VİZYON

Geçmiş mi yaşanacak?

TURGAY ALP

Yerel seçimler içinde alınması gereken bir ders vardı. Tabii ki bu ders hem iktidara, hem de muhalefete gönderilmişti. İktidar halen daha dersin ya çözümlemesini yapamadı ya da yaşayanlara yanlış gelen, onlar için hala daha doğru sayılıyordu.

Gelelim muhalefetin partisi yerel yönetimlerine. Bu görev dağılımında Muratpaşa ve Konyaaltı Demokrat Partili seçmenin de katılımı ile rekor düzeyde oy alarak güven tazeledi. Döşemealtı ise yine DP‘nin desteği ile kazanıldı. Kepez’de ise yine merkez sağ oyun CHP’ye kaymasıyla iktidar partisi arasındaki oy farkı kapatıldı ve Büyükşehir kazanıldı.

Gelecekteki kara tabloyu erken görüp, Antalya’nın geleceğine ipotek konulmaması için merkez sağ da büyük çaba sarf edenlere, ana muhalefet partisi yöneticilerinin ve seçilenlerin bir vefa, bir de teşekkür borcu olmalıdır herhalde.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın kendi memleketinde ve bilhassa Başbakanın, olmasa olmazlardan saydığı Antalya’da kazanılan bu demokrasi zaferi Türkiye içinde önemlidir.

Deniz Baykal’ın bizzat üstüne basa, basa söylediği ifadesinde “ülkede olduğu gibi Antalya’da da merkez sağın oyunu alamazsak seçim kazanamayız “ demesi dikkat çekicidir. Solda tek parti konumunda olan CHP’nin artık kabuk değiştirmesi demokrasinin temel şartı olmalıdır.

Geçmişteki merkez sağın köklü Adaleti, dünün Doğruyolu bugünün Demokrat partisi yönetimlerinin yaptığı yanlışlıklar zincir olan “az olalım, biz olalım “ mantığı, CHP’yede sirayet ederse, merkez sağ ve genç katılımcı kuşakları kucaklamazsa çok yakında genel seçimlerde ki tablo yine hüsrana dönüşecektir. Bu da böyle biline.

Yerel seçimler geçeli bir ay oldu. Büyükşehir de yaprak kıpırdamıyor. Hala daha o koltuk senin bu kadro benim kavgası devam ediyor yönetim, üniversite, parti üçgeni arasında. İşe göre adam değil adama göre iş yaratılma çabası sürüyor.

Ayrıca da proje üretecek, el kaldır indir yapmayacak, mesaiye gelir gibi gelip gitmeyecek meclis üyeleri olmalı idi metropol Antalya belediye meclislerinde. Ama görünen o ki meclis başladıktan sonra gelen, kendi aralarında konuşan, grup sözcüleri haricinde fikir beyan etmeyen zevatlar topluluğu kimliğine bürünmüş daha şimdiden meclisler.

Antalya’ya katkı koyan Belediyeler, ölü toprağını üzerlerinden artık atmalıdır. Kent içi trafiğine, sürekli izlenerek küçük makyajlarla neşter atılmalıdır. Bağlantı ara yollar açılmalı, Avrupa’da olduğu gibi raylı sistemi sınırlayan bordür taşlar kaldırılarak rahatlatılmalıdır.

Kentin merkezinde çok detaylı planlamalar yapılmalıdır. Kültür ve sosyal yaşam olanakları çoğaltılmalı günün her saatine yayılmalıdır.
Kısacası vakit geçmeden kısa vade rötuşlarla acil, orta ve uzun vadeli planlama ve projelerle de kalıcı çözümler üretecek danışma komisyonları kurulmalıdır.
Yoksa “yine geçmiş mi yaşanacak “ söylenti ve gerçeklerine yelken mi açılacak?