Günlük yaşamda bazı sözcükleri öyle anlamlarda kullanırız ki, aralarındaki küçük ama önemli anlam farklılıklarını kaçırırız. Çoğu kişi için de zaten, bir önemi yoktur.
--"Yönetmek" ve "İdare Etmek" sözcükleri de böyledir.
--Her ne kadar "yönetmek" tükçe, "idare" arapça kökten gelip, aynı anlamı taşıdığını düşünsek de, günlük yaşamdaki kullanımları, aralarında ki, derin ayrımı gösterir.
--Bir arkadaşınız ile karşılaşsanız, "ne var, ne yokun" yanıtı, bazen "eh işte idare edip gidiyoruz"dur.
--Ciddi bir sürece ilişkin bir durum var ise de, "yönetebiliyor musun" ya da "yönetiliyor mu" gibisinden sorular sorulur.
--"İdare etmek" bir daha durumu geçiştirmek, süreci yönetmeye çalışmak anlamında kullanılırken;
--Yöntemek ise, daha profesyonel ve ciddiyet içerir.
--Ha bu arada, "idare" sözcüğü kendi dilinde "yönetmek" anlamında kullanılabilir, ama bizde ki durum da budur.
--İdare etmek sözcüğü bir de, kişinin kendisinin dışında ki etmenlere bağlı bir süreci de tanımlar.
--"Durumu idare etmek", vaziyeti idare etmek", "aracı idare etmek "gibi.
--Yöntemek ise, daha kişiselliği içerir.
--"iyi yönetiyor" ile "iyi idare ediyor" arasında ki farkı hepimiz bilir ve anlarız.
--Bu konuya neden mi geldim.
--Ben gelmedim, beni getirdiniz , beni getirdiler.
--Ben de artık "Kral çıplak" diyorum. İster ciddiye alın , ister almayın. Hani bizim oraların o ünlü sözü var ya "mala davara zararı yok" diye, vallan benim için de en azından şimdilik "mala davara zararı yok".
--Ama bu iyi bir şey değil ki.
--Sarhoş, yıkıldığı yere kadar gider derler ama, sarhoş sizin üzerinize de yıkılabilir. O yüzden "bana ne" demek, sorunu çözmez.
--Bütün bunlardan sonra, şimdi de ben size sorayım.
--Sizce Ülke, yönetiliyor mu, yoksa durum mu idare mi ediliyor.
--Aynı soru, yaşadığınız şehir, kasaba için de geçerli.
--Şirketler, kurumlar vb.
--Yönetmenin bir süreçleri vardır.
--Planlama, organizasyon, bütçeleme, denetleme ve değerlendirme.
--Şimdi başınızı elinizin arasına alın ve düşünün;
--Benim şehrim bu kıstaslar içinde yönetiliyor mu, yoksa idare mi ediliyor.
--Çünkü, harcanan emek, para, zaman ve kaynaklar bu ülkenin kaynaklarıdır. Hepimizindir.
--Hovardaca harcayacak kadar varlıklı ve ağa gibi iseniz boş verin. Ciddiye almayın.
--Ama, bu bolluk günlerinin de bir gün geçeceğiniz düşünüp, eve ekmek nasıl götürüm sorusuna yanıt vermeye çalışın.
--Hatta çoluğunuz, çocuğunuz için ne tür bir yarın bırakacaksınız gözlerinizin bir önüne getirin.
--Mutluysanız, bırakın dağınık kalsın, değil iseniz de, iki kere düşünüp, artık bir karar verin.
--Hani bir reklam vardı. "Kontrolsüz güç, güç değildir" diye.
--Eğer sahip olduğunuz güç ve varlıklar, hep sizin kontrolünüzde ve hep olacak ise, yine bu sözleri ciddiye almayın, "ittirin gitsin";
--Hani derler ya, "deniz ateş alır mı?, İhtimal" diye.
--Eğer, "ihtimal" diyor iseniz, bence paçaları sıvamasanız da, başınızı ellerinizin arasına alın ve düşünün o zaman.
--Ne ve nasıl yapmalı diye, diye.
--Kolay gelsin.
--Ha bu arada soracağınız olur ise de, kıt da olsa bir aklımız vardır.
--Biline!..