MEVZU DERİN

Affet bizi Atam…

Yine bir sonbahar, yine bir On Kasım. Ulu önderimiz M. Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü. Atam bizler On Kasım 1938 den buyana senin yokluğunu çok aradık ve çok hatalar yaptık. Bizler senin bıraktığın emanetlerin değerini ve seni tam layıkıyla anlayamadık.

 

Nasıl mı?

 

İşte sana yaptıklarımız:

 

*Yakın bir zamana kadar On kasımları kara bir gün gibi algılayıp; klişeleşmiş bir matem programlarıyla geçirdik. Huzurunda; İstiklal marşımızı bile doğru dürüst okuyamadık,

 

*Gerçek sesini daha birkaç gün önce öğrendik ve yıllarca kulağa hiç de hoş gelmeyen bir ses tonuyla seni bize dinlettiler. Çocukça ve masumane bir şekilde ses taklitlerini bile yaptık ve güldük ağlanacak halimize,

 

*Çıkarlarımıza uygun sözler uydurduk ve altına da utanmadan ve sıkılmadan senin adını yazdık,

 

*Sana hiç benzemeyen posterlerini ve heykellerini bile yaptık. Hatta heykellerini kırdık,

 

*Her On Kasım’da “Atamızın şimdiye kadar hiç yayınlanmamış fotoğrafları” adı altında seni reklam ve reyting objesi bile yaptık. (Madem böyle bir arşivimiz vardı da neden bunca yıl saklı tutulup insanların önüne taksit taksit getiriliyor. Yazık değil mi bunları göremeden ölüp gidenlere.)

 

*Savarona adlı yatına bile sahip çıkamadık ve bu emaneti ne kullanmayı bildik ne de kullandırmayı,

 

*Sevdiğin şarkıları, sevdiğin yemekleri, rozetini, posterlerini alınır satılır hale getirdik ve bir çeşit sektör oluşturduk. Her şeye para bulduk da bir bunları halka ücretsiz dağıtma kaynağını bulamadık; fırsatçılara fırsat verdik,

 

*Adını verdiğimiz bazı tesisleri, dernekleri ve kulüpleri adına yakışır bir şekilde yaşatamadık,

 

*Atam sen kolay anlaşılsın diye Kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim’i kendi paranla işin ehli olanlarına tercüme ettirdin, okudun ve okuttun ama bizim yobazlarımız seni dinsiz bile ilan etti,

 

*Resmini taşıyan paralarımızı temiz kullanamadık kirlettik ve eskittik,

 

*Adını verdiklerimizden bazıları bu adın ağırlığını ve önemini taşıyamadılar ve isim babalarını mahcup ettiler,

 

*Her başımız sıkıştığında gittik; başında ağlaştık. Hal bu ki; sen bize reçeteyi vermiştin ama biz o yıl bu yıldır ne reçeteni okuduk ne de okuduğumuzu anladık. Bu çağda halen bıraktığın yerdeyiz ve seni hep arıyoruz.

 

Affet bizi Atam.

 

Işıklar içerisinde yat.



Yayın Tarihi
08.11.2010
Bu makale 4567 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Çok teşekkür ederim Gül hanım . Keşke herkes sizler gibi ilgili ve duyarlı olsa. Maalesef okuma tembeli bir topluma sahibiz.

Yrd.Doç.Dr.İbrahim Baykan 25.12.2010

Hocam sadece şunu söylüyorum yüreğinize vede kaleminize sağlık varolun sağolun

Gülsade Karaman 24.12.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!