Ören yerlerimiz ve sit alanlarımız yağmalanıyor.

Türkiye üzerinde bulunduğu cografyanın zenginliğiyle, sahip olduğu doğal,kültürel ve tarihi   birikimleriyle, turizm amaçlı olarak yabancı sevdalıları artmaktadır.Ancak,  Bu topraklarda yaşayanlar ve turizm sektörününden kazanç elde edenler olarak turizmi günü birlik yaşamaktan vazgeçmiyoruz.

           Ülkemize gelen turist sayısının artışı dışında söylemlere az rastlanmakta. Turist sayısı ülkemize ne getiriyor yada neleri bizden söküp alıyor bunların araştırılması yeterince yapılmıyor ve de yapılmamaktadır.

         Turizm, ülkeye turistleri getirip başı boş bırakmak olmamalı!

         Sürdürülebilir,yapılabilir turizm politikasını çizmek yalnızca bir grub imtiyazlı çevrenin olmamalıdır. turizm içinde bulunan ve etkileyen her sektörün ortak planlamaları gerekmektedir. Plansız ve denetimsiz turizm ülkemizin bütün güzelliklerini elimizde alıp giderken bizlerin bunu seyretmesi olanaksızdır. Bizler ülkemizin bütün güzelliklerini seviyor ve korunması amaçlı çalışmalarda her zaman destek olmaktayız.

            Müze ve ören yerlerimizin hali içler acısıdır. Turist kafilelerini dolaştıran Profesyonel Turist Rehberlerinden devamlı bu konularla ilgili şikayetler almaktayız. Şikayetlerin hepsi hakkında ilgili devlet kuruluşlarına yazı yazılmakta ve takip etmekteyiz. Bu güne kadar bir çok önlemlerin alınmasını sağladık. Ne varki müze ve ören yerlerinde yaşanan tahribat ve talanların önlenmesi konusunda verilen sözler tutulmadı, tarihimiz ya yurt dışına kaçırılmakta yada kendini bilmez kişiler tarafından parçalanmakta, yağmalanmaktadır.

         Müze ve ören yerleri bu durumdayken tabi güzelliğimiz ve koruma altndaki sit alanlarımız da günü birlik turizm nedeniyle tehdit altındadır. Kontrolsüz ve denetimsiz yapılan jeep safari, treking, vs. turların sebep olduğu, görünen turizm amaçı dışında bir çok faktör nedeniyle ülkemize yarar yerine zararlara uğratmaktadır. Ülkemizin doğal değerleri ya yurtdışına kaçırılmakta,yada tahrip edilmektedirler.Bu zararların en aza indirgenmesi için çok geç kalmış sayılmayız ama çok çabuk yasal düzenlemeler yapılmaz  ise önümüzdeki günlerde çıkış yolunu bulamayabiliriz.

          Çevrenin turizmin yapılabilirliğine etkisi büyüktür. Çevremizi güvence altına almaz isek, çok övündüğümüz turist sayısı hızla eriyecek ve ülkemize turist getiremez hale geleceğiz. Alternatif turizm politikaları uygulamak için önce yasal alt yapı çalışmalarının bitirilmesi gereklidir. Doğal alanlarda ve sit alanlarında bir çok tahribat yapılmakta ve kimler tarafından çıkarıldığı bilinmeyen orman yangınları çıkmaktadır.Doğal değerlerimizin turizm amaçlı sunumunda kriterler nelerdir. Jeep safari alanı nerelerdir, parkurlar tesbit edilmelidir. Treking hangi şartlarda yapılır ve bunları yaparken ülkemizi bütün yönleri ile tanıtan Turist Rehberleri gözetiminde olması sağlanmalı ve denetlenmelidir. Uygulamayanlar hakkında verilecek cezalar örnek oluşturmalıdır.

          Bu ülke bizim ve geleceğimiz Türkiyedir.

          Türkiyenin doğal,kültürel,tarihi ve etnoğrafik kaynaklarının tamamı koruma kullanma dengesi gözetilerek turizm amaçlı kullanıma açılmalıdır.ülkenin hiçbir değeri boşvermişci, nemelazımcı veya keyfi anlayışlara teslim edilemez.bu konu alınan tedbirleri destekliyoruz.

         Müze, ören yerleri, sit alanları ve alternatif turizmin yapıldığı bölgelerin yok olmasına seyirci kalmayacağız. Bu alanların yok olması, turizmin yok olmasıdır. Biz üzerimize düşen görevleri yapıyoruz, kamu kurum ve kuruluşlardan da gereken çalışmaları yapmasını bekliyoruz. Sıkıntıların giderilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin çıkartılması için gerekli çalışmalarda bulunduk ve sonuna kadar takip edeceğiz.

         Hiç kimsenin birkaç kuruş için ülkemizin geleceğini karartmaya hakkı yoktur!