45.Antalya Altın Portakal Film Festivali, Açılış kokteyli,geleneksel
yıldızlar geçişi ve gece açılış galasıyla her yıl büyük gelişim
göstererek,Türk sinemasının gelişimine olumlu katkılar yapmasınının
yanı sıra Antalya’nın tanınırlığına ve turizm amaçlı çekim merkezi
olmasında oldukça önemli olumluluklara zemin oluşturmaktadır.
Büyük önder, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, Antalya’ya bir gelişlerinde,
Aspendos tiyatrosunu ziyaretinde onarım yapılıp,şenlikler ve
etkilikler tertip edilmesini istemesinin ardından, 1950’li
yıllardan beri tertip edilen şenlikler, 1963’te Merhum Dr. Avni
TOLUNAY’ın olağanüstü çabaları ve destekleriyle günümüze “Antalya
Altın Portakal Film Festivali “olarak ulaşmıştır.
İlk günden günümüze desteklerini esirgemeyen tüm kişi, kurum ve
kuruluşlara teşekkürlerimi bir borç bilmekteyim.
Festivaller, genellikle yerel bir topluluk tarafından belirlenmiş ve
geleneksel olmuş gün ve tarihlerde kutlanan,yapıldığı yörenin imgesi
haline gelmiş etkinlikler bütünüdür.
Festival sözcüğü latince’festa’ kelimesinden gelmektedir ve Türkçe’de
şenlik olarak adlandırılmaktadır. ilk olarak , 1200’lü yıllarda
kullanıma girdiği düşünülmektedir. Birçok kültürde festivaller tanrı
veya tanrılar huzurunda duruştur. Festivallerin insanlara tanrı
tarafından verildiğine inanılır ve kutsal kabul edilir.
Festivaller dini yönlerinin yanı sıra, dinsel amaç dışı,eğlence için
oluşturulan etkinlikler veya sadece,ekonomik kazanç ve tanıtım
sağlamak amaçlı da olabilmektedir. Dünya’da en yaygın kutlanan
festivaller, mevsim dönemlerinde düzenlenen veya özel bir amaç
çerçevesinde tertip edilenler olarak düşünülebilir. Ülkemizde de bu
kapsamda pek çok yörelerde çeşitli isimler ve amaçlarda festivaller .
Günümüzde, Festivaller turizm sektörünün en önemli kaynaklarından
biridir. Festivaller yapılış amaçlarına hizmet ederken düzenlenen
bölge’de ekonomik ve kültürel iletişimde’de yoğun paylaşıma altlık
oluşturmaktadırlar. Pek çok şehir ve belde festivalleriyle tanınır
olmakla cazibelerini artırmaktadır.
Ülke çapında , yerel yöneticilerinin çabalarıyla festivaller
düzenlenmektedir. Özellikle, Bahar ve yaz aylarında müthiş bir
festival trafiği yaşanmaktadır. Gönül ister ki, her biri sıradanlığın
dışına çıksın ve tarihler öncesi beklenir olsun ve festival amaçlı
özel tur organizasyonları yapılsın. Ama, Pek çok festivallin genel
mefaat öngörmediğini ve heba edilen kısıtlı mali olanaklarla yürütülen
etkinlikler olarak kaldıklarını da bilmekteyiz. Keşke, hiç yapılmamış
olsaydı, iyi olur dedirtenlere de rastlanmıyor değil.
Çözüm; Her il merkezinde devlet ve ilgili sektör temsilcilerince
oluşturulacak, Turizm tanıtım komiteleri bünyesinde Festival ve
Şenlikleri Düzenleyen bir merkez yapılandırmak ve akılcı
politikalarla yönetmektir.
Antalya Altın Portakal Film Festivali başarılı bir örnek olarak
değerlendirilebilir. Fakat, Henüz, dolu dolu turizm sinerjisi
yaratıyor demek abartı olur. Deniz, Kum,Güneş sloganının yanında
’Festivaller Kenti ‘ANTALYA “ ,neden olmasın. Yapılacak daha çok
iş, gidilecek uzak yollar var. Ancak, Bu sorumluluk, Antalya Kentinde
yaşayan özellikle, Bu şehirde ekonomik kazanç elde eden herkesi
ilgilendirmektedir. Vali, Kaymakam ve Belediye Başkanları ne
yaparlarsa yapsınlar, halkın sahiplenmediği hiçbir organizasyon etkin
olmaz, olmamaktadır !!!
Öyleyse, Haydi, Antayalım ! Festival Etkinlikleri sizleri
beklemektedir. Salonları dolduralım!!
İyi seyirler,