Yaşamımızda herşey o kadar çok hızlı ki, ne işe, ne aşa ne de yaşamda olması gerekenlere yetişebiliyoruz.
-Yiyecekleri fast food tarzı yerlerden, bilgileri eksik ve yanlışları bol sanal ortamlardan, internet sitelerinden alıp, yiyip, içip, sonra da kullanıp sahip olmadan atıyoruz.
-Kendi kendime sormadan edemiyorum, "Acaba diyorum, bir çok kişi kendisine sunulan bu kolay olanaklarını kullanarak; yaşamında sağladığı kolaylıklar ile nereye kadar gidecek?"
--Kökü olmayan bitkiler, sanal bilgiler, fast food yiyecekler, ağız tatlandırıcı eğlencelikler, çiğnenip atılan sakızlar gibi oldu yaşam çoğu kişi için.
--Cem Karaca'nın "Yarım Porsiyon Aydınlık" şarkısı gibi ben de, bu yaz da güneye, ama torosların zirvesinde köyüme gittim. Kışları biraz öksüz yetim ve kimsesizdir ama, bahar ile birlikte herkes akın eder, yaz ise işinde gücünde insanlar ile çok kalabalık olur. Ben de bu kez o kalabalığa katıldım.
--İnsan kurulu düzeninden, evinden barkından uzak olunca, ne de çok şeye ihtiyacı olurmuş. Meğer raflarda duran kitaplar, alınan notlar ne kadar da iki satır yazarken önemliymiş meğer.
--Aklıma takılan Orhan Veli'nin bir şiirini anımsamaya çalıştım ama anımsayamadım. İnternetten bir bakayım istedim.
-Bir de ne göreyim. Benim ezbere bildiğim şiir, parça parça edilmiş, herkes kendi kullanmak istediği yere yama gibi yamamış. Üstelik bunu bir yazı içinde ya da öylesine bir yerde görsem sorun değil, Şiir ve şairler sayfalarında bile.
--Sözün tamamının parça parça değiştirilmesinden tutun da, söyleyeni/yazarına kadar her şey değişmiş halde darama dağın görünce içim cız etti. Acıdı.
--Eğer, bu sanal ortamda bir çok kişi, kullandığı bilgi ve paylaşımları buralardan sağlıyor ve doğru sanıp paylaşıyor ise; eyvah ki, ne eyvah!.. Hani derler ya, "yandı gülüm, keten helvası!"
-"Fast food" yeme içmeden sonra, "fast food" bilgiler, "fast food" ilişkiler ve "fast food" bir yaşam. Ne diyeyim. Yiyen, için, kullanan, yaşayanlara Allah kolaylık versin.
-Ama nereye kadar?
-Bir çiklet/sakız ağzınızda ne kadar kalıyor ise o kadar.
--Sonuç. Size bağlı. Ne için ve nerede kullandığınız bağlı.
-Ama bir kez daha anladım ki, emeksiz, köksüz ve sıradan sağlanan şeylerin; ne kadar eften püften, içeriksiz ve tadını bilenler için ne kadar anlamsız ve tatsız olduğunu gördüm.
--Sonra da ağız tadıma, akıl sağlığıma, bilgi dağarcığımın sağlıklı olmasına sevindim.
--Siz de, bir kendinizi yoklayın bu aralar. Hani boşuna hamallık yapmayın. Kullanmayın. Kullanılmayın.
--Derler ya,, "güzellik geçicidir, aptallık baki kalır" diye. Tatsız, tuzsuz, geçici, çirkin sanal şeyler yerine; zor ve zahmetli de olsa sağlıklı ve doğru şeyleri koyun!..
--Güzel şeyler emek ister ama, buna da değer!..
--"Sevgi güzellik ister gülüm,/ Güzellik emek ister.
Güzellik tende değil gülüm,/ Yürekte ateş ister." gibi gülüm.