BİLİMSEL DÜŞÜNCE

16 Mart Tarihi

Takvim yaprağı her 16 Mart’ı gösterdiğinde içimden iki duygu oluşur; biri sevinç ve heyecan, diğeri acı ve hüzün... İlki, akademik kariyerim, unvanım, konumum ne olursa olsun onurla taşıdığım ve hayatım boyunca taşıyacağım “essah öğretmen” olma ruhunu taşımamı sağlayan öğretmen okullarının kuruluş tarihi olan 16 Mart 1848 gününün “heyecan ve sevinç” duygusu…
İkincis; tam 105 yıl önce 16 Mart 1920’de İstanbul'un düşman İngiliz birlikleri tarafından işgalini ve Şehzadebaşı Karakolunun basılarak beş askerimizin şehit edilişi nedeniyle duyduğum acı ve nefret duygusu...
***
Öğretmen okullarının kuruluşundan bugüne kadar İstanbul Çapa’daki tarihi çinili binada (İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu) yetişen binlerce “essah öğretmenleri” anmadan bu satırların anlamı eksik kalırdı. 1973 yılından itibaren öğretmenlik mesleğine ve öğretmen yetiştiren kurumlarına karşı başlatılan cahilce ve belki de haince “yok etme” darbesinin sonucu olarak Türk eğitim sisteminin bugünkü zavallı düzeyine getirilmesini sağladı. Her yıl sönük de olsa hatırlanan/anılan 16 Mart Öğretmen Okulları kuruluş günü artık gündeme bile gelmiyor. Çok üzgünüm!
***
Düşmanın şehit ettiği beş askerimizin kayıt bilgilerine göre ikisi Tokat ilimize bağlı Zile ve Reşadiyeli, biri Sivaslı, diğer ikisinin de Balıkesirli olduğunu öğreniyoruz. Anadolu’nun yağız yiğit gençlere Tanrıdan rahmet dilerken, onların ve işgalin unutulmaması için adlarına bir anıt var mı İstanbul’da bilmiyorum. Bu gençler işgale karşı canlarını feda ederken, vatanın düşmandan kurtarılması için Bozkurt Başbuğ Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları Anadolu'da Millî Mücadele için bir kutsal ihtilalin çalışmalarını yapıyorlardı. İstanbul’u işgal eden kuvvetlerin deniz gücünün arasından sıyrılarak Samsun’a 19 Mayıs 1919’da çıktığında, yine düşman İngilizlerin bir askeri birliği, O Gazi Paşa’yı tutuklamak için limandaydı.
***
Sırasıyla Amasya tamimi, Erzurum ve Sivas Kongrelerinden sonra Ankara'ya ulaştılar. Kurtuluş için, özgürlük için yönetim yetkisini devren temsil eden Türk milletinin temsilcileri TBMM'ni oluşturdular ve İstiklal Savaşını yönetti bu Gazi Meclis.
Türk milletinin bağrından çıkan Türk ordusunun azim ve kararlığıyla, Tanrı’ya olan iman ve inançlarıyla aziz vatanı düşmandan temizlediler. Ve 9 Eylül 1922’de Gazi Paşa’nın başkomutanlığındaki Türk orduları son noktayı koydu.
***
Tarihteki aktif sayfasını kapatan Osmanlının aynı zamanda başkenti işgal altındaki İstanbul, yine Gazi Paşa’nın dâhice politik planlarıyla 6 Ekim'de Türk ordusu tarafından kurtarıldı.
Sonuç olarak ne 16 Mart ne 06 Ekim tarihleri unutulsun. Tarih bilinmeden bu günün anlamı ve değeri bilinmez, geleceğin planları yapılamaz.
Geçmişi unutmak, ihanettir. Türk İstiklal Savaşı canla, kanla kazanıldı. Cumhuriyet onun ürünüdür. Herkesin ona borcu vardır.

 

Yayın Tarihi
16.03.2025
Bu makale 112 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!