuruma hem krizin maliyetini düşürür, hem de güven sağlar, başarı getirir.
--Unutmayın her kriz bir "kaos"tur. Kaoslar de, yeni çıkışlara, doğumlara ve arayışlara yol açar. Unutmayın, evren, dünya ve yıldızlar da bir kaos sonucu oluşmuşlardır.
--Kriz ve kaostan korkmak yerine, ne yapılacağının bilinmesi ve kararlılıkla kararların uygulanması yerinde olur.