TOBB’a rağmen Yasa gereklidir.

Turizmde taşlar artık yerine oturmalı ve atalarımızdan bizlere adeta milli sorumluluk olarak gelmiş ülkeye sahip çıkma bilincine dönüşmelidir.
Sektörün paydaşlarını bir araya getiren ve sistemi birlikte taşıyan kurumsallığı kazandıracak, hiçbir kurumu dışlamayan, birini diğerine karşı koruyan, herkesin kendi bildiğini yapmasına olanak vermeyen;bu amaçla ortaya çıkan sinerjiye güç katan, ülkenin
kaynaklarını koruma kullanma dengesi ve geleceğe taşıma anlayışıyla sahip çıkan özel bir çalışmaya ihtiyaç vardır.

Mevcut durum ise tam aksine,ülkesinin gelişmesine pek yararı olmayan,kaynakları tüketip adeta, eşsiz bir mirasın talan edildiği, geleceğe yönelik projelerin hazırlanmasına engel olan, girişimciliğin önünü tıkayan, kayıt dışılığı kollayan, en önemlisi umutsuzluğa ve karamsarlığa sebep olan, teşvik edici olmayan pek çok olumsuzlukların yaşanmasına zemin oluşturmaktadır.

Türkiye bir turizm ülkesi olmalıdır.
Türkiye, Dünyada yaşanan turizm hareketinin çekim merkezi olacak kadar pek çok özelliği bünyesinde taşımaktadır. Fiziksel konumuyla, iklimiyle, zengin doğal kaynaklarıyla, tarihsel geçmişi ve kültürel varlıklarıyla, yüzyıllardır bu topraklarda yaşamış olan atalarımızın bizlere kazandırdığı etnografik çeşitliliğimiz ve en önemlisi sevgiyi, saygıyı, dostluğu ve paylaşmayı esas alan hoşgörü merkezli konukseverliğimizle ülkemizde turizm yapmak için gerek duyulan imkanlara sahiptir.
1960'lı yıllardan günümüze, özellikle 1990'lı yıllardaki devlet teşviklerinden sonra yapılan yatırımlar, kazanılan turizm deneyimleri ve tecrübeleriyle, deyim yerindeyse ustalarımız, duayenlerimiz sektörün sahip olduğu sinerji ve dinamizmle pek çok başarılı çalışmaya
imza atmışlardır.
Sektörü başarıdan başarıya koşturan ve koşturacak yöneticilerimiz ve turizmin her alanındaki çalışan emekçilerimizle, Türkiye'de turizm yapabilmeyi istemekteyiz ve hedeflerimiz vardır.
WTO 2006 yılı verilerine göre, 2007 de % 4 lük bir artış yakalayan turizmin küresel ekonomi hareketi ve istihdamındaki katkısı önümüzdeki on yılda artarak devam edecektir. Türkiye'ye 2007 yılında 23,3 milyon turist gelmiştir, getirilebilmiştir. Rakamsal artışla başarı yakalanmıştır. Ancak, yaklaşık 900 milyon kişiyi bulan dünya turizm hareketi içindeki karşılığı olan oran yeterli değildir. Henüz Türkiye'ye gelmemiş büyük bir kayıp söz konusudur. Hedefi büyük tutmak gerekir, rehavete gerek yok kanaatindeyim.
Turizmin yapılabilirliğini sağlamak için devlet, özel sektör ve sektör çalışanları birlikte çalışabilmeli, halkı ve çevresel değerleri yok saymayarak, barışık bir seferberlik hareketi başlatılmalıdır. Aksi takdirde, elde edilen başarının sürekliliği sağlanamaz.
Fakat, Dünyada yaşanan turizmimin tamamının ülkemize yönelmesi hedeflerinden önce, Ülkemizin olanaklarının değerlendirildiği veya diğer bir deyişle, tüketildiği bu sosyo-ekonomik hareketin taşıdığı olumsuzlukları da gözetmek durumunda ve zorunda olduğumuzu düşünmekteyim.
Ülke imkanlarının, turizm alt yapısının yetersizliği, halkın turizm yapma ve yaptırma isteğinin güçsüzlüğü durumunda yaşanacak ve yaşanan sıkıntılar kısa dönemde geçici olarak çözüm bulsa da, uzun dönemde hüsrana dönüşebilir. Ülke genel kazanımı düşünülünce, hiç kimsenin bunu isteyeceğini sanmıyorum.
Turizm yaparken, geçmiştin günümüze gelen değerleri geleceğe taşımak ve ekonomik kazanımlarımızı, sadece günübirlik değil, gelecek vizyonu olan hesaplar üzerinden yapmalıyız ve kaldı ki sektör olarak gelinen süreçte ekonomik kazanımlar dahi görecelidir ve gelen turist sayısındaki artışlara rağmen, kişi başı yapılan harcamanın gittikçe düştüğü sektördeki bilinen gerçektir.
Henüz, Ülkemiz arzu edilen ekonomik girdiyi, temin edememektedir. Yapılması gereken pek çok çalışmalar vardır, yapılmaktadır. Diğer çalışmalar yürütülürken yapılması gereken ve öncül olan sektör temsilcilerinin ihtiyaç duyduğu, turizmin gelişmesinde olumlu katkılar sağlayacak özel bir yasadır.
Turizmin ülke ekonomisi için önemini anlayan pek çok çevreler bu konuda çalışmalar yapmaktadır. Üzerinde çok kişi fikir yürütmektedir. Toplantılar düzenlenmektedir. Olumlu katkılardır. T.O.B.B.'un (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) düzenlediği Arama konferansı bunlardan biridir.
Bu toplantının önceki toplantılar gibi olumlu katkıları şüphesiz yadsınamaz, ancak, TOBB'un sektör temsilcilerinin çalışmalarına ivme kazandıracak bu özel özel yasa talebine karşı olumsuz çıkışı ve TOBB çatısı altında çalışmalar yürütülmesi önerisini anlaşılır bulmamaktayım.
TOBB, genel bir amaçla oluşturulmuş bir çatıdır, genel anlamda ekonominin işleyişinde yararlı, önemli ve gerekli çalışmalar yürütmektedir. Turizm özelde sektör dışı diğer yapıların sorunlarının yoğun yaşandığı TOBB merkezli bir idari yapı, koşan atı durdurmak gibi bir riske sahiptir. Turizm sektörünün önünü açacak, sıkıntıların aşılmasına yardımcı olma noktasında yeterince etkin olamamaktadır.
Türkiye gibi bir ülkede ve çeşitli sektör temsilcisinin çatısı özelliği nedeniyle bu normal bir durumdur. Yaşanan tecrübeler, bunun delilidir.
Turizm, en az 50 sektöre ekonomik olarak katkı sağlaması nedeniyle, TOBB'un ilgili olması zorunlu ve desteklemesi gereken önemli bir sektördür. Dünya ile ilişkili bir endüstridir.
T.O.B.B, Turizm adına daha çok katkı sağlamalı, sektörle birlikte hareket zemini yaratıp ihtiyaç duyulan özel bir yasa çıkarılmasını temin etmelidir. Bu destek,TOBB'un işleyişine ve güçlenmesine katkı sağlayacaktır düşüncesindeyim.
Turizm yöneticilerinin kişisel beklentisi veya sıfat arayışı olduğu şeklindeki yönlendirmelerle, amaca hizmet etmeyen mecralara taşınmamalıdır. Makamlar ve mevkiler geçici ama esas olan ülkenin ortak çıkarları olsa gerektir.
Türkiye'nin idari işleyişinde katkı koymada bir güç olarak TOBB önemli çalışmalar yapmaktadır ve turizm adına talep edilen özel bir yasayla, güç kaybı endişesi taşıması nedeniyle, itiraz edildiği anlaşılan bu karşı çıkış, doğru tespitler içermemektedir. Bilindiği
gibi seyahat acentası sahibi şirketlerde TOBB çatısı altında ve turizm sektörü içinde özel kanunu olan şanslı kesimdir. Kaldı ki, bu kanun dahi acentaların ihtiyacına tam olarak cevap verememektedir. Benzer şekilde otel sahibi olan şirketlerimiz özel bir yasaya niçin sahip olmasın?
"TÜRSAB" iyi bir örnek olarak ortadadır. Türkiye'ye ve turizme hizmet etmektedir. Fazla söze gerek yoktur.
Bununla birlikte, Turizm gelinen noktada sadece acenta ve otel sahiplerini ilgilendirmemektedir. Turist rehberleri, sektör yöneticileri, acenta ve otel çalışanları, turizm taşımacıları, turizm şoförleri ve sektörle ilişkili pek çok alt segmentlerin yer aldığı
sınırların çizilmesinin olası olmadığı dev bir yapıdır ve sorunları vardır.Sektörün tasa ve kaygılarına mevcut durum çözüm üretememektedir.
Türkiye'nin sosyal, ekonomik olanaklarının artırılması ve geliştirilmesini önemli kazanımlar sağlayacak projelere yardımcı olacak potansiyelleriyle, turizm sektörünün tartışmalarla geçiştirecek sabrı kalmamıştır. Turizm yatırımcısıyla, çalışanıyla taşıdığı
dinamizmi ve umutlarıyla faaliyet alanı nedeniyle bire bir insan ilişkisinin yoğun yaşandığı, beş duyuya hizmet eden bir sektördür ve sadece ekonomiyle sınırlamak turizmi anlamamak demektir.
Her şeyden önce ülkemize daha fazla hizmet etmek istemekteyiz.
Öyleyse, özel bir yasa gereklidir ve şarttır.
Sayın Bakanımız Ertuğrul GÜNAY, özel bir yasanın turizmin olumlu gelişmesine yarar ve katkı sağlayacağına inandığını, Bu ihtiyacı karşılayacak çalışmaları desteklediğini çeşitli vesilelerle dile getirmektedir. Kültür ve Turizm bakanlığı bu konuda çalışmalar
yapmaktadır.
Sayın Başbakanımız Recep Tayip ERDOĞAN; turizmin önemini ve ilgili olarak her şeyin yapılacağı yönündeki görüşünü pek çok yerde söylemektedir.
Tez zamanda; Turizm sektörünün beklediği müjdeyi alacağımız beklentisiyle, özel bir turizm yasası, Türkiye için olumluluklar taşımaktadır

Yaşamınıza sevinç katan müjdeler olsun,