Birkaç gün önce sokaklarda plastik eldivenli elleriyle belediye görevlilerinin sokak köpeklerini topladığı dikkatimi çekti. Bazı köpekler kuyruklarını sallayarak bu görevlilerle şakalaşıyorlardı. Bir an için bu uygulamayı yapanlara amaçlarını sormayı düşündüm,
Belediyenin Antalya'yı çağdaş ve sağlıklı bir kent yapma gayretinin göstergesi olarak değerlendirdim ve vazgeçtim. Çünkü, Antalya Belediye Başkanlarım gece gündüz kent için çalışıyorlardı!
Sokaklarda yaşayan hayvanların zaman zaman toplanarak, Sağlık kontrollerinin yapılması ve bazılarının kısırlaştırılmasının ardından kulaklarından markalanarak salınacağı zannındaydım.
Antalya'da belediyecilik adına yaşamı kolaylaştırıcı, pek çok şehirde uygulaması olmayan güzel çalışmalar yapılmaktaydı. Kente yaşayan her canlıya hizmet getiren böyle saygın bir anlayışa şapka çıkarılır!
“Marka şehir Antalya'ya yakışan budur” diyerek, Büyükşehir ve belde başkanlarıma memnun bir şekilde teşekkür ettim.
Ancak, İki gün önce merkezi Adana'da olan ve sadece Çukurova'da değil,Türkiye genelinde oldukça yararlı hizmetler başarmış olan (DOHAYKO) Doğayı, Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği'nin Genel Sekreteri Sayın Nesrin ÇITIRIK telefonla bana ulaştığında, Antalya kamuoyunu bir süredir meşgul eden ve insani duyarlılığını henüz kaybetmemiş pek çok kişinin tepkisini çeken 'sokak hayvanlarının öldürüldükten sonra toplu olarak gömüldüğü ve aralarında markalanmış veya küçük yavruların da bulunduğu iddiasının gerçek olduğunu öğrenince şaşkınlık, üzüntü ve hayal kırıklığından kanımın çekildiğini hissettim.
Antalya için özverili ve samimi çalışmalar yaptıklarını düşündüğüm, yaşadığım kent'in yöneticiler bilmelidirler ki bu işin sorumluları her kimse sadece kente ve bu kente yaşayanlara değil, insanlık adına hoş görülemeyecek kusur işlemişlerdir.
Bir kent düşünün ki; Turistik ve çağdaş kent özellikleriyle yurtdışından ve yurtiçinden gelen konuklarına Türkiye'nin gelişmiş şehirlerinden biri olarak örnek gösterilir olsun ve İnsanlarca doğal ortamlarından alınıp evcilleştilmiş olduktan sonra ihtiyaçları kalmadığı için sokağa atılarak ter edilen, hemen hemen hiçbir ortamda yeme içme imkanı olmadığı halde insanlarla birlikte olmanın sevinçini sürdürmek için sokaklarımızda yaşam mücadelesi veren, sahipsiz ve korunmasız kentimizin ve hayatımızın yaşam paydaşları olan 'Gariplerimiz' gözlerimizin önünde adeta katledilsinler.
Bu ülkede önceki yıllarda yaşayan ecdadımız, yer yüzünde yaşayan her canlının yaşam hakkı olduğu bilinç ve duyarlılığıyla vakıflar kurmuştur ,kurdun kuşun suyunu yemini düşünmüştür.
Antalyalı ve İnsan olarak kendimi sorumlu görüyorum.Keşke, o gün sokakta gördüğüm uygulamaya müdahale etseydim. Gariplerden birilerini yaşama döndürebilirdim, Kim bilir!
Varsak'ta hayvan dostlarınca bulunarak ortaya çıkarılan ve pek çok yetkili tarafından asılsız bir iddia olduğu söylenen itlaf edilmiş hayvanlara ait cansız bedenler bu şehirde yaşayanlar için çağdaş olamamanın bir utanç simgesidir.
Kent'de yaşayanlar olarak, bu kente olan olumlu, olumsuz her şeyden sorumluyuz ve gerekenleri yapmaktan kaçma keyfiyetimiz olamaz.
Bu işin en birinci sorumlusuna gelince; 17/7/2004 tarih ve 25509 sayılı resmi gazetede yayımlanan 26/6/2004 tarihili kabul edilen 5199 sayılı kanun ve ilgili yönetmeliklere rağmen bugüne kadar Antalya'ya yakışan uygun bir hayvan bakım evi yapma becerisini gösterememiş belediyecilik anlayışıdır. Antalya belediye yetkilileri sorumluluklarının gereğini yerine getirmemişlerdir.
Bu olayda kepez belediyesi bu güne kadar gösterdiği başarılı hizmet anlayışını ters yüz etmiş, aynı zamanda vicdanları sızlatmıştır. Hiç iyi olmamıştır, hiç !
Anlaşılan odur ki; Sokaklarımızın gezgini olan Gariplerin adı üzerinde sahipleri olmadığı kanaati hasıl olunca, Halk sağlığına ve turizme zarar vermesin diyerek yapılan son bir uygulamayla görev tamamlanmıştır. Bu uygulama kanunlara aykırı ve vicdanları yaralayıcıdır. Aslında, Şimdi halk sağlığına ve turizme zarar vermişler ve mesleki olarak biz rehberleri cevaplaması zor sorular ve insani olarak üstü örtülmesi zor utaçla karşı karşıya getirmişlerdir.
Sayın Antalya Valimiz Alaaddin YÜKSEL benzer pek çok olayda gibi derhal konuya müdehale etmiş ve söz konusu olayı araştırmak için komisyon kurmuştur.İnsanlık ayıbı diye niteleyeceğim bu olayda en olumlu gelişme budur.
Şimdi, Belediye başkanlarımıza düşen görev açıktır, Hayvanlara karşı yapılan bu zulüm bitmeli ve yasanın öngördüğü özelliklerde hayvan bakım evleri yapılmalıdır.
Daha yaşanabilir bir Antalya için, sorumlulukları birlikte paylaşmalıyız !
Her şeye rağmen, yaşam devam etmekte…
Bu yaşam da herkese yer var, ne dersiniz!