Şu "Toplum Mühendisliği" yok mu, bayılıyorum. Mühendislere ya da mühendislik yapanlara değil, mühendislik yapılarak ayakta göz göre göre UYUTULANlara, ayakta uyuyanlara bayılıyorum.
--Nereden mi çıktı bu "Toplum Mühendisliği?".
--Okumak, çoluğunuzu çocuğunuz okutmak için soruyorsanız, yanıt: Henüz ilk, orta, lise/kolej olarak açılmadı. Ama Meslek Lisesi, İmam Hatip Lisesi olarak açıldı mı bilemiyorum. Bu da benim cehaletim olsun. Eh yani, "Bu kadar kusur, kadı kızında da bulunur."
--İlk ve orta düzey eğitimi, hatta fakültesi falan yok ama, diplomasız olanlara "Yüksek Lisans/MASTER", "Doktora" eğitimi veriliyor.
--Hocaları mı kimler.
--Şimdi gel de bu soruya gülmeyin.
--Se... Z... Üniversitesi Rektör Yardımcısı Bülent Arı, "Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor, ben her zaman cahil halka güvendim
Ülkeyi ayakta tutmak için cahil nesil lazım
--Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine (anlayış-sezgi) güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır. Onlar bu yanlışların hiçbirini yapmazlar, o beyannamenin ben neresinden tutayım. Daha önce Jön Türklerin yaptığı gibi ateşe sürüklüyorlar Türkiye’yi. Türkiye'nin okumuş kesimi, profesörlerden başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar üniversite mezunları. Olayları en rahat okuyanlar ilkokul mezunları. Çünkü zihinleri berrak. Üniversite ve sonrası durum çok vahim çünkü gidişatı okuyamıyorlar, zihinleri bulanık.”
--Bunu diyen kim? Bir "Özel" Üniversitenin en üst yöneticisi. Hocası.
--Bari isminin önünde ki o akademik ünvanları bari "red etseydi".
--Olmaz, çünkü o ünvanlar pazarlama, yani halka yersen demek için "Toplumsal Mühendislik" şart.
--Bizim gibi çok gelişememiş toplumlarda, her şey Nasrettin Hoca fıkrası gibidir. "YE KÜRKÜM YE!.."
--Orlardan "Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin, bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye”n birileri var.
--Okumuşluğu haletmişiz de, sıra cehalete gelmiş. Biz daha bu sözün bile Mevlana'nın mı, yoksa Ömer Hayyam'ın mı olduğuna bile karar verememişiz.
--Gördüğünüz gibi bir bardak suda fırtına koparmak için okumuş, bilgili olmak değil, cehalet ve cahiller gerek. Cahiller gerek ki, her kafadan bir ses çıkmasın. Yoksa buyurun size "KAKAFONİ!.."
--İşin şakası bir yana, İlhan Selçuk'un dediği gibi, "birileri bizi işletiyor ama, kim?"
--"Değerli Cahil Sever" hocalar ne derler bilemem ama, olayın bilimsel yanı şudur:
--Toplum Mühendisliği:Yalın bir anlatımla, insanda anlayış, kavrayış, algılama yetisi, yaşantıları, öğrenilenleri, bunların geçmişle olan bağlantılarını bilinçli olarak kafada saklama gücü yani bellek oluşturma;
--bir başka şekilde: yeni tip bir toplumsal yapı, insan ve topluluğu oluşturma sürecidir.
--İyi de buna ne gerek var? diye bir soru olsa, ne deriz.
--Amaç, soru sormayan, sorgulamayan yönetim, pazarlama, eğitim veya dini amaçlar gibi konularda kabule hazır bir kitle oluşturmaktır.
--Toplum Mühendisliği için, iyi ya da kötü diye hazır bir kabul yoktur. Bu, süreci yönetecek olanların amaç ve hedeflerine bağlıdır.
--Örnek, Osmanlıdan Cumhuriyete geçiş de bir toplum mühendisliği idi, özellikle 24 Ocak 1980'den sonra ülkemizde uygulanan sosyal, siyasal ve toplumsal projelerde bir toplum mühendisliği idi.
--Köy Enstitüleri ile köyünden, kırsalından, kasabasından şehrine kadar her ücra köşenin aydınlatılması için çalışılan bir dönemin aydınından, "cehaleti severim"e geçmek kolay bir mühendislik süreci değildir.
--Bu konuda Osmanlı'ya aklı başında bakmak gerekir ise, birçok bilimsel araştırma ve yanının yanı sıra, "İslamı Araştırmalar Dergisi 3. sayısında ki Yaşar Sarıkay'nın makalesine bir göz atmak yerinde olur
--Başlıca sayılan eleştiriler ise:"1.Aklî İlimlerin terk edilerek, bunların yerine tamamen Naklî ilimlerin kaim olması. 2.Medreseler kanununa aykırı olarak yapılan usulsüzlükler(müderrislerin tayininde rüşvet, iltimas, .... tedris görevinde ihmalkarlık vs... 3.Anadolu ve Rumeli Halkından olup, büyüklere intisap etmiş olanlarının hamilerinin iltimaslarıyla medreselerde mürettep tahsili görmeden ilmiye yoluna girmiş olmaları 4.Rüşvet. 5.Ehl-i İlim ile, cehilin derece ve kıymetinin ölçülmemesi" (sayfa 24-25).
--Görüleceği gibi, Osmanlının batışında en önemli sebeplerden sayılan eğitim kurumlarının çöküş sebepleri bize tanıdık gelmiyor ise, yapılan toplumsal mühendislik işe yarmış, demektir.
--O zaman da 2000'li yılların Cumhuriyetinde, bazı kesimlerin neden Türkiye Cumhuriyetine 100 yıllık ömür biçmelerinin sebebini anlamak için başka birçok sebep var ama, görmek için ise, Osmanlının 1850'lerden sonrasına ve özellikle de 1875'e alıcı bir göz ile bakmalarında yarar vardır.
--Orhan Veli'nin o dizeleri gibi "Geç bunları anam babam" mı diyorsunuz. O zaman Mehmet Akif'in "YE'S" şirine bakın diyeceğim ama, bilirim söyle ya diyeceksiniz.
---Eeee o kadar okudunuz bu da benden kıyak olsun: "Sâhipsiz olan Vatanın batması haktır/Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır."ı anımsatayım .