KAPİTALİZMİ çok seviyorum.
Dağ başında, dere kenarında kuzu yiyor, sonra da gelip köyde Çoban ile ağlıyor. Bu şirinliği asıl sevmem(!?).
ABD'nin New York kentinde, 8 Mart 1857'de fabrikalara kapattığı 40.bin kadının, 129'unu canından ediyor, günlerce aç ve açıkta bırakıp ölümüne sebep oluyor.
Avrupa'da 1900'lerin başında şekillenen Sosyalist, Komünist düşüncelerin ülke yönetimlerinde temsil edilmeye başlaması ile birlikte; "Dünya Kadınlar Günü" fikri ilk olarak 1910'da Alman sosyalist Clara Zetkin tarafından ortaya atılmıştır.
Kopenhag'da yapılan Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda Zetkin, her yıl "8 Mart"ın "Kadınlar Günü" olarak kutlanmasını önermiş ve bu öneri 17 ülkeden 100 kadın tarafından kabul edilmiştir.
Amaç, kadının cinsiyeti üzerinden emeğinin sömürülmesine karşı farkındalık ve bilinç yaratmak; o acı günü anmak amacıyla "8 Mart", "Dünya Emekçi Kadınlar Günü " olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Kapitalizm ve Feodalizm karşıtı bu düşünce ve yönetim sistemi Sosyalizm, 1917'de ilk olarak Rusya'da Çarlığı deviriyor ve Sosyalist Rus Devrimini gerçekleştiriyor.
Bütün Dünyada yalnız kadın değil, tüm emekçilerde bu süreçten etkileniyor, bir uyanış ve aydınlanma ile birlikte hak arama süreci başlıyor, örgütlü, güçlü sendikalar ortaya çıkıyor, sol Sosyalist ve her ne kadar Lenin eleştirise de, Sosyal Demokrat partiler ülke yönetimlerine geliyorlar.
Bu süreç boyunca Asya, Avrupa ve Latin Amerika'da bir çok ülkede Askeri destekli devrimler oluyor; hak ve özgürlük ülke yönetimlerinde ve yurttaş bilincinde yer buluyor.
Hatta ülkemizde bile başlangıcı ve süreci tartışmalı da olsa, bu güne kadar yapılan en özgürlükçü ve eşitlikçi Anayasa (1961) yapılıyor.
Mağazaların vitrinlerine, televizyon, gazete ve dergilerde yapılan reklamlara bakınca da ayrı bir hoşluk görünüyor.
KADIN açısından bu süreç, ülkelerin gelişmişliklerine bağlı olarak farklı farklı gelişmektedir.
Ülkelerde Kadın Başkanlar, Başbakanlar, Bakanlar, Sendika temsilcisi ve Başkanları görüyoruz, bu elbette ki çok güzel.
Gel gör ki bu kez sorun yine kadın olsa da, üzgünüm ki, kadının evrensel hak ve değerleri açısından, bu kez kadın, kadın için sorun olmaya başlamıştır. Hatta kadın, kadının özgürlük ve haklarına engel konumuna getirilmiştir.
Nasıl mı?
Ülkede gelişmiş illerin cadde ve sokaklarındaki kadın giyim, kuşam, tavır ve davranışlara bir bakacak olursak, fazla söze gerek kalmaz.
Hele hele Mustafa Kelam Atatürk'ün, günün bir çok gelişmiş ülkesinden önce 5 Aralık 1934'de bu kadınlara mı "seçme" ve "seçilme" hakkını verdi diye de düşünmeden edilmiyor!..
Bu yüzden artık günümüzde sorun cinsiyet sorunu değildir, sorun kimin nerede ve nasıl hakim sınıflar ve sermaye tarafından kullanıldığıdır.
Bunun artık kadın ya da erkek olmasının bir anlamı kalmamıştır.
Bir farkındalık yaratması acısından ve 1800'lerin sonundan bu güne kadar emek, kadın emeği, kadın, hak ve özgürlük mücadelesi veren tüm kadınların ve günün sebebi olan kadınlarının anısına saygı için;
8 MART EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ, günün farkındalığı içinde olan kadınlara kutlu olsun!..