BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Kadına Şiddet ve Analar...

Erkekler tarafından yönetilen Dünya, pek çok sorunun kaynağı oldu. Genel kanı şudur; erkeklerin yarattığı problemleri kadınlar çözebilir. Bunun için de Türk toplumuna yansımaları olan Arap kültürüyle desteklenmiş kadın algısından mutlaka kurtulması gerekiyor.

Arap gelenek ve örfüyle ortaya çıkan uydurmalar, kadını mutsuz ediyor. Öyle erkek merkezli düşün devinmeler vardır ki, tüm insanlığın yaşamlarını cehenneme çevirtilmesi içten bile değildir...

***

Kadınlar hakkında tarih boyunca optimum değer verme sistemi, Türklerde yasal hale gelmiştir. Göktürklerde ve Selçukluda kadın hakanın, ya da kağanın, ya da beyin yanındadır; ne önünde ne de ardında...

Bu kültürel gelenek, Arap taassubuyla Türk toplumunda kadına karşı davranış biçimini dejenere etmiştir. Kadın, "kullanılan bir araç" gibi algılanmış, tıpkı materyalist, ya da komünist sistemlerdeki gibi, üretim aracı olarak görülmüş; "ekilen tarla" ya da "doğuran, erkeğin malı" varlık...

Ancak burada önemli bir fark var; materyalist sistemde kadının emeği, ürettiği iş önemlidir; kadının kol gücünü, ürettiklerini, emeğini sömürmüştür. Halbuki Arap kültüründe kadın "odalık", "esir ticaretinde akçe kaynağı", harpte "harp ganimeti", evde "cariye" olarak algılanmış daha çok "ten zevkini tatmin" aracı olarak algılanmış ona göre değer verilmiştir.

***

Ne zaman ki Mustafa Kemal Atatürk milletin kurtuluşu için devreye girdi, İstiklal Savaşından sonra imparatorluğun enkazından yeniden inşa edilen ulus devlet ve toplumsal barışıklık herkese ümit kaynağı olmuştur...

Özellikle tarih boyunca baskılanmış, kafese hapsedilmiş, çarşafa sokulmuş kadınların gelecek hakkında ümitleri artmaya başlamıştır...

Her çağın insanca ve özgürce yaşamanın kaynağı olan Atatürk ilkelerine bağlılık kadınların tek çıkış noktası olmuştur...

Kadınların insanca, eşitçe, adalet içinde yaşamaları için Yurtta ve Dünyada eşi az görülen devrimlerle desteklenmesi barış içinde yaşanılmasını öne çıkarmıştır.

***

Mustafa Kemal Atatürk'ün sağladığı özgür ve eşitlik ilkesiyle kadınlar sosyal hayatın temel öğesi olmuş ve kölelikten, sömürü aracı olmaktan kurtulmuştur. Savaşların; "silahlara veda edilmesi" anlamına gelen "köleliğe" ve "odalık" "cariyeliğe", "kumalığa" elveda denilmiştir.

Cumhuriyet yasaları kadını toplumda her alanda eşit ve saygın yere oturtmuştur. Bununla birlikte tarihten gelen Arapçılık taassubu nedeniyle vahşetlere maruz kaldığı alanlar devam etmiştir.

***

Türk toplumunda kadının özgürlüğü ve eşitliği tartışılamayacak kadar kurumsallaşmasına rağmen, hala kadını "kullanılan varlık" gibi gören sapık zihniyetin varlığı ve bu zihniyetin giderek toplumda taraftar bulması endişe vericidir. Kadına karşı baş vurduğu şiddetle erkek egosu çukurlaşmış, adileşmiştir... Erkeklik egonun yüksek, kompleksli olması, sürekli sorun kaynağı olmuştur. Bu, aslında acizliğin, güçsüzlüğün, iktidarsızlığın sonucu olarak ortaya çıkan tablolardır...

***

Öz güveni olmayan, akıl fukarası olan, güya "erkek" sayılan varlıklar kadına şiddeti uygulayanlardır... Gücü aklen yetersiz olanlar kaba güce baş vurarak egemenlik sağlamak isterler; nitekim ülkemde olup biten kadına şiddet olaylarının büyük kısmı bu kapsama giriyor...

Kadına aklen yenilen silik insanlar eksikliklerini kas gücüyle ispata çalışırlar...

Her türlü şiddete maruz kalan kadınları, özellikle anaların bu gününü (analar günü) kutlamak isterken, inanınız ki bildiğim ve duyduğum bazı şiddetler, beni bu ifadeyi kullanmaya bile utandırıyor...

Analara karşı son derece mahcupluk algısı var içimde...

Yayın Tarihi
15.05.2015
Bu makale 1263 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!