Ülkemiz; yaklaşık Otuz yıldır terörle mücadele vermektedir. Ülke ekonomisini sürekli tırtıklayan bu terör illeti Devletin vatandaşına vermek istediği hizmete de çomak sokmaktadır. Yanlış politikalar ve tavizler sonucu terör; bu ülkeden mal ve can almağa devam etmektedir.
Sorunlu Orta Doğu ülkelerine sınırı olan ülkemiz; istesek de istemesek de etkilenmektedir. İnsani açıdan duyarsız olamıyor ve sınırlarımızı çaresiz insanlara açıyoruz. Bunlarla birlikte her türlü kötü niyetliler de bunu fırsat bilip içimize sızıyorlar. Bunlar arasında hırsızlardan tutun da canlı bomba olacak kadar uyuşturulmuş olanlar da var.
Bu durum bizim kalkınmamızı istemeyen iç ve dış düşmanlar için bulunmaz bir fırsat. Son Ankara saldırısı acımasızlığı; buna bir örnek olarak gözükmektedir. Bunu yapanların hiçbir din ve iman ile ilişkisi olamaz; çünkü her din zarar vermeme esasına dayanır. Anlaşılan bunu yapan ve yaptıranlar dinsiz ve imansızdır. Bunlardan her an her şey beklenir. Bu yüzden terörle yaşamağa alışmalıyız ta ki nedenlerini yok edinceye kadar.
Burada siyasilere düşen görev; terörle mücadelede etkin önlemlerin yerinde ve zamanında alınmasıdır. Toplum ise; acı nasıl paylaşılır; bunu da bilmiyor. Ulusal yasın ilan edildiği günlerde bile; güya siyah giysiler giyip kakara kikiri yapan televizyon şarlatanlarını ve bundan siyasi rant çıkarmaya çalışan siyasilere şahit olduk.
Maalesef demokratik olmayan seçimlerden peydahlanmış siyasi iktidar ve muhalefet; ülke sorunlarından ziyade borumuzu nasıl öttürürüz ve seçimler için nasıl müşteri toplarız derdindeler. Vekiller derseniz; milletin değil parti liderinin vekilleri; ben bilmez merkez bilir diyorlar.
Muhalefette iken birçok yanlışları düzelteceğini söyleyenler; iktidar olunca yeni, yeni yanlışlar yaratarak bunlardan nasıl nemalanırız hesabındalar. Çok gördük; karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşan muhalefetleri. Çok gördük iktidarla muhalefetin anlaştığı ortak çıkarları.
Demokratik bir yeni anayasa ile siyasi partiler ve seçim yasası hayata geçirilmedikçe bu çarpıklıkların devam edeceği kaçınılmazdır. Bu böyle sürüp gitmemeli aksi halde duvara toslamanın bedeli hayli ağır ve maliyetli olur.
Önümüzde yeni bir seçim var; umarım ülkemde Otuz yıldır tırmanan terör konusu yarım çekilmiş diş gibi kalmaz ve bir an önce çözüm getirilir. Aksi halde terörle yaşamaya daha ne kadar mahkûm edileceğiz? Mecbur muyuz? Böyle yaşamaya.
Sevgi ve Saygılarımla