Deprem bölgesini vurdu…
Dere yakınlarına, tarlalara kurulan çadır kentler sel baskınları ile su doldu.
Depremzede vatandaşlar çadırları su içinde kalan giyim eşyaları, yatakları, battaniyelerini ıslanmaktan kurtaramadılar ve nereye gideceklerini ne yapacaklarını şaşırdılar ve perişan oldular.
de mevsim gereği yağış yok, kuraklık çekiyor, barajlar boşaldı derken yakınırken, önlem alınmadan, şehir merkezlerinde alt yapılar yapılmadan yerleşim merkezlerinin plansız projesiz yapılması, denetlenmemesi ve buralardaki dere kenarlarına deprem çadırlarının, konteyrlerin konulması tamamı ile ihmalkarlık, öngörüsüzlük düşüncesizlik ve tedbirsizliktir.
Yıllarca Karadeniz’in dere kenarlarına, yamaçlarına yapılan binalar ve yerleşim merkezleri sel ve taşkınlardan, binalar yıkılıyorsa ve insan kayıpları her yıl yaşanıyorsa, yetkililere ve yöresel halkımıza eğer ders olmuyorsa, her yıl bu felaketleri ülke genelinde yaşarız.
Dere yatağına yapılan yollar, su akışlarını engelleyen binalar, betonlaşan caddelere yeterli büyüklükte su akış sağlayan alt yapı kanalları, su boruları döşenmez iken aşırı yağıştan dolayı sel baskınları vatandaşın zarar görmesi kaderi olamaz.
Kısacası, artık ülkemizin kentsel yapılaşmasında fay hatları, sel, taşkın ve heyelan alanları tespit edilmeli, bu alanlara ve dere yataklarına, binalar, okullar, hastaneler yapılmasına imarlar izini verilmemesi gerekmelidir.
Artık, ülke genelin de parti gözetmeksizin, Belediye meclis üyeleri, Belediye Başkanları, Milletvekilleri ve ilgili hükümetteki Bakanların konuları ile ilgili eğitimli dirayetli kişilerden olmasına çok dikkat edilmeli ve seçilmelidir.
Ülke ve bölgesel konuların yararına alınacak kararlarda, menfi konularda meclislerin topluluk olarak el, kol kaldırmalarına saçmalığına son verilmesi gerekir.
İnsanlarımızın, ülkenin geleceğini düşünerek aklıselim karar vermesi, spor takımı tutar gibi parti tutmaması gerekir. Türkiye, birlik ve beraberlik ile tüm felaketleri aşacağına inanıyoruz.