Şöyle oturup, kıçımızı bir taşa koyup başımız da iki elimizin arasına alıp bir düşünsek iyi olmaz mı?
--Ne idik, ne olduk;
--Neredeydik, nerelere geldik diye!..
--Kim, kime ne kadar sorumlu, kim kime borçlu, kim kimden alacaklı
--Atatürk Cumhuriyetinin en önemli özelliği bu idi, Akılcılık!..
--Bugüne gelmeden önce, düne bir gitmekte yarar var.
--Koskoca, "Cihan İmparatorluğu Osmanlı", neden yıkıldı, yok oldu.
--Hâlâ birileri kendini "Osmanlı'nın Torunu" olarak görürler ama, soysuz olup, kendilerine ata arayacaklara ne dersiniz ki!.. Osmanlı bir imparatorluk idi doğru, dönemin özelliği gereği bir "Hanedanlık" idi. Hanedanlık da, sadece Osmanoğulları soyundan geliyordu.
--Peki, biz neyin soyuyuz diyenlere. O dönemlerde, ataları ezilmiş, horlanmış yoksul halkın çocuklarıyız!.. Peki o yoksul halk kim? Onlar da, yoksul, emeği ile geçinen ve yaşayan Türkmen ve diğer aileler.
--Bu kısımı geçip, "Osmanlıya ne oldu?", demek gerekecek!..
--Anlatılan masalları, öyküleri geçip, tarihin yazdığı gerçeklere gelelim. "Kaht-ı Rical"/Niteliksiz yöneticiler dönemi ülkeyi ve devleti mahv etmiş, bitirmiş, değişen ve dönüşen dünyayı görmemişler, görenleri de, halk ne görmüş, ne de duymuş.
--Gele gele gelinmiş, M.S.1875'e.
--1875'de, Osmanlı Padişahı kim?
--Eğitim sistemi ve hakim sınıflar ve çıkar grupları hep bu konuyu görmezlikten gelirler.
--O dönem Padişah ABDÜLAZİZdir. (8.2.1830-4.1876). Kaynaklar şöyle yazarlar:
--"Abdülaziz, Osmanlı'nın 32'nci Padişahı ve İslam 111'inci Halifesi. Babası, II. Mahmud, Annesi Pertevniyal Sultan'ın (Pertevniyal Lisesi'ni, Pertevniyal Valide Sultan Camii ve Konya Aziziye Camii'ni yaptırmıştır) oğludur.
--Dönemi 1875'de, Osmanlı Devleti MORATORYUM (Devletin Borçlarını ödeyemeyecek duruma düşmesi) ilan eder ve 1881de Düyunu Umumi idaresi kurulur ve 1882'de çalışmaya başlıyor. Bu süreç, LOZAN ANTLAŞMASINA kadar sürüyor ve Lozan ile kalkıyor.
--Düyun-u Umumiye yönetimi ise, borç veren İngiliz, Hollandalı, Fransız, Alman, Avusturyalı, İtalyan devlet/şirket tahvil sahipleri/ temsilcileri ile, biri de Osmanlı tebaasından olmak üzere 7 kişiden oluşuyordu.
--Anadolu'da bir söz vardır, "Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer" diye. İşte, Cumhuriyetin ilk kuşaklarının borçlardan uzak durmasının nedeni budur. Osmanlı'nın borcunun son taksidi ise, 1954 bütçesine konan ödenek ile ödenmiştir.
--Peki, günümüz devleti Türkiye Cumhuriyeti, bu acı deneyime karşın bir kez daha MORATORYUM yaşamış mıdır?
--Üzgünüm ki evet.
--Türkiye Cumhuriyeti Devleti, "MENDERES'İN İFLASI" denilen süreci yaşamış ve 5 Ağustos 1958 tarihinde içinde bulunduğu mali güçlükler sebebiyle moratoryum ilân etmiştir.
--Bu borcun son taksidi ise, 1971 yılı Bütçesinden ödenmiştir.
--Peki, bir devlet nasıl yönetilir? Sorusuna yanıt ise, Anayasa ve yasalar ile diye yanıt verilir.
--O halde, ANAYASAL DEVLET nedir?
--"Anayasal Devlet, Siyasi İktidarın Anayasacılık prensiplerine uygun olarak, varlığını sürdürdüğü devlet" olarak tanımlanır.
--Peki, bir devletin anayasasının olması, "Anayasal Devlet" olmasını gerektirir mi? Elbette ki hayır.
--Bazen siyasi iktidarlar, bireylerin aleyhine yasal ve anayasal süreçler işletebilir. İste, Anayasal Devlet, bu açıdan vardır. Bireylerin, yurttaş olmaktan kaynaklanan haklarını korumak için.
--Turgut Özal'ın "Anayasa, bir kez delinmekle birşey olmaz" ile başlayan süreç, bir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanın, Ensar Vakfı’ndaki yoksul aile çocuklarının tacizinden dolayı, tacizci öğretmen Muammer B.’yi savunmak için, “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” savunmasıyla kanıksanır hale gelmiştir.
--Görüldüğü gibi, Anayasa, yasa ve yönetmelikler görmezlikten gelinip, uygulanmamasının sonuçlarını halk olarak siyasi, ekonomik hatta ahlaki olarak bile ödemekteyiz.
--O yüzden, bir devletin Anayasal, Yasal Devlet olmasının önemi, yurttaşlar açısından çok önemlidir.
--Çok önemli Devlet ve siyasi görevler üstlenmiş bir kişinin, "Biz gidersek marinaya (Bodrum Yalıkavak) mafya çökecek" sözü, tam da Anayasal, Yasal Devletin çöktüğünün, iflasının kabulüdür.
--İşte, Osmanlı İmparatorluğu/Devleti böyle çöktü beyler.
--Hâlâ "adamım, olmazsa madımım" sevdasına devam mı?
--Allah akıl fikir versin!.. Umarım, avantaları ömür boyu sürer, umarım emekli maaşlarını ödeyecek, sosyal güvenliğinizi garanti edecek bir devlet yarınlarda olur.
--Bu topraklarda, kurulan ve yıkılan devletleri tarih kitapları sırasına göre sayayım mı?
--Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu Selçuklu Devleti, Beylikler, Osmanlı İmparatorluğu yıkıldı ve Türkiye Cumhuriyeti yaşıyor.
--Mehmet Akif Ersoy, bu durumlarda ne der bilir misiniz?
--"Sahipsiz olan vatanın batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır."
--Karar sizin. Siyasileri dinlerken, bizimkileri boş verin. Halk, yurttaş ne ki? Siz, "ağa babalarınızın ağzına bakın!.."