İşsizliğin tavan yaptığı bir ülkede birçok insanın işini severek ve hakkıyla yaptığı söylenemez. Hele bir de işe göre adam değil de adama göre işin olduğu bir toplumda kimse kusura bakmasın; O işten kimseye hayır gelmez.
Üniversiteye ilk adımını atacak bir öğrenciye onlarca seçenek sunarak meslek edinmesi isteniyor. Öğrenci de sırf açıkta kalmamak için zoraki tercihlerde bulunuyor ve hiç istemediği bir mesleğin bölümünde okumak zorunda kalıyor. Ya da işsizlikten dolayı ne olursa yaparım diyor. Ayrıca; birçok üniversite mezunlarının; açılan bir itfaiye eri kadrosuna akın etmesi de bu mesleği sevdiğinden değil; Devlete kapağı atma arzusundandır.
Tüm bunların doğal sonucu olarak da bakın ne hallerdeyiz:
*İnsan psikolojisinden anlamayan ve dayağı eğitimin bir parçası gören Öğretmenler,
*Toplum psikolojisinden anlamayan tahammülsüz Agresif Polisler,
*Sahaya inmeyen ve masa başından kalkmayan Mühendisler,
*Yüzü gülmeyen Esnaflar,
* Yeteneksiz ve koltuk düşkünü Politikacılar,
*Dava kazanamayan Avukatlar,
*İnsanı dinden imandan eden İmamlar,
*Yanlış teşhis koyup hastanın ölümüne sebebiyet veren Doktorlar,
*İnşaatı küçük bir depremde çöken mimarlar,
*Pardon diyen hâkimler,
*Savaşmaktan korkan subaylar.
Keşke Dünyada her insan sevdiği ve iyi bildiği işi yapsa; yapsa da hizmet alan da hizmet veren de daha mutlu olsa.
Sevgi ve Saygılarımla