AB Ülkelerinin son aylar da Türkiye vatandaşlarına uyguladığı giriş vizelerinin geciktirme politikalarına karşı, Dış İşleri bizzat Bakanı ağzı ile “ Ülkemize gelecek Avrupa vatandaşlarına biz de uygularız” demecini vermesi ciddiyetten uzak çok düşündürücü olmuştur.
Ülke de Turizm sektörü, ekonominin, istihdamın, beden, el hizmeti ile en az maliyet ile döviz girdisinin yüzde 37-38 oran da katkısı olması hiç de küçümsenecek düzeyde değildir.
Turizm de Devlet politikası ve sürdürülebilir olması sadece Dış İşleri Bakanın iki dudağı arasında çıkacak bir çift cümleye bırakılmamalıdır.
Kısa adı (AKTOB) olan Akdeniz Otelciler Birliği Başkanı Erdal Yağcının verdiği demeç de, gelen veriler üzerine “Antalya’da bu kış sezonun da doluluk oranı şimdiden yükseliş göstermeye başladı” diyor.
Sonuç, Rusya’nın Avrupa’ya kışın Doğal gaz musluklarını kısacağım demesi, başta Alman Emeklilerin kışı Türkiye’de geçirmeyi düşünmeleri, şimdiden Tur Operatörlerinin, ortada gezen söylentilere göre, 22 günlük her şey dahil sistemi ile bir kişinin 599 Euro’ya satıldığı ve ilginin aşırı derecede arttığıdır.
Durum, acaba turizm sektörü için olumlumudur yoksa Ülkede ki enflasyon yükseklik oranının, Döviz artışı ile doğru orantılı olup olmayacağının ise ileri de ne getirip ne götürecek olma kaygısını meslektaşları ile masa da tartışmasına, kısa zaman da yol açacaktır.
Antalya Hava limanı kayıtlarına göre ilk 8 ayda 8 milyon 500 bin turist gelmesi bu Covid ve Ukrayna-Rus savaşı dönemi için iyi rakam sayılmaktadır.
Yalnız gözlenen ve eleştirilen konu şudur ki gelen milliyetlerin ve gelir düzeyi düşük turistlerin üst düzey konaklama tesislerinde doluluk oranlarına üst seviye de etki edememesi konusudur.
Ayrıca, internet siteleri aracılığı ve kendi olanakları ile münferit seyahat ederek küçük konaklama işletmelerin de apart daire ve pansiyonların da, dolmasına neden olarak tatil yöreleri haricin de, tarihi, kültür yerleşim merkezlerinin canlanmasına küçük esnaf, yiyecek içecek lokantalarının, alış-veriş merkezlerinin nefes almasına neden olmuştur.
Yalnız unutulmamalıdır ki, yüksek kaliteli otel ve Tatil köylerinin fiyatlarını kış sezonun da hiçbir zaman aşağı çekmesine neden olmamalıdır.
Avrupa’yı etkileyecek olan kış şartları, Doğal gaz kısıtlaması, elektrik, petrol fiyatlarının artması, Türkiye’yi cazip kılacaktır. Kimsenin kaygısı olmamalı ve fiyatlarını indirmemesini Otelciler Birliğine bağlı tesislere Turizm Bakanlığının da bir genelge ile tavsiye etmesi önemlidir.
Kalite aşağı çekilmeden ülkede ki enflasyona göre fiyat artışları da döviz bazında cüzi rakamlarla olmalıdır..
Kaliteli tesislerimizle ve hizmetimizle “Ucuz Ülke” Türkiye yaratılmamalıdır.