Döşemealtı Halısı Isparta'ya Gitti(!)...

Antalya Büyükşehir Belediyesini oluşturan beş ilçeden biri olan Döşemealtı, adını Körfez çevresindeki limanları Batı Anadolu’ya bağlayan taş döşeli bir antik yoldan alır... Ot ve çalı zengini Döşemealtı düzlüğü, bundan birkaç on yıl öncesine kadar Yörük asıllı Karakoyunlu, Yeniosmanlı, Sarıkeçili gibi konup-göçen oymakların kış aylarında çadır kurdukları kışlak alandı... Mayıs başında göçülen Aziziye, Söbüce, Kızılcadağ yaylalarından, yağmur yağışın sarnıçları doldurduğu güz aylarında geri dönülürdü...

Göç yükünün önemli eşyalarından biri halı tezgâhıydı. Yılda iki kez sökülüp, kurulan tezgâhlarda dokunan halı kendisini yaratan kültürün üretim ve yaşam biçimini yansıtır; üretildiği yerin, Döşemealtı’nın adını taşır... Binlerce düğümün bir araya gelmesiyle oluşan şekiller, sürüleri, baş belası akrebi, yılanı, çiçeği böceği, deveyi, koyunu koçu ve de kadını de ki topyekûn yaşamı anlatan bir arzuhaldir ve de böyle olduğu için, onu yaratan kültürün özel değeridir... Adı, özel olduğu için Döşemealtı Halısı’dır...  

Döşemealtı, Termessos altından başlayarak kuzeydoğuya uzanan -uzmanların üç yüz metre derinliğinde olduğunu bildirdiği- bir çakmak taşı damarı tarafından ikiye bölünür... Korkuteli taraflarına düşerek yer altından denize yönelen kar ve yağmur suları, bu çakmak taşı damarına takılarak yükselir... Bu savı doğrulayan en belirgin işaret Kırkgöz Gölü kaynaklarıdır; Göl, çakmak taşı damarını geçemediği için yükselen suyun eseridir... Döşemealtı’nın kuzeyinde taban suyuna sekiz-on metrede ulaşılırken; altında kalan bölgede çok daha derinlerde ulaşılabilmesinin nedeni budur...

Döşemealtı kuzeyindeki görece kolay ulaşılan su varlığı, bu bölgenin yerleşik yaşama erken geçmesine neden olmuştur... Döşemealtı halısı tam da bu bölgedeki Karakoyunlu asıllı Aşağıoba, Kovanlık’ta doğmuş; turistik ürün olarak kazandığı ticari değer nedeniyle Döşemealtı’nın tüm köylerine yayılmıştır...

Bölgede hemen her evde, sayıları bazen üçü beşi bulan tezgâhlarda dokunan Döşemealtı Halısı’nın marka tescilinin Isparta’daki Sümer Halı Firması adına yapılmış olduğunu okuduğumda, bölgenin Karain Mağarası ile başlayan derin tarihi; Konar-Göçer Türkmen’in bölgedeki bin yıllık öyküsü ve özgün kültür değeri olan halısının ticari hırsa kurban gitmesine takılıp kaldım...

Hafta başında, basında “Isparta Sümer Halı firmasının, Döşemealtı Halısı’nın marka tescilini yaptırdığına” ilişkin haber yer aldı... Yöre insanının yaratısı olan özgün Döşemealtı Halısı’nın kaptırılmasından aynı adı taşıyan BELEDİYE, İşadamları örgütü DÖSİAD, kentin kültür envanterinden sorumlu İl Kültür Dairesi ile ÜNİVERSİTE ve de kültürü sadece para kazanma aracı olarak gören TURİZM sektörü sorumludur... Aklıma, idam edilmek üzere olan Laz’a son dileğinin sorulduğu o fıkra geldi; bilirsiniz “Bu bana iyi bir ders olsun” demiş...

Bugün 1 Mayıs; Bahar ve Emek Bayramı; halkımıza kutlu olsun...

 

Yayın Tarihi
03.05.2013
Bu makale 4370 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!