DİYOJEN'İN Topluma ve Tacizcilere selamı var!..
Takılıp kalmak istiyorum eskilerde. Hem de çok ama çok eskilerde. Şu yüzyıl, bu yüzyıl değil asrın taaa diplerinde.
Nereden mi çıktı? Çok basit. Yaşanılanları sorgularsanız, siz de benim gibi asrın taaa dibine gitmek, hatta hiç gelmemek istersiniz, asrın dibinden.
Buraya nereden mi geldim. Sinoplu hemşehrimiz Diyojen'den. Sinoplu hemşehrimiz derken, bu günden bakarak değil, yaşadığı dönem M.Ö 412-323 yıllarından, Bizans toprağı olan Sinoplu Diyojen'den demek istiyorum.
Bilmem doğduğu Sinop'tan sonra çocukluğunun geçtiği Sivas'ta da tanıyanlar var mıdır onu; ya da bir Sivaslı'da çıkıp benim çocukluk arkadaşım der mi?
Babasının "hikayelerinden' dolayı Sinop, Sivas ve Atina'yı mesken tutan şu bizim Diyojen enteresan adammış vesselâm. Gerçekten adam gibi adammış.Hem de bir kuyumcunun oğlu olarak.
Tamam Babasının "kalp altın" satmak gibi vukuatları olsa da, şehirden şehre sürgün yaşasa da, enteresan adammış; önce Dünyadan, sonra da Türkiye-Sinop ve Sivas'tan hemşehrim Diyojen.
Yaşadığı dönemler çevresinde ki her şeye ilgili ve çevresindeki her şeyden kuşkulu birisi. Demek ki, kuşku taaa uzun yıllardan bu yana bir duygu. Oh be biraz rahatlıyayım, her şeyi sorgulamak, bir hastalık değil, ama güven içinde kuşku duymayı başarabilmek de gerekliymiş.
Hatta bunun adına bir felsefe ekolü bile oluşmuş. KİNİK FELSEFE/ kuşkucu felsefe. Kurucusu da DİYOJEN amca.
Herkes onu, bir Atina sokağında yaşadığı küpün içinde Büyük İskender'in, buralarda bir filozof yaşıyormuş diye arayıp, çıplak halde uyuduğu küpün içinde, kendisine bir şey istiyor musun sözlerine verdiği:
'GÖLGE ETME, BAŞKA İHSAN İSTEMEM!.. '" yanıtı ile tanır.
Güpe gündüz elinde lamba ile dolaşır ve ne aradığını soranlara:
"ADAM ARIYORUM!.dermiş
Bu günler ben de!...
Zengin olduğu için kibirli genç bir adam ile tek kişinin geçebileceği sokakta karşı karşıya gelen Diyojen, adamın ben yol vermem, sözlerine:
"BEN VERİRİM!.." der.
Sokaktaki çeşmede eli ile su içen çocuğu görünce, torbasındaki tası kırp atar ve "çocuk bana fazladan eşyamın olduğunu öğretti," der.:
Belki de biraz kendimi bulduğumdan mıdır nedir, ”İNSANIN KENDİSİ VAR İKEN, YÜKE İHTİYACI YOKTUR!" pek bir özeldir.
İşte bu sözleri, lafları eden adamdır, DİYOJEN.
Daha da enteresanı ise, AİLE ve ÇOCUKLAR ile ilgili yaklaşımı ve düşüncesidir.
Diyojen toplumsal yerleşik kurallara karşı çıkar. Bu yüzden de, İnsan ne zaman evlenmeli diyenlere:
"Genç ise, henüz evlenme zamanı gelmemiştir. ihtiyar ise, vakti geçmiştir".
Çocuklar için de:
Çocukların "Anne-babanın değil, tüm toplumun sorumluluğu altında olması gerektiğini" savunmuştur.
Peki bu Diyojen Amca, her şeye bu kadar boş verir(!?) ya da öylemi görünüyor. Önem verdiği bir şey yok mu
Var.
Diyojen Amcaya göre insanın, ihtiyacı olan en önemli şeyi BİLİGi ve BİLGELİK. Böylece insan kendi kendine yetebilir; mutlu olmak için başka hiçbir şeye de ihtiyaç duymaz.
Gördünüz mü, anladınız mı neden taa asrın dibine gitmek istediğimi.
Diyojen Amca bile toplumu sorumlu tutuyor ÇOCUKLAR için, sapıklardan korumak için.
Vay evlilik kurumuna karşı çıkan "AHLAKSIZ" Diyojen vay!..
Her şeyi, iyilikleri, kötülükleri sistemler yaratır, Diyojen'in zamanında
O zamanın kötülükleri daha sınırlı iken, şimdi uluslararası oldu.
Kim neyin farkında bilemem ama yaşadığımız çağda bütün kötülüklerin anası maalesef KAPİTALİZM.
Bu yüzden, taa oralara, o zamanlara gitmek istiyorum!.
--ANLATABİLDİM Mİ?