ANKARA'DAN

Herkes Bu Kadar Akıllı İken

Bazı genel doğrular vardır. İnsan, insanlık hep iyiden ve güzelden yana evrilir. Doğa, kendini yeniler. İnsan, eğitilen ve öğrenen bir varlıktır. Tabi hepsinin bir başlangıcı da vardır.

--Öğrenme, her zaman kişinin, toplumun kendisi için iyiden, güzelden ve dahi doğa için hayırlı olandan yana olanı da değildir.

--Her zamanın, dönemin kendine özgü doğruları, iyileri ve güzelleri, güzellikleri de vardır biliriz.

--İyi de bunların hangisi doğru şimdi. Bir parağrafta iyi dediğim bir şeyleri, bir başka parağrafta yerle bir ettim.

--İşte sorun da tam burada.

--Genel doğrular vardır ve bunlar gerçekten doğrudur.

--Ama yaşanılan süreçler öyle gereklilikler ortaya kayar ki, ne söyleyeceğiniz bir söz kalır ne de yapabileceğiniz çok şey vardır.

--Olaylar kişisellikten çıkıp, çoğul olmaya, çoğalmaya başladıkça her şeyin karmaşası da, doğrunun mihenk taşları da değişmeye başlamaktadır ve işte işin içinden çıkılmayan tarafı da budur.

--İnsan, bazı şeyleri bir çaba sonunda öğrenir, bazı şeyler içgüdüseldır, bazıları da kişilerin dışında olur ve siz de kendinizi bu sürecin içinde bulur, isteseniz de istemeseniz de öğrenir, katlanırsınız

--Toplumsal olaylar ve siyaset de bunlardandır.

--Çünkü birey olarak sizin tek başınıza yapabileceğiniz çok şey yoktur. Siz, Biz ve sizin, bizim gibiler çoğalıp, birlik olup, beraberce bir tavır sergilemedikçe yapacağınız/mız çok da bir şey yoktur

--İşte her dönem insanlık ve insan oğlu için en acı olanı da bu olmuştur. Siz kara koyun olsanız da, o ak koyunların arasında karışıp gitmekten başka seçeneğiniz olmayabilir, kalmayabilir.

--Eeee peki, "Maden bir sürünün içinde kaybolup gidecek isek, o kadar öğrenme çabasına ne gerek vardı" diye sormanız gerekmez mi? Bilmem ama gerçekten, soruyor musunuz ki!..

--Gerek Kapitalizmin bu ekonomik bunalım dönemi, ki buna üçüncü bunalım dönemi de deniliyor.

--Bizler bu gönemin 1997, 2007, 2018 ve sonrası dönemsel krizlerinin yaşayanları olarak hala bir şeylerin farkında olmamamız pek normal değil. Üstüne üstlük bir de COVID-19 pandemisi.

--Emperyalizmi Lenin, kapitalizmin ulaştığı en yüksek aşama olarak tanımlar ve;

--"Egemen devlet, kendi egemen sınıfını zenginleştirmek ve alt sınıflarına rüşvet kabilinden sus payı vermek için, eyaletleri, sömürgeleri ve bağımlı ülkeleri sömürmektedir. İşçi önderleriyle işçi aristokrasisini satın almayı mümkün kılacak ve proletaryanın üst katmanını alt katmanından sistemli biçimde ayırmaya yarayacak olan böylesi bir rüşvet, hangi biçimde olursa olsun, ekonomik açıdan yüksek tekel kârları gerektirecektir."

--Şimdi bütün bu gerçekler ortada iken, gazeteler, televizyonlara ve elbette ki sanal ortama bakıyorum; evet ya tam da durum bu.

--Bilgi çağı, uzay çağı, bilişim çağı insanları olarak bu kadar bilgi ve teknoloji bulma, kullanma olanağına sahipken, neleri atlıyor yada neler bize yanlış öğretiliyor, hiç düşündük mü?

--Her sistem kendi düzenini kurarken, kendi insan unsurunu da yetiştirir.

--Yıl 1920'ller. İşgal edilmiş, parçalanmış Osmanlı toprakları üzerinde bir avuç aydın tam bağımsızlık derken, bilinçli, bilinçsiz bir grup da ülke için İngiliz, Fransız, Amerikan mandasını savunmuşlardır. Bunlara bile eyvallah.

--Gel gör ki, bu gün bile artık hilafetlerin hangi emperyal güçlerin güdümünde olduğunu sağır sultanların bile duyduğu halde, ingiliz emperyal güçlerinin güdümünde savaştıklarını kabul eden Yunan aydınları varken, "keşke Yunan kazansaydı" diyenler ve onların ellerini öpenlerin, daha da kötüsü, bunların"biyurtsever"liklerinden bihaber/habersiz, bir ülkede etkili ve yetkili binlerin olması ne acı.

--Acaba, bize bir şeyler yanlış, eksik mı öğretiliyor,

--Cumhuriyetin o atın çağı ilk yıllar neden çöpe atıldı da, bu gün tüm dünya bir ekonomik kriz ile birlikte bir pandemi yaşasa da biz boğuluyoruz diye düşünmüyor, sormuyor, sorgulamıyo muyuz?

--Gerçekten bazıları tu kaka saysa da Lenin doğru mu söylemiş bir baksak mı:

--"Emperyalizm, kapitalizmin tekelci aşaması olup,beş temel özelliği vardır;

--Üretimde ve bu üretim sonucu oluşan sermayede görülen birikim öyle yüksek bir gelişme seviyesine ulaşmıştır ki, yaşam koşullarında ve ekonomik hayatta belirleyici bir rol oynayan tekelleri yaratmıştır.

--Banka sermayesi, sanayi sermayesiyle iç içe geçmiş ve ekonomik bir oligarşi(siyasal gücün birkaç kişiden oluşan küçük bir grubun elinde bulunduğu yönetim biçimi) ortaya çıkmıştır.

--Ticari mal ihracından ayrı olarak, sermaye ihracı da olağanüstü bir önem kazanmıştır.

--Dünyayı paylaşan uluslararası kapitalist ortaklar ve devletler kurulmuştur.

--En büyük kapitalist güçlerce dünyanın toprak paylaşımı tamamlanmıştır."

--Ben rüya görüyorum, öyle bir dünya, ülke, ülkeler yok değil mi?

--Birisi çimdiklesin lütfen!..

Yayın Tarihi
07.09.2020
Bu makale 1455 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!