Aksu ve 2B...

Rasih Kaplan(öl.1952), Aksu Köy Enstitüsü’nün 1940 yılı açılışında yaptığı konuşmada “Şu nurlu yuvanızın(Enstitü binaları) dayandığı eski Perge harabelerini göz önüne getiriniz. Bu yurt, bunu yapanlara ne feyizler bahşetmiş; insanları mesut ve müreffeh yaşatmış. Eserlerini, sanatlarını teşhir ettikleri bu yerlerde cins atlarını koşturdukları bu stada bakınız” der ve sorar “bugün bu koşular, bu sergiler niçin yapılamıyor...”

‘70li yıllarda CHP’nin sloganıydı: “Toprak işleyenin, su kullananın...” Bülent Ecevit miting meydanlarında “Doğa yasası, insanın yaptığı yasadan daha güçlüdür” deyip dolaştığı o günlerin karşıt sloganı, doğrusu pek içeriksiz ve sığ kalıyordu; “Komünistler Moskova’ya...” Oysa 19.yüzyılın ikinci yarısında Cevdet Paşa’nın yönetimindeki komisyon tarafından hazırlanan; uğradığı ağır baskılara, görevden uzaklaştırmalara karşın tamamlanan bölümlerinin dönem padişahlarına, kırk dereden su getirilerek onaylatılan Mecelle (1926’ya kadar yürürlükte kalan Medeni Kanun)  diyor ki; “Zaruretler(ihtiyaçlar), memnu(yasak) olan şeyleri mubah(haklı/geçerli) kılar...”

Körfez coğrafyasında yayla/sahil göçüp duran Göçebe Türkmen’nin(Yörük) kalıcı iskânı, Cumhuriyet döneminde Aksu-Alanya arasında sıtma üreten bataklıkların kurutulmasından sonra mümkün olmuştur... Üretim ve yaşamın kıl çadırlı, kamış örtülü damların altında sürdüğü kışlak alanlarda toprak giderek değer kazanmış; sahiller kalıcı şekilde şenlenmişti... Hareket halinde olduğu için denetimi zor hayvan yetiştirme esaslı göçebe üretim/yaşam alanları, toprak esaslı kalıcı üretim/yaşam alanlarına dönüştü ve de bugünün görece modern kırsalı doğdu...

İşin gerçeği şu ki; 2B, savaş ve kuruluş yorgunu devletin, o günün ölçülerinde dev projelerle toprağa bağladığı halkın, dededen toruna bin bir güçlükle şenlendirerek değer kattığı topraklardan sürüp çıkarma projesinin adıdır...  Öte yandan bu proje, Anadolu’da en yüksek 2B bedelinin uygulandığı Antalya’da, karayolu ile deniz arasına sıkışıp kalan turizmin sınırındaki tarım topraklarının kazandığı değerin gerçek sahibi olan küçük çiftçinin elinden alınmasından başka bir şey değildir...

2B mağduru Aksuluların, kadın erkek, çoluk çocuk; pankartlı, coplu, biber gazlı hak arayışlarını izlerken aklımdan; genç Cumhuriyet’in verdiği sıtma savaşı, Antalya’nın Kuvve-i Milliyeci milletvekili Rasih Kaplan’ın Aksu Köy Enstitüsü önünde yetmiş yıl önce verdiği hayıflanma dolu söylevi, ‘70li yılların slogan savaşları ve de yüzelli yıl önce yürürlüğe giren Mecelle’nin “doğa yasasına” gönderme yapan o hükmü geçti...

Bir de ne geçti aklımdan biliyor musunuz; bu Yörük milletinin; erkeği neyse de çoluk çocuğuna, karısına kızına reva görülen coplu, biber gazlı zulmü zinhar unutmayacağı ve de seçim sandığında Başbakan Erdoğan’ın burnundan fitil, fitil getireceği...

Yayın Tarihi
28.03.2013
Bu makale 4094 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!