Başlığın oldukça iddialı, hatta bazılarına göre "büyük bir laf" olduğunun farkındayın. Ben söyleyeyim de, siz nereye nasıl koyarsanız, koyun bence sakıncası yok!..
--Geçenlerde bir Kamu Kurumuna, bir arkadaşıma uğradım. Okur-yazar Bürokrasinin masasında evraklar ile, bir de başvurduğu temel kaynaklar ve okuduğu bazı kitaplar olur.
--Eee yani arkadaşımıza da gidince, ortalığı kolaçan eteme yetkisine sahip olursunuz. Yılların deneyimli Bürokratı ile bir yandan hoş-beş ediyor; o işi ile ile ilgilenir, telefonulara yanıt veriri iken, ben de masa ütünde ki ve kitaplığında ki kitapları karıştıryorum
--Devlet'te denetime ilişkin bir doktora tezi kitap olarak bastırılmış ve arkadaşımın da masasında duruyor.
--Şöyle bir gözatayım dedim, o da ne; daha önsüzünde bir parağraf içimi yaktı. "BİZİ, DEVLETİM MALININ SAHİBİ ve KORUMACISI OLARAK YETİŞTİREN, BÜYÜTEN ÖĞRETMENLERİMZE VE OKULUMZA minnet ve teşekkürlerimle"
--"Maliye okulu" diye bir okul varmış. Ve Devlete da Maliyeci devlet Memuru yetiştirir, üstüne de zaman ile akademi, üniversite okutur nitelikli Defterdar, Mal Müdürü gibi Maliye Bürokrasisine memur ve yönetici olunmasına, sağlanmasına katkı koyar imiş.
--"İmiş" diyorum, çünkü böyle bir okulun varlığından haberli idim, değil mi Ali (Öztürk) Ağabey.
--İşin ayrıntısını bilmediğimden, bir bakayım dedim ki için bir kez daha acıdı. "Cızzz etti".
--Meğer taaa Osmalıdan beri varmış. Hem de 1908'de Meşrutiyet'in ilanı ile dünyaya uyum, modernleşmek için açılmış.
--Cumhuriyet Döneminde de ilk Maliye Okulu 1924 yılında Ankara Samanpazarında ki, SAKARYA SAVAŞINDA HASTANE olarak kullanılan, daha sonra da TÜRKOCAĞI BİNASI olarak kullanılan salonda, daha sonra da yurdun bir çok ilinde Maliye okulları açılmış.
--Ne zamana kadar? diye bir soru sorsam.
--Siz de gözlerinizi kapatıp, bu alt satırları okumasanız. Hangi yıllara kadar, açık olduğunu düşünürsünüz?.
--Bir kaynak da "24 Temmuz 1923'de LOZAN ANTLAŞMASI imzalandıktan sonra, Cumhuriyetin Merkezi Ankara'ya taşınınca, Atatürk tarafından her alanda yapılan YENİLİKLER ve DEVRİMLER gibi mali alanda da yenilik ve devrimler için Maliye Okulu Ankara'da açılmıştır." denilmekteydi.
--2000'li yıllara girildiği zaman, MİLENYUM'a(yeni bin yıl) giriyoruz diye de ne çok sevinmiştim. Evet, yeni bir bin yıla giriyormuşuz ama, birleri için bir şeylerin başlangıcı, Atatürk Türkiye Cumhuriyeti içinde sonun başlangıcı olmaya başlamışmış meğer.
--En son Maliye Okulu da 2003 yılında kapatılarak, bir drama daha imza atılmıştı.
--AB müktesabatına uyum sağlayacağız diye 2008 yılında "Milli Eğitim Bakanlığı, halen 79 olan lise türünü 15'e indirmeyi kararlaştırdı. Bakan Çelik, liselerde "tek yönetim, çok program" ilkesinin uygulamaya" konularak, Devlete Öğretmen, Ebe, Hemşire gibi meslekli yurttaşlar yetiştiren okullar kapatılmış.
--En sonunda da, 15 Temmuz Darbesi bahane edilerek, Devlet, Millet bilinci ve sevgisi ile yurttaş/asker yetiştiren Askeri okullar da kapatılmıştır.
--Bu gün Ülkem ve Devletim için gelinen noktayı görünce, Atatürk ve Cumhuriyet'in izlerinin bulunduğu kurumların bir bir yok edildiğini, birkimlerinin talan edildiğini görür iken, bunun alt yapısının da da çok tesadüfü olarak yok edilmediğini anlıyorum.
--Maliye? Hazine? Devlet? Sağlık? Hastane? Hazine Arazileri?
--Yalan, dolan, talan, alan, çalan giden?
--Yol yordam görmüş, birlerinin dezgahından geçirilmiş delikanlılar dolaşır ortalıkda. Kenar mahallelerden gelen zavallı genç kızlarda, "zengin, iyi bir koca" bulma hayali ile takılırlar bunlara. Ve öyküler, çok garip bir yerde biter. Hem de hüzün ile. Acı ile. Hüzran ile.
--Avrupa Devletleri ve Milletleri daha 400, 500, 600 yıllık geçmişleri ile asaletli Ülke, Millet havası ile dezgahtan geçmiş delikanlı havası ile dolaşır iken;
--İlk Devletini Mete Han tarafından M:Ö 220 yılında Asya Hun İmparatorluğu olarak kurup, ilk Askeri Birliğini da Kara Kuvvetleri olarak M.Ö 209'da kuran 16 Devlet Kurmakla övünenlere; "Cumhuriyet, kimsezilerin Kimsesidir" diyen, TÜRKİYE CUMHURİYETİ Yurttaşlarına neler oluyor Allah aşkına.
--Bu ne gaflettir, bu kime ve neye ihanettir? Bu yol kimin yoludur, nereye ve kimin ile gider?
--Devlet kurumları bir birer, yasa ve yönetmelikler ile birlikte bir mechule gidiyor, yok oluşa koşuyor, haberiniz olsun!..
--"Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır." İstiklal Marşımızın yazarı, bir çok muhteremin bir dönem söylediklerini bir ömür söylemiş gibi saydıkları, Mehmet Akif Ersoy, bunu da söylemiştir. Duydunuz mu?.