Olaylara genel olarak iki bakış açısından bakabiliriz. İlki mantıklı, gerçekçi, akılcı diyalektik bakış açısı; diğeri de hayali, gerçeklerden uzak hamaset ve ihanet kokan bakış açısı.
--Türkiye Cumhuriyeti tarihine bakarken; nereden nereye derken, bir başlangıç noktasının ne alınması gerekir?
--Bunu da, Osmanlı İmparatorluğu/Devletinden başlatmak gerekir.
--Osmanlı için 1299'un önemi çok gerilerde kalmıştır. Çünkü, Osmanlı Devleti gerçekte, Mondros Mütarekesi/ateşkes Antlaşması ile 30 Ekim 1918'de, kendini bitirmiştir.
--Osmanlı açısından başka dramatik bir antlaşma ise 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşmasıdır.
--16 Mart 1920'de İstanbul, İtilaf Devletlerince İşgali edilince, Meclis-i Mebusan olağan çalışma ortamı bulamaz ve 11 Nisan 1920'de resmen kendini kapatır..
--Beyoğlu ve Rumeli yakasını İngilizler,
--Avrupa yakasını Fransızlar ve Anadolu yakası da İtalyanlar kontrollerine alır.
--İşgal güçleri Komutanı Maitland Wilson, Beyoğlu'ndaki İngiliz Kız Lisesine, törenle Karargâh kurar.
--İstanbul'un İtilaf Devletlerince işgalinin ardından, işgal güçlerinin baskısı ile Mecli-i Mebusan 11 Nisan 1920'de resmen kapatılır.
--Bu arada 16 Mart 1919'da Mustafa Kemal Samsun'a doğru Bandırma Vapuru ile yola çıktıktan sonra, Ulusal Kurtuluş Savaşını nasıl örgütleyeceğini kafasında planlamıştır.
--19 Mayıs 1919'da Samsuna çıkması, Ulusal Kurtuluşun ve Bağımsızlığın sembolü olarak kabul edilir.
--Samsun'dan sonra ilk olarak Amasya'ya gider ve Sivas kongresi öncesinde "Amasya Genelgesi" olarak bilinen süreci başlatır.
-- Yaveri Cevat Abbas Bey'e 21-22 Haziran 1919 gecesi Amasya'da:
--"Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir.
**İstanbul hükûmeti aldığı sorumluluğun gereğini yerine getirmemekte, bu durum milletimizi yok olmuş göstermektedir..
**Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
**Milletin içinde bulunduğu durum ve şartların gereğini yerine getirmek ve haklarını gür sesle cihana duyurmak için, her türlü baskı ve kontrolden uzak millî bir heyetin varlığı zaruridir.
**Anadolu’nun her bakımdan en güvenilir yeri olan Sivas'ta hemen millî bir kongre toplanacaktır.
**Bunun için bütün illerin her sancağından milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olan en kısa zamanda yetişmek üzere yola çıkılması gerekmektedir.
**Her ihtimale karşı bu mesele millî bir sır olarak tutulmalı ve temsilciler gereğinde yolculuklarını kendilerini tanıtmadan yapmalıdırlar.
**Doğu illeri adına 23 Temmuz 1919'da Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. O tarihe kadar öteki illerin temsilcileri de Sivas’a gelebilirlerse Erzurum Kongresi'nin üyeleri de Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket edeceklerdir." diye not aldırır.
(Nutuk'da bu konu, taslak, dört maddelik bir müsvedde nottur)
--Amasya Genelgesi/Tamimi (21-22 Haziran 1919),
--Erzurum Kongresi ( 23 Temmuz-7 Ağustos 1919)
--Sivas Kongresi (4 Eylül 1919 – 11 Eylül 1919) tarihinde yapılır ve
--''Ulusun egemenliğini yine ulusun sağlayacağı'' ortaya konulur.
--7 Kasım 1919’da Osmanlı Mebusan Meclisinin son dönemi için yapılan seçimlerde Erzurum’dan milletvekili seçildi ise de,
--İşgal altında bir Meclis-i Mebusan ve örgütlemeye çalıştığı Ulusal Kurtuluş savaşı nedeniyle, "hastalığını gerekçe göstererek İstanbul'da olamayacağını bildiren telgrafı, 23 Şubat 1920 günkü birleşiminde okunur ve izinli sayılır.
--Sivas'da 16-28 Kasım 1919 günleri arasında Heyeti Temsiliye üyeleri ve bazı komutanların da katıldığı toplantısında ordunun ihtiyaçları, savaşın yönetimi, Meclisin toplanması ve genel durumu görüşülerek önemli kararlar alırlar
--Heyeti Temsiliye Üyelerinden bir kısmı ile birlikte 19 Aralık 1919'da Sivas’tan ayrılarak 27 Aralık'ta Ankara'ya gelirler ve törenle Dikmen sırtlarına karşılanırlar.
--Bu arada, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yanlısı milletvekillerinin çoğunlukta olduğu bu Meclis, 28 Ocak 1920'de yaptığı gizli oturumda "Misakımilli"yi kabul eder ve İstanbul'un 16 Mart'ta işgalinin ardından Milli Mücadele yanlılarının tutuklanmaya başlamaları üzerine, milletvekilleri ve aydınlar, Mustafa kemal'in ardından Ankara'ya kaçmaya başlarlar.
--Mebusan Meclisi de, işgal kuvvetlerinin baskısına dayanamayarak, 18 Mart 1920'de son kez toplanır ve süresiz kapatılır.
--Bunun üzerine Mustafa Kemal, 19 Mart 1920'de yayınladığı genelgeyle ''Ankara'da olağanüstü yetkili bir Meclisin toplanacağı, Milletvekillerine duyurur.
--İstanbul Osmanlı Mebusan Meclisinden kaçarak Ankara'ya gelebilenlerden 84'ü, ilk Büyük Millet Meclisinde yer alır.
--Mustafa Kemal, 22 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi'nin (BMM) açılışını duyurduğu genelgesinde;
--Bundan böyle ''bütün sivil ve askeri makamların ve bütün ulusun emir alacağı en yüksek kat''ın bu BMM olacağını belirtmiştir.
--Ankara'da 23 Nisan 1920'de, Hacıbayram Camiinde cuma namazı kılınıp, kurbanlar kesildikten sonra ilk BMM, İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılan binada açılır.
--Bu arada, Ankara'daki Büyük Millet Meclisi, yurdun düşman işgalinden kurtarılması için, çalışırken, İngilizlerin kontrolünde ki Osmanlı Saray Hükümeti ise, 10 Ağustos 1920'de SEVR ihanet ANTLAŞMASINI imzalıyordu.
--BMM, bu antlaşmayı sert bir bildiri ile kınıyor ve imzalayanlar ile Saltanat Şurası'nda olumlu oy kullananları 19 Ağustos 1920 tarihinde vatan haini ilan ediyordu.
--Ardından antlaşmada imzası bulunan Heyet üyeleri ve "150'likler" (Yüzellilikler, Türk Kurtuluş Savaşı sonrası düşman işbirlikçisi olarak görülen ve Türkiye'den sürgün edilen, hepsi üst düzey makamlarda yer alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına verilen isim) olarak bilinen kişilere ilişkin liste 23 Nisan 1924'de TBMM tarafından hazırlanır ve 28 Mayıs 1927 tarihli yasayla yurttaşlıktan çıkarılırlar.
--Bazı çevreler Sevr antlaşmasının hiçbir zaman yürürlüğe girmediğini savunsalar da, anlaşmanın birçok hükümleri o tarihlerde uygulanmış ve 20. yüzyılın uluslararası siyasi kavgalarına halen yön vermiş ve vermeye çalışmaktadır.
--Sevr Antlaşması'nın bazı maddelerine dayanılarak, Orta Doğu coğrafyası yeniden şekillendirilirken, antlaşmanın bir süre için de olsa fiilen yürürlüğe girdiğinin kabul edilmesi gerekildiği, günümüz emperyal güçlerin emellerine gerekçe olarak savunulmaktadır.
--23 Nisan 1920'de, Önce Büyük Millet Meclisi (BMM) olarak açılan yüce meclis, daha sonra ilk kez 8 Şubat 1921 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesinde de Atatürk'ün yazılı notu ile, "Türkiye Büyük Millet Meclisi" (TBMM) olarak benimsenmiştir.
--Mondros, Sevr ihanet antlaşmaları, İstanbul işgali, Meclis-i Mebusan'ın işgal kuvvetlerince kapatılması, saray ve saltanatının bu şartlarda sürmesine onay verilmesi ile başlayan süreç, 16 Mart 1919'da Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkması, Amasya genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongreleri, ardından da, Ankara'da 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılması bir onur savaşıdır.
--Ulusumuza ve yurtseverlere hayırlı ve uğurlu olsun.
--Kutladım!..