Boston'da ölen çocuk...

ABD’nin ünlü kenti Boston’da koşulan Maraton’un varış çizgisinde bekleyen kalabalığın arasında patlayan bomba Batı’da “yeni bir 11 Eylül” korkusuna neden oldu... Yarışan babasını beklerken, patlayıcının içine yerleştirildiği düdüklü tencere parçalarının küçücük bedenini parçaladığı o çocuğu gülerken gösteren fotoğrafını her gördüğümde aklıma, Yunus Emre’nin(öl.1321) “içinin bir tek şeye yandığını” söyleyen ölümsüz dizeleri geldi “Genç iken ölenlere/Gök ekini biçmiş gibi...”

Tarihe gelmiş geçmiş en rezil insanlardan biri olarak geçen, Emeviler’in Horasan valisi Kuteybe bin Müslim(öl.715), erkekleri ticaret için Çin’e gitmiş olan, varsıllığı ile ünlü Baykent’i işgal ettikten sonra; binlerce erkeği kılıçtan geçirmiş, kadın ve çocukları esir almıştı... Esirlerin her birine bedel biçildi... Çin’den dönen Baykent erkekleri, çoluk çocuklarına, Kuteybe’nin biçtiği bedelleri ödedikten sonra kavuşabildiler... Bedeli ödenemeyen kadın ve çocuklar kocalarının/babalarının gözleri önünde teker teker katledildi... Araplar sözde din adına, aslında yağma amaçlı seferlerde Ortaasya’da, yüzbinlerce insanı katlettiler... Gasp edildikten sonra külçe haline getirilen binlerce ton altın, ellerini ovuşturarak pay bekleyen Hicaz eşrafını zengin etti... 

Kuteybe’nin asırlar önce yaptığı vahşeti, yine aynı coğrafyada; Afganistan’da, Irak’ta ve Suriye’de bugün ABD ve yerli yabancı ortakları yapıyor... ABD ve ortaklarının mazlum halklara yaptıklarının, Kuteybe’nin Horasan’da yaptıklarından farkı yok... Aynı coğrafyada düğün dernek, hatta cenaze kaldırmak için toplanan halka saldıkları bombalarla çoluk çocuk demeden katlediliyor; petrollerini gasp edilip, servetlerine el konuyor; soyulan müzelerden kaldırılan eşi benzeri olmayan eserler uzak, çok uzak ötelere kaçırılıyor... Oğluna isabet etmesin diye kendini siper eden baba ile altı yaşındaki oğlu İsrail askerlerinin ateşi ile öldürüldüklerine susarken, vicdan sahibi hiçbir insanın onaylamayacağı Boston’daki bombalamada ayağa kalkması Batı’nın ikiyüzlü siyasetinin son örneğidir...

Nazım Hikmet, Kuvâyi Milliye Destanı’nda İhtiyat Zabiti Nurettin Eşfak’ı, Dumlupınar Muharebesinde ölen bir Yunan askerinin cesediyle konuşturur, “Tesalyalı Çoban Mihail /Seni biz değil, buraya gönderenler öldürdü seni...” Güzel gülüşlü o çocuğun Boston’da parçalanan bedeninin hesabı, gelmiş geçmiş ABD yöneticilerinden; mesela Baba-Oğul Başkan Bushlar’dan ve elbette “ABD askerlerinin Irak’ta yaptığı yağmayı” soran gazetecilere gülerek “yağma özgürlüktür” diyen dönemin savunma bakanından sormak gerek...

Emperyalizmin bahanelerle aldığı canların acısını dünya unutabilir, ama birileri unutmaz ve de kendinde hak görür, sözde intikam alıverir... 11 Eylül’de Newyork’da, 18 Nisan’da Boston’da olan budur... Unutmayın “rüzgâr eken, fırtına biçmeyi göze almalıdır...”

Olan, çocuk yetişkin, kadın erkek can veren günahsız insanlara oluyor...

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Dünya çocuklarına kutlu olsun...