Turizm aynası tozpembe ama gerçek mi?

Turizm sektörünün öncüleri olan otel ve Seyahat Acente yetkilileri ülkemize daha çok turist getirmek için dünyanın her tarafında, Devlet ve sektör elbirliği etmiş, turizm için dört bir
koldan çalışmaktadır. 2007 yılı 23.3 milyonu bulan turist ülkemizi ziyaret etmiş ve 2008 yılında 25 milyonu aşacağımız beklenmektedir.
Londra, Utrecht, Madrid, Milano, Berlin ve Moskova veYurtiçi Emitt Turizm Fuarlarındaki genel izlenimler, 2008 yılının oldukça yoğun ve hareketli bir sezon olacağını göstermektedir.
Ocak, Şubat ve Mart ayındaki Türkiye ve özellikle Antalya'ya yönelik turizm talepleri de bu doğrultudadır. Devletin turizm yetkilileri tanıtım ve alt yapısıyla ilgili olağanüstü çalışmalar ortaya koymakta ve Türkiye'ye yönelik bu talebin oluşmasında önemli katkılar yapmaktadırlar.
Turizm otoritelerinin verilerine göre, her şey iyi gidiyor ve 2008 yılı Turizmciler için toz pembe!….. Acaba öyle mi, her şey bu derece olumlu mu dersiniz?
Size, kocaman bir “hayır” demek durumundayım, bu da nerden çıktı?
Gelin, Toz pembe görüntünün ardına birlikte bakalım; 2007 yılında Turist gelişindeki artışa rağmen turist başına yapılan harcama 599 dolara düştü. Buna paralel olarak  turizmden geçimini sağlayan esnafın geliri düştüğü için serzenişleri artarken, her gün on binlerce
turisti  taşıyan turizm şoförlerinin olumsuz çalışma koşullarının iyileştirilmesine dair yeni bir şey yoktur.
Günübirlik ve düşük maliyet öngörüsüyle turizm faaliyetinde bulunan pek çok acenta yetkilisinin uygulamalarıyla, işsiz bırakılan turist rehberleri mesleğini yapamaz duruma getirilmişlerdir. sektördeki çalışanların pek çoğunda görülen bezginliği düşününce ve bunların olumluluğa dönüşmesi için yapılan pek fazla bir şey olmadığını bilerek, 2008 yılında havadan turist yağacak yağmasına rağmen, genel anlamda sektör çalışanları için pek fazla bir şey
değişmeyeceği kanaatini sizlerle paylaşmak isterim. Bu yönde düşünmeme sebep olan en önemli tespit, düşük maliyet zorlamasının hizmet kalitesini istenilen seviyeye taşıyamadığı
gerçeğidir. Bu sadece benim tarafımdan keşfedilmiş yeni bir şey değildir ve 2008 turizm sezonunda da yaşanacaktır. Sektör hala özel bir yasal düzenlemeden yoksundur. 1618 sayılı kanundaki Seyahat Acentelerinin yasal işleyişini yapılan güncellemelerde kısmen iyileştirme sağlanmış ve turist rehberleri açısından olumlu kazanımlar elde edilmiştir. Bu günlerde basından takip ettiğimiz kadarıyla, 1618 de bazı maddeler değiştirilmekteymiş ve tertip edilen turda turist rehberi alma zorunluluğunu yok sayan acenteye verilen, her eylem için 1.500 YTL ve yıl içinde 3 kereden fazla tekrarlanırsa bu durumda verilen yetki iptali cezası kaldırılıp yerine 1000 YTL para cezası olarak uygulanacakmış.
Şimdi soruyorum size; turist rehberi almamayı bir şirket politikası yapmış seyahat acentesinin Türkiye'nin yasal tanıtılmasına turizm sektörüne ne gibi olumlu katkısı olabilir. Kanunlara uyarak çalışma yürüten diğer seyahat acentelerinin mağduriyeti ayrıca irdelenmesi gerekir.
Turist rehberleri de bir acentenin kapanmasını istemez ancak, her şey yasal olmalıdır ve cezalar caydırıcı özellik taşımalıdır.
Yeni yasaya rağmen, Turist rehberi almadan tur yapan bu kadar çok acente, kaçak acentecilik faaliyeti yapan varken, Bazı acente yetkilileri rehber almamayı özel bir hak gibi uygulamaya devam ederken, müze ve ören yerlerinde dahi, rehberli tur sayısı parmakla sayılmaktayken ve sisteme zarar verici tutumlarından dolayı yapılan uyarılara ise kayıtsız kalarak adeta meydan okurken, zor şartlarda yapılan denetleme tutanaklarına sağlıklı cezai işlem yapılmazken,
Lütfen, 2008 yıllının 2007 den daha olumlu geçeceğini söylememi benden beklemeyin.
Gerçek şudur ki; 2008 yılında turizm için çok çalışacağız ama daha az kazanacağız.
Bu ülkede turizm yapılmalıdır, yapılabilmesine yönelik umut hep var, Ne güzel ki,her türlü olumsuzluğa rağmen, bu konuda mücadele veren turizm dostları, sevdalıları işlerinin başındalar.
Aynadaki gülümseyen yüzlerin artması dileğimle,