Yerel yönetimlerde de şaşmalar, ayar bozuklukları, hizmet aksamaları, denetim eksiklikleri oluyor.
Yerel halk, yaşam yerindeki, yöresindeki, mahallesindeki, tüm bu olumsuz gerçekleri tespit ederek anında sorumlu Belediyelerin ilgili şube müdürlüğüne, daire başkanlığına, zabıtaya bildiriyor.
Günümüzde merkezi yönetim, dahil tüm yerel yönetimler, sosyal yaşamdan, idarecilikten, vatandaş haklarından bahsederek, vaatlerine uçarak devam ediyorlar..
Acaba sağlıyorlar mı?
Kesinlikle ne vatandaş, ne komşuluk, ne kendilerini seçen seçmen haklarını seçim sonrası da koruyor, sayıyor, ciddiye alıyorlar.
Şehir yönetimlerinde ne ilçe belediyeleri ne de Büyükşehir belediyesi yaşayanına saygı, sevgi duyarak seçim öncesi vaatlerini dikkate alıp ciddiyetle hizmet sunuyorlar.
Birkaç tane, insan yaşamı ile ilgili gözlemlerimizi aktaralım.
Ana caddelerdeki kaldırımlar yaya yürüyüş yollarıdır. Kaldırımlar cafelerin önü üstü kapalı oturma alanlarına, ücretli tahsis alanlarına dönüşmesine ayrıca esnafın mal tezgahlı sergileme alanları da genişleyerek artmıştır.
Başta Kaleiçi gibi tarihi turistik gezi alan ve merkezde yine barların, cafelerin ve yeme içme fast-foodların masa sandalyeler ile kaldırım ve sokakların ücretli işgali karşılığında belediyece yayaların yürüme yollarını engellemeleri, hayat riskini ciddi boyutta ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Ayrıca Kale içinin ruhsata uymayan şartlarda bar, cafe ve açık hava diskolarının açılması, yüksek ses de rahatsız edici müzik yayın yapmaları, şikayetlerin defalarca olmasına rağmen bunlara göz yumulması ve denetim yapılmaması, hatta men edilmemesi çok ilginçtir.
Sosyal Belediyecilik de en son seçimlerin de seçmenlerin güvencisi ile ülkenin batı ve güney kıyı bandı şehirlerinin sayıca artması neticesinde birlikte yaşayanların nüfusça artması gündemin bir gerçeği olması unutulmamalıdır..
Bu gerçek, çok ciddiye alınarak önemle gelecek için alınmalıdır.