Maalesef ülkemizdeki işsizlikten, yoksulluktan ve geri kalmışlıktan konuşmuyoruz; bunların yerine bol, bol, yerli yersiz ve gereksiz felaket tellallığı yapıyoruz.
Yıllardır topluma pompalanan korku olgusu, kurgu gündemi ve yanlış politikalar ülkemizi bakın ne hallere getirdi:
Eğitim hallerimiz:
Günümüzde eğitim; maalesef tam bir sektör haline getirildi. Okullarımızın yerini dershaneler aldı. Buralarda da sistemin getirdiği koşullar nedeniyle gençlerimiz birer at yarışındaki atlar gibi hazırlanıp koşturulmaya çalışılmakta.
Hayatta gerekli olacak bilgilerin verilmesi yerine bir yığın kafa karıştırıcı ve şaşırtmalı sorular ve ne sihirdir ne keramet el çabukluğu marifet yeteneği kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bu kazanım da sadece sınav kazanmak için kullanılmakta; daha sonra gerekli olmadığından unutulmaktadır. Mevcutların kalitesi tartışılırken; yeni üniversiteler açmak da ayrı bir yara.
Bakkal açar gibi üniversite açtık ama yeterli hoca ve donanımı hiç düşünmedik. Hatta ülkenin hangi meslek dallarına gereksinimi var; hiç hesap etmedik ve sonuçta bir yığın işsiz; üniversite mezunlarımız oldu.
Sağlık hallerimiz:
Son yıllarda hakkını yemeyelim devlet; sağlıkta dar gelirliler için bir takım kolaylıklar sağlasa da para halen geçerli bir akçedir. Parası olan tedavinin de alasını; ilginin de alasını görmektedir.
Ülkemde halen organ nakli için, adil bir organ bekleme listesi yok; buna karşın, organlar hatırlılar ve zenginlerce, kapanın elinde kalıyor. Hastanelerde bıçak parası geleneği halen yürürlüktedir.
İlaç tüketiminde bilinçsiz olan halkımız; kuruyemiş tüketir gibi ilaç tüketiyor. Her birimizin dolabı iki kullanıp bıraktığımız ilaçlarla doludur.
Yargı hallerimiz:
Yargı yargıya düşmüş; hukukun üstünlüğü mü yoksa üstünlerin hukuku mu anlaşılır gibi değil. Asrın davaları yarım çekilmiş diş gibi sancılar vermekte. Bu arada vatandaş da kendi kendisini sınıflamış ve/veya sınıflatmış.
*Hatırlı-hatırsız vatandaş,
*Yandaş-karşı vatandaş,
*Mutlu-mâdur vatandaş.
Siyaset hallerimiz:
Demokratik olmayan seçimlerden peydahlanmış siyasi iktidar ve muhalefet; ülke sorunlarından ziyade borumuzu nasıl öttürürüz ve seçimler için nasıl müşteri toplarız derdine düşmüşler. Vekiller derseniz; milletin değil parti lideri ve saz arkadaşlarının vekili.
Muhalefette iken birçok yanlışları düzelteceğini söyleyenler; iktidar olunca yeni, yeni yanlışlar yaratarak bunlardan nasıl nemalanırız hesabındalar. Çok gördük; karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşan muhalefetleri. Çok gördük iktidarla muhalefetin anlaştığı ortak çıkarları.
Özetle ülkemin İ hali, E hali, D hali ve DEN hali böyle. Demokratik bir siyasi partiler ve seçim yasası hayata geçirilmedikçe bu çarpıklıkların devam edeceği kaçınılmazdır.
Umarım bu böyle sürüp gitmez; aksi halde duvara toslamanın bedeli hayli ağır ve maliyetli olur.
NOT: *Mıhlama adlı siteme koyduğum yazılarımı; her isteyen benim adım altında dilediği yerde yayınlayabilir.
Sevgi ve Saygılarımla