VİZYON

AKSAV fare mi doğuracak ?..

TURGAY ALP

Hafızam beni yanıltmadı ise bir veya iki defa askeri darbeler yüzünden kesintiye uğrayan Altın Portakal Film Festivali şimdi geçmişten gelen borçlar yüzünden işlevini gerçekleştirememe korkusunu yaşamakta.

Son beş yılda, yarım yamalak ve yanlışlarla gerçekleşen yatırımlar yüzünden geleceğine ipotek konulan Antalya, zaten gerçek anlamda halktan koparılan bir de Festivalinden mahrum kalacak.

1960 yılların Altın Portakal Film Festivali, tüm sadeliğinden ve Türk sineması desteği ana temasından arındırılarak günümüzün uzun, kısa metrajlı film yarışmasına, o yetmezmiş gibi de uluslar arası Avrasya film yarışmasına ardından da uluslar arası Piyano Festivali eklenerek Halksız resmen içi boş bir etkinliğe çevrildi.

Ne gerek vardı değişime ?

Nerede yıllardır nostaljik Faytonlarda geçen bu ülkenin beyaz perde yıldızları ?

Ne gerek vardı arada ki taşeron firmalara, Fransa, Amerika, Almanya’dan üçüncü vizyon figüranlarına yüz binlerce dolar vermeye?

Amaç, Antalya’nın adını Cannes gibi dünya’ya duyurmak.

Gerek ve niyet ise açıkça belli.

Ranta çanak tutmak.

Beyler, bir kalemde geçin bu Antalya tanıtım masallarını.

Atatürk ne demiş yıllar önce.

Hiç şüphesiz ki, Antalya Dünyanın en güzel yeridir….

Bugün yılda 10 milyona yakın turist geliyor.

Festivalde kaç kişi geliyor?

Uluslar arası düzeyde kaç ülkeye kaç milyon kişiye ödül törenini yayın yapıyorsun da tanıtım diyorsunuz?

Birde pişkinlikle“ Bizim yoğurt yiyişimiz böyle “ diyenler var.

O halde bırakın da, AKSAV genel kurulunda geçmiş ile bugün yüzleşsin de, gelecek ranta kurban gitmesin.

AKSAV Genel Kurulunda ise, borçları ibra etmemeye el kaldırmayan, ne eski göz ağrısı meclis üyeleri, ne eskiden beri çöreklenen bürokratlar ne de kendini sözde basın mensubu sanan parazit küçük adamlar, çekilin gölge etmeyin de Antalya halkı adına hesap sorulsun.

Yoksa halk, bu hesabı sordurmayana da günün birinde bu hesabı sorar.